Paylaş
Türkiye’den giden iktidar temsilcileri ise, sus pus yerinde oturuyor, savunamıyor.
Yüz kırk ülkeden gelen milletvekilleri birkaç gün önce Cenevre’de Parlamentolar Arası Birlik şemsiyesi altında bir araya geliyor. Konu tutuklu milletvekilleri. Aslında on üç ülkede tutuklu milletvekili var. Ancak, İzlanda hariç, o ülkelerin hiç birinde demokrasi yok.
Tutuklu milletvekili bulunan on üç ülkenin temsilcileri, demokrasi yok, hiç takmadan kendilerine göre ülkelerini savunuyor. Brundi, Kamerun, Çad, Eritre, Madagaskar, Kongo, Kolombiya, Kamboçya ve diğerleri, savunmalarına inanın ya da inanmayın. Ne ülkeler ama.
İKİ AKP’Lİ
Cenevre’de Türkiye’den AKP, CHP, MHP milletvekilleri var. Türkiye’yi savunmak AKP’lilerin görevi.
AKP’den beş kişinin katılması gerekirken, salonda iki AKP’li bulunuyor. Biri dil bilmiyor, ne olup bittiğini zaten anlamıyor. Diğeri kadın milletvekili, cesaret edip söz alamıyor, iktidarını savunamıyor. Nasıl savunacak ki.
14, 76, 83, 84
“Demokratikleşme Paketi” demokrasi sancılarına çare getirmiyor. Paket türbanı yerleştirmek, andımızı kaldırmakla meşgul. Uzun tutukluluk süresini kaldırmak, tutuklu milletvekillerine çözüm getirmek gibi temel konular yok. Çözmek AKP’ye düşüyor, çoğunluk onda.
Ülkenin Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakanı, bakanları “Bunları çözmek gerek” diyor, ama “Çözmek gerek” diyen Erdoğan kılını kıpırdatmıyor.
Tutuklu milletvekili sorunu için Anayasa’nın 14, 76, 83, 84’üncü maddelerini değiştirmek gerek. “Çözelim” diyen, hapis yatmış, başta milletvekili seçilememiş Erdoğan şimdi değiştirmeye yanaşmıyor. Hapis yatmış Erdoğan, şimdi “Bana ne, yatsınlar içeride” havasında, helal olsun, yine de “demokratikleşme paketi” diye ortaya çıkabiliyor.
CEMİL ÇİÇEK
Meclis Başkanı Cemil Çiçek rahatsız:
“Anayasa’da ve yasalarda yanlış kurallar var. Biz Meclis olarak kural koyan, kural değiştiren yetkilere sahibiz. Bu yanlışları düzeltmek bizim görevimiz. Ancak siyaset kurumu kendi hukukunu bile değiştiremiyor, tutuklu milletvekilleri hapis yatıyor”.
Çiçek doğru söylüyor. Değiştirmeyen kim? AKP ve Erdoğan. “Hapiste olan kişileri milletvekili gösterin diye ben mi söyledim” diyor ve sırtını dönüp gidiyor. Sonra da, demokrasi paketi.
YARGITAY, TUZ, BİBER
Uluslararası alanda Türkiye’nin demokrasi notu son dört-beş yıldır zaten kırık. O not her geçen gün biraz daha kırılıyor. Yargıtay’ın Balyoz onayı tuz-biber ekiyor.
Böyle bir ortamda yüz kırk ülkenin huzurunda kim çıkacak da tutukluluğu savunacak, çaresiz susup oturacak. Hukuku geçiyorum, vicdanlara sığıyorsa tabii.
İfade ve kıyafet özgürlüğü
DEMAGOJİNİN sonu yok, zaman zaman Meclis’te kavgalarıyla gündeme gelen AKP milletvekili Mehmet Metiner geçen gün partisinin sözcüsü Hüseyin Çelik’i savunuyor.
Sunucu Gözde Kansu’nun kıyafetini uygun bulmayan Çelik’in eleştirisi üzerine, kanal yönetimi Kansu’nun görevine son veriyor. Neresinden tutacaksınız? Olay epey tartışılıyor. Türbana özgürlük derken, sunucu giysisine sansür çekiyor Hüseyin Çelik.
Eleştiriler artıyor, üstüne vazife olmadığı halde Metiner, Çelik için “İfade özgürlüğünü kullanmıştır” diyor. Tamam, Gözde Kansu da kıyafet özgürlüğünü kullanıyor. Ama Gözde Kansu işinden oluyor, Hüseyin Çelik sözcülüğe devam ediyor.
Penguenler Samanyolu TV’de
TAYYİP Erdoğan birkaç gün önce bir yerlerde konuşuyor. Her zamanki gibi, artık farz, konuşmasını sekiz-on kanal canlı yayınlıyor. Hele yayınlamasınlar da görelim.
Kanalları dolaşırken Samanyolu TV’ye geliyorum. Cemaate yakın kanala. Aaaa, Samanyolu Erdoğan’ın konuşması yerine penguen belgeseli yayınlıyor.
Gezi olayları başladığında bazı kanallar penguen belgeseli yayınlayarak, Geziye sırt dönüyor, ona nazire, Samanyolu da penguenlerle Erdoğan’a sırt çevirdiğini ilan ediyor. Cemaat-AKP çekişmesinde son örnek.
Paylaş