Paylaş
Çeşitli partilerin üyelerini davet ediyorlar, geçen gün CHP milletvekili Atilla Kart’a Amerikalılardan gelen davet gibi. Bu davetler kişiye gelse de, görüşme parti adına yürütülüyor.
Kart da, Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi olarak, partisi adına konuşuyor.
SİYASİ İKBAL
“Komisyon Meclis çatısı altında çalışıyor ancak, Başbakan çok müdahale ediyor, komisyonun verimini etkiliyor.
Oysa biz birilerinin siyasi ikbali ve yol haritası için çalışmıyoruz. Komisyona müdahale olmaz ise anayasa taslağı mayıs, en geç haziranda biter.”
Atilla Kart yeni anayasa çalışmalarına aslında yirmi iki sivil toplum örgütünün destek verdiğini söylüyor ve ekliyor:
“Daha pek çok sivil toplum örgütü desteğe hazırdı ancak Türkiye’de korku iklimi yaratıldığı için beklenen destek eksik kaldı.”
LAİKLİKLE AYAKTA
Kart çeşitli örneklerle laikliğin önemini anlatıyor:
“Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte Türkiye’nin ayağa kalkması ve sağlam durması laiklikle mümkün olmuştur.”
Amerikalı hiç tereddüt etmeden karşılık veriyor:
“Aynen katılıyorum.”
Laik bir devletin varlığına bizde belli bir kesim, buna dönekler dahil, pek önem vermiyor. Kart Arap Baharı’nın laiklikle desteklenmediği için başarısız kaldığını, o ülkelerde karmaşa yarattığını söyleyince, Amerikalı yetkili yine “katıldığını” belirtiyor.
BAŞKANLIK
Anayasa taslağında temel konuların başında “başkanlık sistemi” geliyor. Kart:
“Ama şimdi burada istenen Amerika’daki gibi başkanlık sistemi filan değil.”
Amerika iki yüz elli yıla yakın süredir başkanlık ile yönetiliyor. Sistemi en iyi bilen Amerikalılar. AKP’nin niyeti farklı, başkanlık farklı. Bu niyet başkanlıkla
bağdaşmıyor. Amerikalı yetkili de bunun farkında, Kart’ı anında destekliyor:
“Katılıyorum.”
Katılmakla kaygısını belirtiyor.
ŞANGHAY BEŞLİSİ
Konu Şanghay Beşlisi’ne geliyor. Başbakan Erdoğan’ın AB’ye karşı bir tür tehdit aracı olarak kullandığı konuya. Kart bu tavrı eleştirince, Amerikalı yetkili:
“Bizim de kaygımız var, trajik bir durum.”
Kart parti adına konuşmasını sonlandırıyor, kendi kişisel görüşlerini aktarıyor. Telefon dinlemeleri, yargı bağımsızlığı, Silivri ile ilgili Amerika’ya rapor sunulması,
cemaatin etkisi gibi konularda eleştirilerini sıralıyor.
Belli ki, yabancıların Türkiye’ye ilgisi fazla. Ama bu ilgi iktidarın yürüttüğü “Bize çok ilgi var” kampanyasından hayli farklı.
Adamlar olup biteni kaygıyla izliyor.
Sırrı Sakık üzülmüş
“Güneydoğu’da çeşitli illerde toplu yemekler yeniyor, o yemeklere bin kişi katılıyor, herkes barış diyor, tersini söyleyene daha rastlamadım. Bu sürece inanç çok yaygın.”
Meclis’te yaptığı konuşma ile şimşekleri üstüne çeken BDP milletvekili Sırrı Sakık’ı pek çok kişi gibi, ben de eleştiriyorum. Geçen hafta ve önceki gün.
Sırrı arıyor, önce yukarıdaki bilgiyi veriyor. Halktaki barış beklentisini aktarıyor. Sonra benim eleştirilerime
üzüldüğünü söyleyerek:
“Yalçın Abi, iki kez özür diledim, ben ırkçı ve ayrımcı olabilir miyim, bizim ömrümüz bizi ayrı tutanlarla mücadele ile geçti. Asıl ayrımcılık bize yapılıyor, hatta Meclis’te bile. Ben yanlış anlaşıldım.”
Sırrı’yı yirmi, yirmi beş yıldır tanıyorum, ama o sözlerini sindirmek mümkün değil. Şimdi yeniden özür diliyor, hatta “Abi beni tanımaz mısın” diye biraz da sitem ediyor.
Tamam Sırrı, anlaştık.
Paylaş