Paylaş
Daha iyi yetişmek, derken, imamların Almanca’yı, pedagojiyi, coğrafyayı, dinler tarihini, İslam hukukunu bilmelerinden
söz ediliyor.
Almanya Cumhurbaşkanı Wullf’un Türkiye ziyareti nedeniyle, Almanya çok sık yaptığı ve son aylarda daha da yoğunlaştığı gibi Türklerin, genel olarak Müslümanların Alman toplumuna uyumunu tartışıyor.
Almanların görüşüne göre, yabancılar Almanya’ya uyum sağlayamıyor. Bunu Başbakan Merkel de, geçenlerde “çok kültürlülük ölmüştür” sözüyle dile getiriyor.
PARA KİMDEN
Almanları uyum sorununda en çok meşgul eden konulardan biri, farklı dini inançlar.
Almanya’da Türk, Afgan, Pakistanlı, İranlı, Bosnalı ve diğerleri, dört milyon Müslüman yaşıyor. Almanlar şimdi uyum sorununu ulusal kimlik üzerinden değil, İslam üzerinden çözmeye çalışıyor. Bunun için üniversitelerde imam yetiştirilmesine karar veriliyor.
Almanya’da çoğu Türkiye’den gitme, iki bin imam var. Bunlar orada dışa kapalı yaşıyor. Alman toplumuyla ilişkileri çok sınırlı.
Almanlar önce imamları, sonra imamlar yoluyla yabancıları kendi toplumları ile bütünleştirmek için
rogram hazırlıyor.
Üniversiteleri yöneten “Bilim Kurulu” önerisine göre, imamlar ve din dersi öğretmenleri Alman üniversitelerinde yetişecek. Onlara Almanca yanında, genel din bilgisi, bireylerin devlete ve topluma görevleri ile ilgili dersler verilecek.
Program ve çerçeve tamam, eksik olan para, imamların üniversite paralarını kim verecek, kim okutacak?
Bir projeye göre, imamlar aynı zamanda din derslerine girerek, para kazanacak, bir projeye göre, konu Türkiye ile görüşülecek.
Alman Cumhurbaşkanı ile görüşmelerde uyum ve devamı önde geliyor.
Asılan Maliye Bakanı’nın oğlu
ŞİAR Yalçın bir zamanların ünlü savcısı. Ödün vermez bir solcu. Savcılıktan erken emekli oluyor, insanlar onu genellikle briç ve bilmece ustası olarak tanıyor.
Şiar Bey önceki gün aramızdan ayrılıyor. Bunu duyduğumda, zaman zaman kendisinden dinlediğim hayatı gözümün önüne geliyor.
Soner Yalçın türü bir yazı kaleme almak gerekirse:
Şiar Yalçın İttihat Terakki’nin ünlü Maliye Bakanı Cavit Beyin oğlu. Oğlunun tersine, Cavit Bey liberal bir iktisatçı.
Cavit Bey İttihat Terakki sonrasında Cumhuriyet döneminde de önde gelen bir politikacı. Lozan Konferansı heyetinde yer alıyor. Ancak adı Atatürk’e düzenlenen İzmir Suikastına karışıyor ve idam ediliyor.
Şiar Yalçın’ı dönemin ünlü yazarlarından Hüseyin Cahit Yalçın büyütüyor. Şiar Bey soyadını o nedenle Hüseyin Cahit’ten alıyor.
Az konuşan, çok düşünen, tam bir entelektüel olan Şiar Bey’e Allah rahmet eylesin.
Ahmet Özal: Yanlış anlaşıldım
MİLLİ Güvenlik Kurulu eski genel sekreteri emekli orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu bir süredir Ahmet Özal’ın dilinde.
Ahmet Özal bazı insanları babasının ölümünden sorumlu tutuyor. Onlardan biri de, Sabri Yirmibeşoğlu.
Yirmibeşoğlu dün Ahmet Özal’ı arıyor:
“Siz yanlış şeyler söylüyorsunuz, söyledikleriniz babanızın kemiklerini sızlatır”.
Ahmet Özal da, “yanlış anlaşıldığını” belirtiyor.
Belleğim beni yanıltmıyorsa, Yirmibeşoğlu 1990’da emekli olduğunda Turgut Özal bundan üzüntü duyuyor. Özal’ın aklında Yirmibeşoğlu’nu üç yıl sonra Genelkurmay Başkanı olarak görmek var. Ama, emekli olunca, bu plan suya düşüyor.
Bu olayla ilgili kulisi 1990 Ağustos ayında yazıyorum. Şimdi Ahmet Özal’ın suçlamalarını okuyunca, o geçmişi anımsıyorum.
Turgut Özal’ın aramızdan ayrılışında sır perdesi varsa, aydınlatılması gerektiği çok açık.
Bir “Yetmez ama evetçi” uyanıyor
AHMET İnsel Radikal gazetesinde yazılar yazan öğretim üyesi. Düşüncelerimiz zaman zaman uyuşmayabilir, ben o yazıları ilgiyle izliyorum.
Referandum öncesinde Ahmet İnsel “yetmez ama evet” takımı arasında yer alıyor ve anayasa değişikliğini savunuyor. Dün Radikal’deki yazısına bakıyorum, “HSYK seçimini şaibeli” ilan ediyor, Adalet Bakanlığı bürokratlarının HSYK üyeliğine seçilmesini “demokrasinin değil, AKP’nin zaferi” olarak niteliyor. Hani, anayasa değişikliği demokratik bir açılımdı, onun için evet demek gerekirdi, ne oluyor böyle aniden? Bu geç uyanmaya, Ahmet Beyin bildiği deyimle, İngilizler “good morning after supper” diyor, “akşam yemeğinden sonra günaydın”. Halk deyimiyle, “atı alan Üsküdar’ı geçiyor”, bizim evetçiler yeni uyanıyor.
HSYK seçimi evetçilerin başına düşen ilk taş. Bakalım, Ahmet Beyden sonra diğer “yetmez ama evet” takımını ne uyandıracak?
Paylaş