Paylaş
Sivas davasının zamanaşımına uğraması nedeniyle Ergin’in bir buçuk yıl önce verdiği bilgi bugün daha değerli:
“Bundan sonra Yargıtay’a hiç dosya gelmese bile, bazı dairelerde beş yıl süreyle el vurulamayacak dosyalar birikti. Bir çok dosyanın zamanaşımına uğrama riski ile karşı karşıyayız. Bu konuda her yıl ortalama yüzde 30 oranında artış var”.
Bu sözlerden sonra Adalet Bakanı hepimizi yerinden zıplatacak rakamlar veriyor:
“2007’de Yargıtay’da zamanaşımına uğrayan dosya sayısı 9 bin 111, bu rakam 2008’de 12 bin 354’e ve 2009’da 14 bin 809’a yükseliyor. 2010’da 19 bin 251 dosya zamanaşımına uğradı. 2014 yılında yaklaşık 55 bin dosyanın zamanaşımından düşme tehlikesi vardır”.
33 BİNE DOĞRU
Bunun Türkçesi şu. Bu dosyalarda adı geçen mağdur insanlara adalet dağıtılamıyor. Binlerce mağdur insan. Ve o dosyalarda adı geçen binlerce katil, dolandırıcı, vurguncu, batakçı, insanlık suçu işlemiş olanlar zamanaşımı nedeniyle cezadan kurtuluyor, hak yerini bulmuyor.
Kanaya kanaya kangren olan, her tarafı çürük içinde kalan kamu vicdanı adaletten umut kesiyor. Yılda yüzde 30 arttığına göre, zamanaşımına uğramış dosya sayısı geçen yıl tahminen 26 bine, bu yıl 33 bine doğru yol alıyor.
Her zamanaşımında ağıtlar yakılıyor, protestolar birbirini izliyor, bir sonraki zamanaşımına kadar. Aynı anda cezadan kurtulanlar ellerini ovuşturuyor.
TÜBİTAK elini çabuk tutsa
ODATV davasında on üç kişiden dört gazeteci mahkemece tahliye ediliyor. Doğan Yurdakul da, tahliye edilenler arasında ama onun tahliyesi daha önce ve sağlık sorunları nedeniyle.
Geride kalanlarla ilgili olarak ortada TÜBİTAK sorunu var. Mahkeme dijital verilerin incelenmesi için TÜBİTAK’tan bilirkişi heyeti istiyor. TÜBİTAK bir liste gönderiyor. O listeye avukatlar itiraz ediyor. Mahkeme TÜBİTAK’tan yeni bir liste göndermesini istiyor.
Şimdi TÜBİTAK mahkemeye yeni bir bilirkişi listesi sunacak, mahkeme bilirkişi heyeti oluşturacak, o heyet Odatv davasında yargılananların dijital verilerini inceleyecek, mahkeme ona göre karar verecek.
Davanın avukatlarından değerli hukukçu Fikret İlkiz ile konuşuyorum, İlkiz “mahkeme davanın hızlanmasını istiyor” diyor.
Hızlanacak ama, TÜBİTAK elini çabuk tutup, yeni bilirkişi listesini gönderirse.
Düşen davalardan örnekler
ARGO deyimle, zamanaşımından kimler yırttı? İşte, küçük bir liste:
-Hayata Dönüş: Bayrampaşa Cezaevi’nde 2000 yılındaki “Hayata Dönüş” katliamında 28 tutuklu yaşamını yitiriyor. 167 tutuklu ve hükümlü hakkında açılan dava düşüyor.
-Yüksekova Çetesi: 1996’da bir PKK itirafçısının verdiği ifadeyle ortaya çıkan “Yüksekova Çetesi” 16 kişinin öldürülmesi, uyuşturucu kaçakçılığı, haraç toplama gibi olaylarla suçlanıyor. Albay, yarbay, üstteğmen, belediye başkanı olmak üzere 13 sanık mahkum oluyor. Yargıtay kararı bozuyor, bu kez sanıklar beraat ediyor. Davacı vekilleri Yargıtay Ceza Kurulu’na başvuruyor, ama dava düşüyor.
-Abdi İpekçi: İpekçi cinayetine katılmaktan hakkında yakalama kararı bulunan iki sanıkla ilgili dava otuz yıllık zamanaşımının dolması nedeniyle düşüyor.
-Kemal Türkler: DİSK Başkanı Türkler öldürülüyor. Zanlı önce yurtdışına kaçırılıyor, sonra dönüyor ve bir parkta işletmecilik yapıyor. Başka bir nedenle yakalanıyor, açılan dava mahkeme ile Yargıtay arasında gidip geliyor. Süre doluyor, dava düşüyor, katil zanlısı cezadan kurtuluyor.
-16 Mart:1978’te İstanbul Beyazıt’ta bombalı saldırıda yedi öğrenci öldürülüyor. On yedi yıl sonra yargılanan üç katil zanlısının idamı isteniyor. Süre doluyor, dava düşüyor.
DİĞER TÜRLERİ
Refah Partisi’nin gizli kasası olduğu ve Bosna Hersek için toplanan paraları yerine ulaştırmadığı iddiasıyla Süleyman Mercümek dolandırıcılıktan yargılanıyor. Hakkındaki dava zamanaşımına uğruyor. Bunun dışında:
Engin Civan’ın zimmet, Jet Fadıl’ın dolandırıcılık, Yahya Demirel’in hayali ihracat, Gülay Aslıtürk zimmet ve fesat karıştırmak, İmarbank yolsuzluk iddiası, N.Ç. utanç, batık bankalar (TYT Bank, Marmarabank, İmpexbank), Elazığ Kolordu Komutanlığı baraka yapımı, Marmara depremi nedeniyle 563 dava, Bingöl depremi davaları düşüyor. Hizbullahçılar tahliye oluyor, onlara zamanaşımı kapıda. Engin Çeber’e işkence yapan zanlılara olduğu gibi.
Katillerin, dolandırıcıların, insanlık suçu işleyenlerin suçları yanlarına kar kalıyor.
Paylaş