Aaaa, kimseyi azarlamadı

“Partiniz sizin yüzünüzden seçim kaybetti, nerede hata yaptınız?”

Haberin Devamı

“Bu Kongre seçimi olsa bile, halk artık sizi desteklemiyor, mesajınız var mı?”
“Başkanlıkta çok zorlanacaksınız, Kongre ile nasıl baş edeceksiniz?”
Bu sorular kaybettiği Kongre seçimleri sonrasında Başkan Obama’nın düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularından birkaçı. Başkanlık seçimi olmasa bile, Başkan’ı sıkıştırmak için ideal zaman. Gazetecilerin hiçbiri bin dereden su getirip soru sorma çabasında değil, Başkan karşısında kimse takla atmıyor, Obama’ya destek verenler dahil, hepsi adam gibi gazetecilik örneği veriyor.
Obama seçimi kazanan Cumhuriyetçileri kutluyor, “Kongre ile uzlaşmaya çalışacağım” diyor. Kendisine muhalif Kongre ile çalışmak zorunda. Zorlu dönem gazetecilerin zorlamasıyla başlıyor, basın toplantısını izliyorum:
1- Soruların istisnasız hepsi onu kızdıracak, güç durumda bırakacak türde.
2- Her ters soruya kimseyi azarlamadan, öfkelenmeden yanıt veriyor.
“Sen kim oluyorsun da Başkan’a böyle soru soruyorsun, senin patronun seni hâlâ o gazetede nasıl tutuyor, o zaman senin patronun da aynı zihniyette” demeden, sabırla yanıt veriyor. Şaşkınlıkla izliyorum, bu tür basın toplantılarını unutmuşum da.

Haberin Devamı


Büyük palavra

KIRK yıldır hemen her hükümet programında yer alan amaçlar dizisi:
“Tarımda su kullanımını etkinleştirmek, enerji verimliliğini arttırmak, ürün ve marka sayısını arttırmak, yerli kaynaklara dayalı enerji üretmek, ithalata bağımlılığı azaltmak, sağlık ekonomisini geliştirmek”.
“Cumhuriyet tarihinin en önemli dönüşümü” diye tanımlıyor Ahmet Davutoğlu bu hedefleri. Büyük palavra. Son kırk yılın hükümet programlarında bu hedeflerin hepsi var, hepsi tartışılıyor. Şu ya da bu hükümet döneminde. Beş yıl önce Güneydoğu’da bütün bakanların katıldığı toplantıda yine büyük gürültü ile açıklanan ekonomik program dahil.
Cumhuriyet’in gerçekten tarih yaratan iki önemli ekonomik dönüşümü var. Biri, 27 yıllık uygulama sonrası devletçiliğe son veren 1950’de Demokrat Parti’nin liberal programı. Bireysel girişimi öne çıkarıyor. Tam zihniyet değişimi.
Diğeri, Demirel Başbakan, Turgut Özal Başbakanlık ve DPT Müsteşarı, 1980 24 Ocak Kararları, kapitalizme geçişin büyük dönemeci. İkisi de, tam yapısal değişim. Arada programı rötuşlayan pek çok karar var. Örneğin, 1983 seçim sonrasında Başbakan Özal’ın ekonomik kararları gibi, ki kapitalist geçişi perçinliyor.
Davutoğlu’nun önceki gün açıkladığı ekonomik programda hiçbir yapısal değişim yok. Geçmiş önlemleri tekrarlıyor, daha önce “Yapılacak” denilenleri “Uygulayacağız” deniyor. Benzeri çok, klasik ara program.
Her konuda abartılı üslupla kendine yer edinme çabasındaki Davutoğlu büyük konuşmayı sürdürüyor.

Haberin Devamı


Üniversitelere ‘paralel’ takip

17-25 Aralık yolsuzluk iddiaları sonrasında hükümet YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’yı gözden çıkarıyor. Üniversite dünyasında “paralel yapı” ile mücadele etmediği inancıyla. Üniversiteler için hazırladığı taslağı hükümete anlatmaya çalışıyor ama kimse yüz vermiyor ve nihayet görevinden alınıyor.
Yerine gelen edebiyat profesörü Yekta Saraç tam anlamıyla Tayyip Erdoğan’a bağlı, katıksız muhafazakâr. On yıla yakın YÖK üyesi. YÖK’e hükümet kontenjanından atanıyor. Çetinsaya’nın gideceği belli olduğunda YÖK Başkanlığı için banko onun adı geçiyor.
Bir artısı daha var, “Alo Fatih”in, Fatih Saraç’ın kardeşi. TV yayınları için “Alo Fatih” diye telefona sarılan Erdoğan, üniversitelerle ilgili “Alo Yekta” diyecek. Yekta Saraç’ın ilk görevi üniversitelerde paralelcilerin tasfiyesi. Son on iki yılda her YÖK başkanı üniversiteleri biraz daha huzursuz hale getiriyor, Saraç ile AKP’ye uygun, daha geriye gidecek.

Yazarın Tüm Yazıları