ZORUNLU izinler başlıyor.Ramazan, Şeker derken, tatil aramızdan bazıları için uzuyor. Bizde bazı şirketler tatili uzatıyor, işçilerine izin veriyor. Üretim düşüyor.
Otomotiv sektöründe.
Amerika’da başlayan mali kriz, kendini Türkiye’de hissettirmeye başlıyor. "Biz sağlamız, bize bir şey olmaz" türünde palavralara kimsenin kulak astığı yok. O nutukların palavra olduğunu ilk yaşayanlar otomotiv sektöründe çalışan işçiler. Zorunlu izne çıkanlar.
Krizin bizdeki ilk durağı otomotiv sektörü. İkinci durak, beyaz eşya, üçüncüsü tekstil.
Bizde kriz bu üç sektörü vuruyorsa, gerisini koyuver gitsin.
PAHALIYA PATLIYOR
Partizanlık, siyasal hırs, partisel çelme dünyanın her yerinde var.
Son örnek, Amerikan Temsilciler Meclisi. Bu çelme hem Amerika’ya, hem dünyaya çok pahalıya patlamak üzere.
Amerika aylardır, 1929 benzeri bir ekonomik bunalımın eşiğinde, çalkalanıyor. Bazı bankalar ve sigorta şirketleri devletleştiriliyor, yetmiyor, 700 milyar dolarlık yeni bir devletleştirme paketi önceki gün ABD Temsilciler Meclisine geliyor.
Temsilciler Meclisi Başkanı demokrat Nancy Pelosi başta,yani Bush’un rakipleri paketle ilgili iğreti konuşmalar yapıyor. Yine de, asıl engelleme, paketi desteklemesi gereken iktidar sahiplerinden, Cumhuriyetçilerden geliyor. Pakete karşı çıkan asıl onlar.
Siyasal olarak pakete karşı çıkanlar ile paketi rejim meselesi olarak görenler birleşiyor ve paket geri dönüyor. Dönmesiyle birlikte, Japonya ve Avrupa borsaları arka arkaya tepetaklak iniyor.
Kriz ilk kez bu ölçüde ciddi çapta dünyaya yayılmaya başlıyor.
Pakete itiraz eden Cumhuriyetçilerin hareket noktası bu. Onlara, batan banka ve şirketlere yardım etmezsek, iş daha da sarpa saracak, diye laf anlatmak mümkün değil. Onlar, yardıma sistem olarak karşı. Temsilciler Meclisinde Cumhuriyetçi üyelerin çoğunluğu o nedenle ret oyu kullanıyor.
Başkan Pelosi’ye rağmen, Demokrat üyeler daha sağduyulu. Onların önemli bölümü pakete destek veriyor, ancak bu paketin kabul edilmesine yetmiyor.
Krizi tetikleyen an. Dünyaya yayılma anı.
80 ve 90’lı yıllar kapitalizmin şahikası. Hiç bir engel tanımıyor. Koca Sovyetler kağıttan kaplan gibi, devriliyor. 80 ve 90’lı yıllarda dünya ve kapitalizm ekonomi tarihinin en büyük aşkını yaşıyor. Aşk şimdi hicrana dönüşüyor.
Amerikalı Cumhuriyetçilerin ret oyları, hicranın itirafı. Devletten yardım beklemek, onların bütün bir hayat tarzını yerle bir ediyor.
Baykal tişörtle 12’den vurdu
DALLAS dizisi bir zamanlar dünyayı olduğu gibi, Türkiye’yi de kasıp kavuruyor.
Dallas denilince, insanlar kötüyü oynayan J.R.’ı, iyiyi oynayan Bobby’yi ve Ewing Ailesi’ni anımsıyor. Dizinin gözdesi, ticari işlerinde ve özel hayatında üçkağıtçılığın şampiyonu J.R. Her adımı ayrı bir hile, ayrı bir ince hesap.
İkinci Dallas, NBA’de oynayan basketbol takımı Dallas Mavericks. Her sezon başında şampiyonluk andı içiyor, ama tarihinde tek bir şampiyonluğu yok. Hep NBA’de, ama şampiyonluk nedir, daha bilmiyor.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal tatillerde sportmen fotoğraflar vermeye meraklı. Önceki gün de, medyanın karşısına spor ayakkabıları, şortu ve bir basket takımının tişörtüyle çıkıyor. Hangi takımın? Dallas Mavericks’in.
Baykal tam üstüne basıyor. Hiç şampiyon olmamış bir takımın tişörtünü giyerek, kendi özel siyasal tarihini konuşturuyor. Dallas tişörtü ve Baykal birbirini tamamlıyor. Baykal, bu tişörtle "12’den vuruyor".
Daha beş ay var ama, tişörtü Baykal için yerel seçimlerin habercisi gibi.