Paylaş
Oysa, Türkiye’de 38 terör örgütü var.
Kimi aşırı sol, kimi aşırı dinci, kimi bilmem neci. İç bağlantılar, dış bağlantılar. Çok farklı amaçlar peşinde koşan 38 terör örgütü üyelerinin bir bölümü hapiste.
Diğer bölümü biliniyor. Bir bölümü ise, etkisini yitirmiş durumda.
Hepsinin üstünde PKK. Kürt açılımıyla birlikte, PKK terör eylemine şimdilik ara veriyor. Herkes beklemeye geçiyor.
YİNE ASKIDA
Önceki akşam Skytürk’te Aykırı Sorular programı.
Enver Aysever’in yönettiği programa AKP milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı,
Kürt araştırmalarıyla tanınan Prof. Dr. Doğu Ergil ile ben de katılıyorum.
Kürt açılımı bağlamında, katılın ya da katılmayın, Bölükbaşı MHP’nin tezlerini çok iyi anlatıyor. MHP tezlerini bugüne kadar en iyi savunan kişi Bölükbaşı.
Açılımı eleştiriyor ancak, onda da temel eksiklik devam ediyor. “Siz PKK terörünü durdurmak için ne yapacaksınız” sorusu yine askıda. Yanıt yok.
KOŞULLARA BAĞLI
Deniz Bölükbaşı’nın kendi içinde tutarlı savunduğu, “açılım yabancıların dayattığı projedir” tezini, AKP’li Fırat iyi çürütüyor:
“Apo’yu teslim ettiklerinde, bu yabancıların işidir, deyip, Apo’yu teslim almaktan vaz mı geçtiniz? O sırada iktidarda siz de vardınız, Apo’yu Amerikalılar getirmedi mi?”
Normal tonda ve seviyeli polemiğin ardından, asıl haberi Fırat veriyor:
“Aranan 280 PKK’lıdır. Teröre doğrudan karışan 280 kişi.”
Habur’daki gösterileri düşünürseniz, bundan sonra kim, nasıl gelecek, tartışmaları sürerken, 280 rakamı dikkatimi çekiyor.
280 terörist hariç, dağdakilerin hepsi dönebilir, aranan 280 kişi gelirse, tutuklanacak. Öyle mi?
Devamında şöyle bir mantık var. Dağdakiler arasında terör eylemine katılan sadece 280 kişi mi?
Mantık böyle olsa da, değil. Yine de, öncelikle aranan 280 PKK’lı. Diğerleri ile ilgili tek tek bilgiler henüz tam olmayabilir.
Dağda üç-dört bin kişi olduğu tahmin ediliyor. Buna göre, dönecek durumda olanların sayısı hayli yüksek. Eğer koşullar el verirse.
Miting meydanını bilmeyen polis
GEÇEN cumartesi, Manisa. ANAP’la birleşme sonrasında DP’nin ilk mitingi.
Mitinge katılacak olan ve farklı kentlerden Manisa’ya gelen insanlar, mitingin yapılacağı alanın adını biliyor, ancak kentin neresinde olduğunu bilmiyor. Gayet doğal.
İzmir’den Manisa’ya giren arabalar, Manisa girişinde güvenlik önlemi alan polislere soruyor:
“Miting alanı nerede, nasıl gidilir?”
Polis oralı değil. Soru sanki ona sorulmuyor. Omuzlarını silkiyor:
“Bilmiyorum.”
Arabadakiler şaşırıyor, Manisa polisi miting alanını nasıl bilmez. Arabadakiler üsteliyor, polis yine umursamıyor:
“Bilmiyorum, ilerde sorarsınız.”
Bu çok basit ve sıradan diyalog, polisin muhalefet partileri karşısındaki tutumunu gösteriyor.
Alanı nasıl bilmez? Bildiği halde, neden söylemez? Söylese dünya mı duracak? Yoksa, DP aniden iktidara mı gelecek?
İktidara gelirse, o polislerin hakkından mı gelecek?
Polis iktidarın polisi değil. Önce bunu öğrenmek gerek. Güvenlik gücü olarak, taraf tutma hakkına sahip değil. Hele bunu deşifre etmek, iyice kötü.
Paylaş