11 Eylül günü, El Kaide kampı

Hemen her öğleden sonra, çocuklarıyla voleybol oynuyor.

Coca Cola ya da Pepsi Cola zinhar yasak!.. Hele, elektrik kullanmak ya da benzeri, modern yaşamın gerekli ve kaçınılmaz araçları ne eve giriyor, ne kampa!.. Kalaşnikoflar ise, çocukların vazgeçilmez oyuncakları!..

Son yılların dünyaya kan kusturan, en zalim teröristi Usame Bin Ladin ilk kez, bilinmeyen yönleriyle Batı Basını’nda geniş yer buluyor.

*

21 yaşındaki Abdurrahman Kadir Bahreyn doğumlu. Babası Ahmet Said mühendis. Aile 1977’de Kanada’ya yerleşiyor ve Kanada vatandaşlığına geçiyor. Sovyetler Afganistan’ı işgal edince, aile bu kez Pakistan’a dönüyor. Ahmet Said, Kanada’nın öncülük ettiği, Afgan göçmenlere yardım eden uluslararası bir yardım kuruluşunun başına geçiyor.

Ailenin Bin Ladin’le tanışması bu döneme rastlıyor. Afgan göçmenlere yardım ederken, Bin Ladin’le ilişkiler iyice sıkı fıkı hale geliyor. Hatta Ahmet Said’in kızı, Kadir’in ablası Zeynep’in düğününde Bin Ladin şeref konuğu!.. Konuğun kimliği, düğündeki armağanlarla kendini bir kez daha gösteriyor. Bin Ladin damada ve erkek çocuklara Kalaşnikof armağan ediyor!..

Ama, ilişkiler bununla kalmıyor. Ahmet Said, Bin Ladin’in denetimindeki Celalabad kentinde okullar ve konutlar yapıyor. Bin Ladin de, Said’in çocuklarına kucak açıyor.

Abdurrahman Kadir ile iki erkek kardeşi, Bin Ladin’in konukları olarak El Kaide kamplarında kalmaya başlıyor.

Amerika’nın Afganistan’ı işgali sırasında, Ahmet Said öldürülüyor. Kadir ise, tutuklanarak Guantanamo’daki kampa gönderiliyor. Bir süre önce, tutukluk sona eriyor, Kadir Kanada’ya dönüyor.

*

İşte, şimdi tüm bu serüven Batı Basını’nda. Geçenlerde Kadir’le yapılan bir röportaj Der Spiegel dergisinde yayınlandı. (Der Spiegel, sayı 16, s.114). Burada Kadir başından geçenleri ve Bin Ladin’in bilinmeyen yönlerini anlatıyor.

Evde ve kampta koyu bir İslamlık hüküm sürüyor. Bin Ladin ve adamları sık sık Kuran okuyor ve İslami kurallara göre yaşıyor. Evde üç hanım var!.. Sıkı bir ev bütçesi var. Bol silah ve bomba var. Kadir müzik dinlemek istediğinde, karşısında yasaklar çıkıyor. Müzik dinlemek, İslam’a göre yasak!.. Sigara, hele içki çoktan yasak!..

11 Eylül New York saldırısını Kadir, Bin Ladin’in kampında yaşıyor. Saldırıdan birkaç ay önce Bin Ladin, Kadir’e geliyor ve saldırılarda yetiştirilmek üzere, kendisine intihar komandosu olmasını öneriyor. Kadir bunu geri çeviriyor. ‘Masum insanların öldürülmesi İslam’a aykırı değil mi’ sorusuyla. Bin Ladin, ‘İslam’ın kurtuluşu cihattır’ karşılığını veriyor. Yani, savaşmak!.. Ama, Kadir’in yanıtından hiç memnun kalmıyor. Ladin söylecek, tüyleri yeni çıkmaya başlayan bir velet ona kafa tutacak!..

*

11 Eylül günü müthiş. Kamp zafer çığlıklarıyla şenleniyor. Eğlenceler, havai fişekler, havaya ateşler!.. Bin Ladin, adamlarının gözünde tam bir kahraman!.. Bir adım ötesi, sanki ahir zaman peygamberi!.. Her şeyi bilen, her şeye muktedir, insanlığın kurtarıcısı!.. Bol bol Kuran okunuyor, hep birlikte Allah’a şükür namazları kılınıyor. En önde Bin Ladin, arkasında El Kaide cemaati!.. Ortada tek bir kadın yok, hepsi erkek!.. Silah sesleri, toplu dua seslerine karışıyor. Tam bir ayin!..

Kadir yalnız kalıyor. Bin Ladin, onunla artık eskisi gibi ilgilenmiyor. Hatta, Kadir kendi çevresinde giderek daralan bir çemberin kıskacına girdiğinin farkında.

Amerikalıların işgali sırasında, bir ara kamptan uzaklaştığında, belki de kendisinin kurtuluşu, esir düşüyor.

Guantanamo ve şimdi yeniden Kanada. Ne var ki, bu kez talihi yine yaver gitmiyor. Bu kez Kanada’daki eski arkadaşları, hatta annesi, onu teröristlerle işbirliği yapmakla suçluyor. O ailenin yüz karası!..

Kadir yine yalnız!.. Kaderiyle baş başa!..
Yazarın Tüm Yazıları