Paylaş
AKP’nin Başbakan’ı Erdoğan’a, Van 100. Yıl Üniversitesi tarafından düzenlenen fahri doktora töreninde, bir grup izleyici ‘ODTÜ’ye aldırma Yüzüncü Yıl seninle’ diye tezahüratta bulunmuş.(28 Ekim 2013 tarihli gazetelerden)
Başbakan konuşmasında, Türklükle üstünlük taslayanların olduğunu belirterek, “Kardeşim sen ‘illa Türk milleti’ olarak diye dayatırsan, öbürü de der ki ‘Hayır, Kürt milleti’; öbürü çıkar ‘Hayır, Laz milleti’ der. Niye bunu böyle diyorsun? Diyorlar ki, ‘Türk milleti hepsini kavrar’. Hayır, Türk milleti hepsini kavramaz. Millet hepsini kavrar” dedi. Erdoğan’a fahri doktora töreni sırasında bir grup “ODTÜ’ye aldırma Yüzüncü Yıl seninle” diye slogan attı” deniyor haberde...
Van, AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik’in memleketi.
Şimdi gelelim ‘millet’ konusuna: Türk adına, Türk milleti tanımına, Türk milleti tanımına, Türkiye Cumhuriyeti adına, Atatürk adına karşı olmayı bir tarafa bırakınız, Türk adını tarihten silmek, Türkiye’yi parçalamak, çağdaş Cumhuriyet’i İslam Cumhuriyeti’ne dönüştürmek, Atatürk’ü unutturmak ve yurttaş yerine dindaş kavramını geçerli kılmak istiyor. ‘Müslüman Kardeşler’ usulü bir çaba...
Başbakan’ın şu iddiasını yineleyelim:
“Diyorlar ki, ‘Türk milleti hepsini kavrar’. Hayır, Türk milleti hepsini kavramaz. Millet hepsini kavrar.” Bu olağanüstü korkunç, tehlikeli, anayasal suç oluşturan bilgisizce iddia karşısında, insanın aklına milletvekili andı (yemini) ve bazı sorular geliyor: Milletvekili seçilen herkes, mazbatasını aldıktan sonra TBMM’ye gelerek büyük Türk milleti önünde namusu ve şerefi üzerine ant içmek, yani yemin etmek zorundadır. Aksi takdirde, milletvekili olarak görev yapamaz.
Öncelikle yemin metnini anımsayalım:
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyet’e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
Şimdi de sorular:
“Büyük Türk milleti önünde içilen bu anda sadık kalınmadığı takdirde, uygulanacak yasal bir işlem yok mudur? AKP’nin TBMM’deki milletvekilleri arasında hiç mi Türk milletvekili yoktur? AKP’nin Türkiye çapındaki parti örgütü içinde hiç mi Türk yoktur? Bunların tümü de Başbakan’la aynı fikirdeler midir; tarihi gerçekleri bilemeyecek kadar bilgi sahibi değiller midir; hangi ulusa/millete ait olduklarına Başbakan mı karar vermektedir? Dünya yüzünde adsız bir millet var mıdır?
Başbakan, bu söylemiyle, ettiği yeminin aksini yapmış ve resmen anayasal suç işlemiştir. Böyle bir kimsenin devlet yönetme ehliyeti olamaz...
Bu Başbakan, göz göre göre Türkiye’yi bir kaos ortamına sürüklemektedir.
Başbakan her fırsatta “Benim milletim” deyip duruyor, ama Türk milletini telaffuz etmiyor. Şimdi daha iyi anlaşılıyor ki, “yurttaşlarım” yerine bundan sonra “dindaşlarım” demeye hazırlanıyor. Cumhuriyet savcıları nerede? Bu gibi suçlar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın görev alanına girmiyor mu?
Cumhuriyet tarihinde bir ilk ‘seçim hilesi’ davası
2009 yerel seçimlerinde Beylikdüzü’nde CHP seçimleri 320 oyla kaybetmiş, AKP kazanmıştı.
CHP adayı Prof. Dr. Vecdet Öz ve CHP İlçe Başkanı Yücel Aslıoğlu’nun seçimlerde hile yapıldı iddiası ortalığı bir anda karıştırmış, seçim kurulu önünde binlerce partili eylem yapmış ve olay yargıya intikal etmişti.
Büyükçekmece Adliyesi 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam eden bu tarihi dava olayın vahametinin büyük olduğu gerekçesi ile Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne devredilmiş ve dava ağır cezalık olmuştu. Seçim Kurulu Müdürü İbrahim Doğan’ın yargılamasının yapıldığı 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin sonradan elde ettiği deliller neticesinde bu davanın bir çete davası ile ilintili olduğu ortaya çıkmış ve davanın çete davası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Söz konusu bu çete davası ise halen Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden ve başını dönemin AKP’li Belediye Başkanı Vehbi Orakçı’nın çektiği ve içinde 27 kişinin bulunduğu çete davasıdır.
DAVA BUGÜN
Buradan şu anlaşılmaktadır ki, seçim çıkar amaçlı suç işleyen bir çetenin geçmişteki menfaatlerinin kesintiye uğramadan devam etmesi için alınması gereken bir belediyenin hile ile ele geçirilmesidir ve bu gerçekleşmiştir. Yani seçim hilesi suçu bir organize çete suçudur. Bugün saat 09.00’da Bakırköy Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek bu dava, ülkemizdeki antidemokratik seçim sisteminin nelere mal olduğunun ve AKP’nin, MHP ve CHP içindeki işbirlikçilerle çıkar amaçlı bir araya gelebildiğinin de bir göstergesidir.
CHP ve MHP’nin işbirliği şart
KAMUOYU araştırmalarının hepsi gösteriyor ki, belediyeleri AKP’den temizlemenin tek bir formülü var; CHP, Ankara’da aday göstermeyecek ve MHP’nin adayını destekleyecek, MHP de İstanbul’da aday çıkarmayıp, CHP’nin adayına destek verecek.
Eğer bu yöntem kullanılırsa, Ankara ve İstanbul işgalden kurtarılır. Hatta, aynı yöntem diğer şehirler için de kullanılabilir.
CHP ve MHP’nin tek başlarına iktidar olma şansları şimdilik bulunmadığına göre, ancak koalisyon yaparak iktidara gelebilirler. Bu işbirliğine yerel seçimlerden başlamaları hem kendileri, hem de Türkiye için çok iyi olacak. Bir küçük uyarı yapalım; CHP ve MHP bu işbirliğine yanaşmazlarsa, onların ‘Büyük Ortadoğu Projesi’nde gizlice AKP’yi destekleyen, BOP’un hizmetine girmiş iki parti oldukları iddiasının doğruluğundan da emin olacağız artık.
Selçuk TINAZ
Gazetecilik ayağa kalk
5 Kasım “Gazetecilik İçin Ayağa Kalk” (Stand-Up For Journalism) günü dolayısıyla bütün Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de çeşitli etkinlikler düzenlenerek, gazetecilerin sendikal örgütlenme haklarına, hapisteki gazeteciler sorununa, basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskılara dikkat çekilecek. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) da içinde bulunduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) tarafından 5 Kasımda (bugün) İstanbul’da “Adalete Yürüyoruz / Long Walk for Justice” adı altında bir yürüyüş yapılacak. Yürüyüş, ağır işleyen adalet mekanizmalarına ve hukuksuzluklara dikkati çekmek amacıyla “5 dakikada 1 adım” atılarak gerçekleştirilecek.
İstiklal Caddesi’nde Taksim istikametine doğru yapılacak yürüyüş için bugün 11.00’de Galatasaray Meydanı’nda toplanılacak.
İSPARK’A DİKKAT
İSPARK ne kadar sorunlu imiş, ne kadar şikayetçisi varmış. İstinye’deki teknepark olayında İstanbul Üniversitesi’nin bir yarası var. 1950 yılından beri İstanbul Üniversitesi’inin araştırma gemilerinin bağlanma yeri İstinye Koyu idi. Hatta bu amaçla 1983 yılında devlet 100 m2’lik alanı bize tahsis etmişti. ISPARK gelince ne oldu da geri alındı, tam bir muamma, bunun cevabının verilmesi kolay değil.
- İSPARK Genel Müdürü Mehmet Çevik’in “Kaldırımlar Büyükşehir Meclis kararıyla İspark’a devredilmiştir” şeklinde bir ifadesi var. Sizce, yayaların güvenli bir şekilde yürümesi için yapılmış olan kaldırımların İsparka’ ayrılmasının yayaların haklarını gaspetmek demek değilmidir? Bir hakkın gaspı yanında, kaldırm üzerine parketmiş taşıtalar yüzünden asfaltta yürümek zorunda kalan ve bu yüzden trafik kazasına uğrayan bir kişinin mahkemede ‘suçlu’ çıkacağı kesindir. Kaldırımda, otobüs durağında duran kişilerin bile uğradığı trafik kazalarında mahkemelerce verilen kararların pek çoğu bunu doğrular niteliktedir. Bu sebepten, Büyükşehir Meclisi’nin konu ile ilgili kararının iptal edilmesi gereği açıktır.
Dr. Necmi DAYDAY
ISPARK’tan şikayetler bitmiyor
- “BEN Tarabya’dan Savaş Şenler. Yazılarını okudum. Aynı mağduriyeti ben de yaşamaktayım. 1915 yılında Mehmet Altındiş’in Rize’den gelerek yerleştiği Tarabya’da 90 yıldır 3 kuşak yaşamaktayız. Meliha-1 adında ticari yat çalıştırmaktayım. Dedemin önayak olarak imece usulü ile yaptırmış olduğu Tarabya İlkokulu, Tarabya Camii, Tarabya Karakolu, Tarabya’ya diktiği 500’den fazla ağaç, yaptığı çeşmelerle yaşanabilir hale getirdiği Tarabya’da İSPARK denilen kuruluş kanunsuz şekilde zorbalık yapmaktadır. Hangi belediye kanununun hangi maddesi insanları yaşadığı köylerden uzaklaştırmasını içerir? Türkiye Cumhuriyeti sosyal hukuk devletidir. Ben bu ülkede yaşayan vergi mükellefi olarak yapılan bu haksızlığı ben de size duyurmak istedim.
Savaş ŞENLER
İSPARK’TAN AÇIKLAMA
İSPARK Genel Müdürlüğü’nden önceki gün gelen çıklama ise şöyle:
Tarabya tekneparklar ile ilgili imar plan tadilatı aşamasında Başbakanımızın
başkanlık ettiği Boğaziçi Yüksek İmar Koordinasyon Kurulu’nun onayı alınmıştır. Bu esnada Anıtlar Kurulu’nun şerhi ve eklemesiyle İstinye’de 30 metreden, Tarabya’da 16 metreden büyük teknelerin alınmaması ve her iki koyda da balıkcılar için yer ayrılmakla beraber ‘ticari’ teknelere yer ayrılmaması, ticari teknelerin asamalı olarak Boğaziçi sınırlari dışına taşınması gerekliliği vurgulamıştır. Kurumumuz bu doğrultuda uygulamaya geçmiş, İBB Meclisinin belirlediği fiyatlar üzerinden de ücretlendirme yapmıştır.
Bu doğrultuda Deniz Yıldızı ve Meliha isimli iki tekne bilgilendirilmiş ve tekneparklarımızda “ticari tekne” bulunduramayacağımız için uygun bir yer bulup ayrılmaları istenmistir. Kendileri de belirli bir süre isteyip ayrılacaklarını beyan etmişlerdir. Ancak geçen iki yıllık süre zarfında ne para ödemişler ne de ayrılmışlardır. Kurumumuz bu iki tekneyi burada ücretsiz tutmakla hem diğer para ödeyen tekne sahiplerine haksızlık etmekte hem de ticari tekne bulunduramayacağımız şerhini çiğnemekle yasal acıdan da sıkıntıya düşmektedir. Bu acıdan kurumumuzun ilgili şahsa “su kadar para ver bağla” demesi mümkün değildir, zira para verse dahi yasal olarak kendisi tekneparklarda bağlamak mümkün değildir. Ne var ki ilgili kişi bu yasal şartı görmezden gelmek bir yana, 40 yıldır orada bağlı olmayı devletin bu hizmetinden ücretsiz faydalanmak için geçerli bir neden görmekte ve yasal bir engel olmasa dahi para ödememesi gerektiğini düsünmektedir. Nitekim arkadaşı olan Meliha isimli tekne ile birlikte iki yıla yakın süredir de koyu işgal etmektedir. Kurumumuzun tüm diyalog çabaları sonuçsuz kalmış, konunun esas ilgilisi Liman Başkanlığı’na ve Sarıyer Kaymakamlığına intikal ettirilmesiyle basını işgaline ortak etme çalışmalarına girişmiştir.
Evet çalışmalar sürecektir.
Paylaş