Paylaş
Batı Trakyalıların gözüyle
Keşan’da Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin pazartesi günkü iftarında, Yunanistan’la ilgili çok şeyler dinledik. Birçoğumuz, Batı Trakya’yı ne olduğunu bilmez. Onun için elimizdeki notları paylaşmak istiyoruz. Bizim kayınpederimiz Gümülcineli idi.
Bir kere Batı Trakyalılar, her ne kadar çeşitli baskılarla karşılaşsalar da topraklarını çok seviyorlar. “Batı Trakya vatanımız, sevdamız” diyorlar.
Ağırlıklı olarak tarımla uğraşıyorlar. Rodop dağlarının eteklerindeki verimli tarlalarına ‘dededen, babadan’ gördükleri gibi tütün, pamuk ve mısır ekip meyve yetiştiriyorlar, hayvancılık yapıyorlar. Ekonomileri tarıma dayandığı için krizden pek etkilenmemiş gözüküyorlar henüz.
Yunanistan’ın bütünü açısından bakılırsa... Dünyayı etkileyen 2008 krizinden sonra turizm ve gemicilik sektörüyle ilgili gelirleri düşmeye başlamış. Yeni otel yapamadıkları gibi eskileri de yenileyememişler. Yunanistan geç farkına varmış; bir darboğaza sürüklendiğini...
Evet, bir ülke borcunu yeni borçla kapatmaya başlayınca akıbetinin iflas olacağı açık. Aynı 1970’lerin sonunda Türkiye’nin düştüğü durumu yaşıyor komşumuz bugün.
İftara gelen Gümülcine Başkonsolosu Mustafa Sarnıç’a krizi sorduk, “Yunanistan dünya ile rekabet etme gücünü kaybetti” dedi. Türkiye’nin canlı hayvan ithalatına kapıları açması Batı Trakyalıların yüzünü güldürmüş. İki dönemdir kuzu eti yiyenler bilsin ki, bunların çoğu Batı Trakya hayvanı... Batı Trakya’daki Türkler arasında çok aydın var, hepsi de Türkiye’de okumuş; doktoru, mühendisi, eğitimcisi; Yunanistan’ı çok güzel ‘okuyorlar’. Türkiye’nin ekonomik gelişmesinin de Yunanistan’ı olumsuz yönde etkilediği yorumunu da yaptılar. Başbakan Erdoğan’dan kıskançlıkla söz ediyormuş Yunanlılar...
‘Yunanlı, adamı paranoyak yapar’
BATI Trakya’da muhalif bir gazeteci olarak tanınan Abdülhalim Dede, “AB Yunanistan’a sahipleniyor ama bu kışı zor geçireceğiz” diyor. 9.5 milyonluk Yunanistan’da 4 milyon çalışan (bunun 1.2 milyonu devlet memuru) ve 3.5 milyon da emekli bulunduğunu hatırlatırken, “AB’den sinek ilacı için katkı alan tek ülke Yunanistan’dır. Belediyeler her yıl bunun için % 70 katkı payı alırlar AB’den. Bizim Rodop iline de 200-300 bin Euro düşer. Ne yazık ‘hımmıllıktan’ ihalesi her yıl zamanında yapılmaz, bu aylara kadar uzar. Mücadeleye başlayınca kadar da sinekler larvalarını çoktan dökmüş olurlar.”
PLASTİK AĞAÇ BEDELİ DE
Araştırmacı Necati Özkan’la dün bir vesile ile konuşurken Yunanistan’daki kriz gündeme geldi; biz ona sinek mücadelesini anlatırken, o da bir Yunanlı arkadaşından duyduğu plastik ağaç vurgununu söyledi. “AB; Yunanistan’a zeytin ağacı dikmek üzere 100 milyon dolar hibe kredi veriyor. AB’nin ilgili komisyonu, ağaçların dikildiği şehirleri google earth’den kontrol edeceği gün de plastik ağaçlar ilgili alanlara taşınıyormuş... Ertesi yıl o plastik ağaçları bulamazsın.”
Yani sadece millet olarak değil devlet olarak da bir zafiyet içinde Yunanlılar.. Bir Yunanlı ile samimi iseniz “Biz üçkâğıtçılığı iyi biliriz” derler... AB fonlarını en iyi iç eden bir ülke durumunda oldukları anlaşılıyor bugün... Dostumuz Stelyo Berberakis’in bir sözü vardır; “Yunanistan’da sadece saatler ve enayiler çalışır”.
Batı Trakyalılardan bu konuda daha çok öykü dinledik.
“Yunanistan sözünü yeri getirmez, insanı sonunda paranoyak yaparlar.”
Alara’nın kiraz fidanıyla 5 milyon Euro kazandılar
İSKEÇE milletvekili Ahmet Faikoğlu, Batı Trakya’yı kapsayan Rodop ilinde –yatak, yağ vs. dışında- fabrika bulunmadığını, hiçbir yatırım yapılmadığını, en önemlisi de tarımda rekabet edilebilir ürünlere yönelinmediğini” söylüyor. Türkler adına bir tehlikeye de işaret ediyor. Geçim sorunu olan azınlığın % 60-70’inin, yani 15 bin ailenin, 60 bin dönüm tütün tarımı ile uğraştığını bildiren Faikoğlu, tütün ekimindeki AB fonlarının 2013’te sona ereceğini hatırlatırken, “Eğer fonlar kesilirse bu Batı Trakya Türkleri için kaos ve açlık demektir. Biz bu desteğin sürmesini istiyoruz, eşit vatandaş olmak istiyoruz” dedi. AB’nin sonbahar toplantısında, 2013-2020 yıllarında uygulanacak tarım politikalarının yeniden şekillendirecek, bu konu Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor.
Bölgede son yıllarda kiraz üretimine yönelmiş Türkler. 5 milyon dolar değerinde kiraz üretmişler. İlk kez Rusya’ya 2 milyon Euro’luk ihracat yapılmış bu üretimden. Yassıköy Belediye Başkanı Başkanı İsmet Kadı açıkça “Kiraz fidanlarını Türkiye’deki Alara’dan habersiz, kaçak getirttik” dedi.
Türk pasaportlu 80 bin Rum var
BÜYÜKADA’daki Ruhban Okulu öğretmenlerinin ve Batı Trakya’daki Türk müftülerinin seçimini, her cemaat kendileri niye yapmaz? İki azınlık milletvekili seçer gibi bir yöntem oluşturulabilir. Türkler dahi bunu söylerse, Yunanlıların endişesine gerek yok demek ki...
- Herkesin pek bilmediği bir şey vardır; 1960’ların başında İstanbul’u terk etmeye ‘mecbur’ bırakılan ve Atina’ya göç eden Rumların sayısının 80 bin olduğunu kim biliyor acaba? Türk vatandaşı olarak sık sık İstanbul’a geliyorlarmış!
- PASOK ve Yeni Demokrasi partileri arasına girmeye çalışan, Atina eski Belediye Başkanı Bakoyannis’nin Demokratik İttifak Hareketi beklenin çıkışı yapamamış. Değil 10 milletvekili ile grup kurmak, 4 milletvekilinden 2’sini de kaybetmiş... Önümüzdeki seçimde barajı aşması zor görünüyor.
- 91 yaşındaki Ahmet Aydınlı’nın 1970’lerde yazdığı ‘Batı Trakya Faciası’ kitabının önümüzdeki ay baskısının bitecekmiş ve ekinde bir Osmanlı haritası verecekmiş. Süleyman Sefer Cihan’ın ‘Balkan Savaşı ve 1913 Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’ kitabı ile ‘Batı Trakya’ adlı dergisi dağıtıldı.
Hiç yenilmeyen pehlivan
- İftarda, pehlivanlığı sırasında sırtı hiç yere gelmeyen Dedeağaçlı Hasan Kahraman (76) ile tanıştık. Dedeağaç’ın Rodop balkanındaki ünlü Seçek Yaylası’nda 10 yıl güreş yapmış ve hiç yenilmemiş. Batı Trakya’da efsane bir isim, Türkiye’de hiç güreşmemiş. Tarihi Kırkpınar güreşleri bu yıl 650’nci yılını kutladı; Seçek Güreşleri de bundan üç yıl sonra tertip edilmeye başlanmış; yani 647 yıl önce...
- Dedeağaç’tan bir başka isim de Mehmet Koç’tu. Kızıl Deli Sultan Tekkesi’nin dedesiymiş. Yeğeni getirmiş iftara... Sakin bir beydi; “Bizi yeni yeni biliyorlar” dedi. Bölgede 2500 kadar Alevi soydaşımız varmış.
- İSTANBUL’dan Dr. Sebahattin Meriç ile kardeşi Av. Selahattin Meriç, dernek adına gelecek ramazan iftarını Dedeağaç’ın Kösemescit Köyü’nde vermeyi üstlendiler.
Kılıçdaroğlu, Kösemescit Köyü’nü, Batı Trakya gezisi sırasında ziyaret etmişti.
Paylaş