Paylaş
‘CHP neden böyle?’ başlıklı yazısında Taha Akyol, CHP’nin son 50 yıllık tarihinde en ‘içe kapanık’ dönemini yaşadığını belirterek ‘CHP kendini kandırmaktan vazgeçmeli artık: Yenilenme olmadan büyümesi mümkün değil! (...) Altan Öymen’in tecrübesi de bir kere daha gösterdi; modern sosyal demokrasi artık geleceğini başka yerde aramalı’ diye yazıyor.
ÖRGÜT İÇİ HESAPLAŞMALAR
Oral Çalışlar, Cumhuriyet’te ‘Bu CHP’yle ne olur?’ yazısında özetle şöyle diyor: ‘(CHP’de) Kimsenin siyaset üretmek gibi bir ufku yok. Tartışma kaçınılmaz olarak örgüt içi hesaplaşmaların dar alanına sıkışıp kalıyor. Baykal da bu şekilde iktidarını sürdürebiliyor. Altan Öymen’in son denemesi de gösterdi ki, Türk solunun çok köklü bir değişime ihtiyacı bulunuyor. Türk solu ciddi bir iç hesaplaşma yaşamalı.’
Sabah’tan Mahmut Övür, dikensiz gül bahçesi isteyen CHP’ye muhalefetin hareket getirdiğini belirtiyor.
Hadi Özışık, İnternet Haber’de ‘CHP’nin pankartlarında ‘Bekle bizi İstanbul’ diyor. Beklemesine bekleyelim de, şimdiye kadar neredeydiniz demezler mi adama. İki yılda hesabını soracağınız hiçbir şey olmadı mı İstanbul’da. Şimdi niye? Ne değişecek yarın. Hiçbir şey.’
BARAJI AŞMASI ZOR
Vatan’da Okay Gönensin, ‘CHP halleri’ başlıklı yazısında, bu gidişle barajı aşmasının zor olduğuna dikkat çekiyor ve ‘CHP Kurultayları, ‘fikir’ üreten ‘tarihi’ toplantılar olmaktan çıkmış, Baykal yanlılarıyla karşısındakilerin dövüştüğü sevimsiz savaş alanlarına dönüşmüştür’
Tarhan Erdem, Radikal’de ‘CHP’de kaçan fırsat’ başlıklı yazısında şöyle diyor:
‘Altan (Öymen) Bey engelleri geçip, il başkanı seçilebilseydi, ‘CHP değişebilir’ görüşü haklılık ve derinlik kazanacak, ‘değişmez’ diyenlerin inaçları sarsılacaktı, bence bu fırsat bir kez daha kaçırılmıştır.’
Özyürek’in itirazı
CHP İstanbul İl Kongresi Divan Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek (Önceki kongrede de divan başkanıydı) ‘Kim kaybetti, kim kazandı’ başlıklı dünkü yazımız üzerine bir açıklama gönderdi. ‘Kongrede belediye protokolu diye bir uygulamanın söz konusu olmadığını öne süren Özyürek ‘Beyoğlu İlçe Seçim Kurulu Başkanının isteği üzerine seçimler sırasında da düzenin sağlanması için yardımcı olmaya çalıştım. Şinasi Öktem’e oy verenlerin Altan Öymen’in oy pusulasını göstererek birilerine yaranmaya çalıştıkları iddiası geçerli olamaz. Çünkü oyların zarfa konduğu kabinlerde daha önce oy kullanan delegelerin bıraktığı çok sayıda oy pusulası birikiyor. İki tarafın da oy pusulaları kabinlerde yığınla dururken oradan alınan bir oy pusulasının gösterilerek, ‘bakın ben size oy verdim’ demenin inandırıcılığı olamaz.’ diyor.
Kısacası Özyürek CHP’ye ve delegelere haksızlık ettiğimizi söylüyor.
Oysa bizim yaptığımız, birilerini yüceltmek, birilerini de aşağılamak değildir. Biz bir tespiti yansıtmak istedik. Keşke kongrede yaşananlar Özyürek’in söylediği gibi olsa...
(Sayın Özyürek’e, Ertuğrul Çepni’nin kongre ile ilgili tuttuğu notları ve kongre öncesinde feshedilen İstanbul Gençlik Kolları Sekreteri internetteki yazılarını okumanız dileğiyle.)
Yine vize konusu (4)
DIŞİŞLERİ Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, yeniden arayarak, Ankara’dan Özdemir Duman’ın 30.7.2005’de vize-transit vize konusundaki yazısını açıklık getiriyor.
‘Sayın okurunuzun dedikleri doğru, ancak yorumu yanlış. Bilindiği gibi vize ve transit vizesi farklı şeyler. Almanya, transit vize almıyor. Çünkü bu konuyu iyi takip ediyoruz, bu konuda bedel alınmaması için Alman hükümeti nezdinde girişimlerimiz var. Okurunuzun Kanada’ya gidecek oğlu, İstanbul’dan Münih’e gideceği ve orada aktarma yapacağı, yani ülkeye giriş-çıkış yapacağı için vize almak zorunda. Nitekim öyle yapmış. Dediği gibi Frankfurt üzerinden gitseydi, giriş-çıkış yapmayacağı için transit vizesi diye bir şey ödemeyecekti.’
TRT, ‘TIRT’ olamaz
HABER-Sen Sendikası Yönetim Kurulu, TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz’ün emekliliğini istemesi üzerine yayımladığı bildiride, ‘Demiröz emekli olarak kurtulamaz, her günün, her kuruşun hesabı sorulmalı. Onun döneminde TRT koridorlarında en çok şu sözler yankılandı: TRT hiç bu kadar kötü yönetilmedi’ diyor. Sendika, TRT Genel Müdürlüğü’ne aday olacaklara da şöyle sesleniyor:
‘TRT halkın malıdır ve halka hizmet etmek zorundadır. Bu bilinçle görev yapacaksanız aday olun. TRT ne hükümetlerin ne de onların atadığı yöneticilerin çiftliği değildir. Göreve geldiğinizde dikensiz gül bahçesi bulamayacaksınız.
Attığınız her adımı takip edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi yapılan hiçbir haksızlık, usulsüzlük gizli kalmayacak.’
Kasetteki ben değilim
SANAYİ Cevat Yaman ‘Kastamonulular üzgün’ (29.7.2005) başlıklı yazımız üzerine bir açıklama yaptı: ‘AKP Kadın Kolları Başkanı Ayfer Yaman’ın eşiyim. Kastamonu kökenliyim ama İstanbul doğumluyum. Eşime intikal ettirilen ve onun da ilgililere teslim ettiği Gureba Hastanesi Başhekimi Nedim Samancı (görevden alındı) ile ilgili kasedi ben de dinledim. Benim adım geçmiyor. Nedim Bey’i hiç görmedim, Vakıf Gureba’nın önünden de hiç geçmedim. Kasette geçen iddialar da beni ilgilendirmiyor.’
Mavi yeşil oldu
HÜRRİYET Gazetesi’nde 29-30 Temmuz günleri Yaşar Anter tarafından dile getirilen Bodrum civarındakı balık çiftlikleri konusu güncelliğini kaybetmemeli ve özellikle Salih Adası çevresinde her gün sayıları artan bu çiftlikler yerleşim bölgelerinden uzak yerlere taşınmalıdır. Göltürkbükü Belediye Başkanı Halil İbrahim Kaynar’ın dediği ‘Salih Adası açıkta yer alıyor’ sözü tamamen gerçeğe aykırıdır. Terasımızdan görünen manzara her sene daha vahim bir hal alıyor. Her yıl geldiğimizde çiftliklerin arttığını, karayla ada arasındaki mesafenin her yıl daha daraldığını, bir zamanlar mavi olan denizimizin son yıllarda yeşile dönüştüğünü üzüntüyle izlemekteyiz. Adada yaşamakta olan Almanlara ilaveten çok yakın çevrede Doktorlar, Dörttepe, Camtepe, Maya Siteleri gibi bir de Marverde tatil tesisleri vardır ki bunların hepsi balık çiftliği mağdurlarıdır. Beş yıl evvel mavi olan denizimiz artık yeşile dönmüştür, en berrak olduğu günlerde bile üzerinde yem küspeleri ve onların neden olduğu baloncuklar oluşmaktadır. Çevreden biraz tepki geldiğinde, çiftlik sahipleri Güvercinlik Koyu’nda üç gün bedava balık ekmek satarak, geceleri Ankara’dan davet ettikleri bakanları eğlendirerek yerlerinden oynatılmamayı sağlamaktadırlar. Ayrıca, çiftliklerin bakımını yapmak üzere adada konuşlandırılan, barakalarda, sağlıksız koşullarda yaşayan birçok insan var. Bunların da deniz kirliliğine fazlasıyle katkıda bulundukları bir gerçek. Türk insanına karşı yapılan bu haksızlığa sırtını dönenlere sesimizi duyurmanın zamanı geldi de geçti bile.
Oya COFMAN
Tapusu olmayan ev benim değildir
ERZURUM, Yenişehir Yıldızkent yerleşim alanında yaklaşık 5000 konutun sahipleriyiz. Belediyenin kooperatif arsası olarak tahsis ettiği arsalara hem çok katlı hem de dublex evler yaptık.
Gelin görün ki 1995’ten beri tapularımızı alamıyoruz. Asıl komedi evler bittikten sonra başladı. Bütün resmi işlemler bitti. Maliye, SSK harçları yatırıldı. Tapu Müdürlüğü’ne tapu almaya gittiğimizde arsaların Palandöken Belediyesi’nin kamu kuruluşlarına borçlarından dolayı hacizli olduğu ancak belediyenin bu borçları yatırdıktan sonra tapularımızın verileceği bildirildi.
Yaklaşık 10 yıldır 3 belediye başkanının görev yaptığı Palandöken (Yenişehir) Belediyesi bizlerden 10 yıldır ne Emlak Vergisi ne de Çevre Temizlik Vergisi alabiliyor. Bizler de kendi evlerimizde kiracı gibi oturuyoruz. Çünkü tapusu olmayan ev benim değildir. Deprem kuşağında oturuyor olmamıza rağmen tapusuz olduğu için ‘deprem sigortası’ bile yaptıramıyoruz. Allah aşkına belediye bu kamu (Maliye, SSK) borcunu 10 yılda kapatmadı ise ne zaman kapatacak? Alacaklı kamu kuruluşları, bizlere belediyeye baskı yaparsak tapu işlemlerimizin halledileceğini söylüyorlar. Yani sizin anlayacağınız kamu kuruluşları kooperatif üyelerini tahsildar olarak görüyor.
10 yıldır alamadığımız tapuları alma konusunda en yetkililerin bizlere yol göstermesini ve belediyeyi uyarmalarını bekliyoruz.
Şeref KANDEMİR
MESAJ PANOSU
CHP İstanbul Milletvekili Ali Rıza Gülçiçek ve Adalar İlçe Başkanı Ali Ercan Akpolat’tan:
Heybeliada, Değirmenburnu mevkiinde kurulan Adalar ve Üsküdar belediyelerinin birlikte yaptığı yaz kampında incelemelerde bulunduk. Haşema-Tesettür kampının Heybeliada halkının yoğun tepkisine neden olduğunu gördük. Etrafı çitlerle çevrilmişti. Burada 300-400 milyar nasıl harcanır. Çünkü birkaç Kızılay çadırı ve elektrik direğinden başka bir şey yoktu. Cumhuriyetin kazanımlarını tehlikeye atabilecek bu sorumsuz gidiş karşısında herkesi uyarıyoruz.
OSMANELİ Belediye Başkanı Selahattin Çetintaş ve Kaymakam Osman Hacıbektaşoğlu, hemşehrilerini 4-7 Ağustos tarihlerindeki ‘2. Osmaneli Alaca Karpuz Festivali’ne davet ediyorlar. Festival süresinde, çeşitli spor ve müzik gösterileri yanında Tarihi Türk Evleri Rölyefleri (Bilgen Ertekin), Ebru Eserleri (T.Alparslan Babaoğlu), Osmaniye Evleri Fotoğrafları (Kadir Can ve Gürkan İşkur), Osmaneli Evleri Karma Sergisi (Ercan Güler, Bayram Savaş Aydoğdu ve Derya Halvacıoğlu) ve Etnografik Ahşap Maket Sergisi (Ulvi Erbaş, Ethem Düzkan ve Adnan Çeşmeci) gibi etkinlikler de yer alıyor.
MERSİN Ören Belediyesi’nin ‘6. Tarım ve Turizm Festivali’ 5 Ağustos Cuma günü başladı. Babaeski Belediyesi’nin düzenlediği ‘35. Babaeski Tarım Festivali’ 6 Ağustos Cumartesi’ye kadar sürecek. Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Doyran Belediyesi’nin düzenlediği ‘1. Feslikan Yaylası Şenlikleri’ 6-7 Ağustos’ta yapılacak.
Paylaş