Yalçın Bayer: Yine mazot ticareti

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Diyarbakır Milletvekili Haşim Haşimi, Güneydoğu bölgesinin can damarı olan Habur sınır kapısındaki sıkıntılarla ilgili olarak, Turgut Özal döneminde kurulup şimdi faaliyete sokulan TPIC'ın, Irak'tan getirilen mazotun alım-satım yapmasını ve dağıtımını beş şirkete vermesinin hukuk kurallarına uymadığını söylüyor.

Nedenini de bölgede rahatsızlık uyandıran TPIC'ın bu işle görevlendirilmesinin iç hukukumuzu devre dışı bırakmasına bağlıyor.

‘‘Çünkü, 21.8.1998'de kurulan şirketin merkezinin Kanal Adaları, Jersey olması dikkat çekicidir. Geçmişteki Bakanlar Kurulu'nun kararına göre, şirketin nominal sermayesi 3 milyon dolar olarak saptanmış; şirketin kuruluş esasları ve sermaye kompozisyonları, yabancı mevzuatın gerektirdiği şartlara göre yapılacağı hükme bağlanmıştır. Yani TPIC'la hukukumuz yok sayılmıştır’’ diyor.

- Bölge insanını çileden çıkaran olay nedir?

- Irak'tan ve öteki komşulardan getirilen mazot için tam 47 bin kamyon giriş çıkış yapıyor. Bunu dörtle çarparsan 200 bin aile demektir. Adana'dan Habur'a kadar olan, tamirciden su satana kadar 500 bin kişinin ekmek kapısıdır bu ticaret... Şimdi 1 Eylül'den beri bu şirket eliyle alınan mazot, beş şirketine dağıtılıyor, dolayısıyla tekel yaratılıyor. Bu uygulama bölge insanının istismar edilmesidir, bölge insanını açlığa ve teröre itmektir.

- Rekábet Yasası'na da aykırı değil mi?

- Ucuz fiyatla alınıp beş firmaya verilirse haksızlık olmaz mı? Hani hükümet kararı değiştirecekti, KDV'yi bu dağıtıcı firmalara verecekti. Habur'a gidin, o aç insanların yaşadıklarını, rezaleti görün... Habur'daki 10 bin tonluk depo yetersiz; kamyoncu boşaltmak için günlerce bekliyor. Getirdiği malın parasını günlerce alamıyor. TPIC, öngördüğü şartlara uymayınca her şey tıkanmış durumda. Önceden bir kamyoncuya 45 günde bir sefer geliyordu, şimdi bu süre 4 aya çıkacak.

- Dağıtım şirketlerinden şikáyet...

- TPIC'ın kararıyla dağıtım şirketleri, saat başı fiyat değiştiriyorlar. Bazıları da 'işportacı' gibi çalışıyor. Kayıt kuyut yok, fatura yok. Biri ilan vermiş, 'firmamızdan mazot almak isterseniz, şu cep numarasına telefon edebilirsiniz. Bu, vergi kaçırmanın yolu değil mi?

- Hukuk yok diyorsunuz.

- TPIC, yabancı mevzuatın şartlarına uygun kurulduğuna göre, iç hukuk nasıl işleyecek? Vatandaş mağdur olursa nereye gidecek? Gidecek kapısı yok. İngiltere'de mi dava açacak kamyoncu?..

Enerji Bakanlığı, hani bu ticareti kamyoncuların ve yöre halkının lehine değiştirecekti. Bu konuda Şırnak Milletvekili Salih Yıldırım'a söz verilmişti. Hálá ses yok.

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Cumhurbaşkanlığı'na aday olup seçildikten sonra hiçbir zaman beş dakikadan fazla konuşmayacağım.’’

(DYP Tunceli Milletvekili

Kamer Genç)

Ben söylemiyorum bilirkişi söylüyor

YÜKSEL, Ceylan ve Aydın yazlık siteleri ile ilgili soruşturmayı yapan Yalova Cumhuriyet Savcısı Abdüllatif Çakır, soruşturma ile ilgili sözlerini eleştiren, eşi Yüksel Sitesi'nde ölen Dr. Erol Atılgan'ı yanıtlıyor:

‘‘Bu kişinin yaptığımız soruşturmanın bütününden haberdar olmadığı anlaşılıyor. Yüksel İnşaat'la ilgili olarak geçen cuma günü dava açtım. Dilekçelerini tespit edebildiklerimden 25 kişi (müştekilerden) ile ölenlerden açık kimliklerini tespit edebildiğimiz 44 kişinin adları iddianamede yer almaktadır. Sayın Erol Atılgan'ın da ismi 15. sırada yer alıyor. 'Demiri 24'lük kullanmışlar, beton sağlam, yönetmeliklere harfiyen uyulmuş' biçimindeki sözlerime gelince... Bunu ben değil; dosyada yer alan Yüksel İnşaat'ın yeminli hákim önünde tespit yaptırdığı ODTÜ'den Prof. Çetin Yılmaz, Doç. Uğur Polat ve araştırma görevlisi Onur Sonuvar'ın raporu söylüyor. Ancak deprem yönetmeliği üç kez değiştiğinden farklı değerlendirmeler olabiliyor. Teknik bir konu olduğundan karar mahkemece ortaya çıkarılacaktır.’’

Savcı Çakır, sorumuz üzerine Ceylan hakkındaki davayı daha önce açtığını, Aydın İnşaat'la ilgili soruşturmanın ise sürdüğünü hatırlattı.

TBMM'nin bir başka çevrecisi!

ORAL Çalışlar geçen hafta köşesinde 'çevreci, imarcı' bir milletvekilini -özetle- tanıtıyor.

‘‘Hasan Özyer, Muğla Valiliği'nden Fethiye'nin ünlü Gemile (Kabak) Koyu'nda otel ruhsatı aldı. (...) Orman içine yol ve otel yapımında Nazım Plan'a aykırı davrandı. Otel inşaatına çeşitli kişi ve sivil toplum örgütleri karşı çıktı. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü planı iptal etti; bölgeyi SİT alanı olarak tescil etti. Yasaklama kararlarını aşmak için davalar açtı, ancak aleyhine sonuçlandı. 39 yaşında, 18 Nisan'da ANAP milletvekili seçildi. Bunu nasıl sağladığı, çevrenin en güzel koylarından birisini imara açmaya çalışan bir kişi olarak nasıl seçilecek sıraya adının yazılmasını başardığı araştırılmaya değer bir konu... Özyer'in otel işi nereden çözülebilirse, Özyer o alanları kendisine hedef olarak seçti. Ediz Hun'un başkanlığını yaptığı TBMM Çevre Komisyonu üyesi oldu. Başka başarılar da gösterdi Özyer... MHP'li Mehmet Gül'ün başkanlığını yaptığı TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu üyesi de oldu. Ne diyelim; Özyer'in başarıları karşısında hayranlık duymamak elde değil.’’

Muğla'dan, Çalışlar'ın Cumhuriyet'teki yazısını gönderen okurlarımız, Hasan Özyer'e soruyorlar:

‘‘Bizler, yapılaşma ve çevre ile ilgili önemli ilkeleri ortaya koyan bu iki komisyonda görev yaptığınızı yeni öğrendik, dehşete düştük. Hakkınızda ciddi iddialar varken, bu komisyonlara neden girdiniz? Koyları korumak için mi? Dileriz, kendi lehinizle ilgili parmak kaldırmaz, o güzelim koyu olduğu gibi insanlığa iade edersiniz.’’

Kızılay'a soruşturma

MECLİS'in son çıkardığı KHK ile Başbakanlık Deprem Kriz Merkezi'ne bağlanan Kızılay'ın bütün hesaplarına el konuluyor.

Kızılay hakkında büyük bir soruşturma açılıyor.

Bütün hesapları masaya yatırılıyor.

İçişleri Bakanlığı'ndan bir Mülkiye müfettişi ile derneklerle ilgili müfettiş hafta başından itibaren Kızılay Genel Merkezi'nde çalışmaya başlayacak.

Maliye Bakanlığı'ndan da takviye eleman istenebilecek.

Gerekirse taşra örgütünün hesaplarına da el konulacak.

Ne yazık ki, bir hayır kurumunun başına çöreklenen bazı ellerin Kızılay'ı ne hale getirdiklerini üzüntüyle izledik.

Kemal Demir, görevi bırakmak için hálá kongreyi bekleyebiliyor.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez soruşturmaya uğrayan Kızılay, bundan sonra yeni ellerde yeni bir yapılanmaya sokulacak.

Dileriz, particilerden uzak ellerde gerçek fonksiyonuna kavuşur.

ANKARA'da tapu dairelerinde Başbakanlık Vakfı ve THK bağış makbuzu alınmadan iş yaptıramıyorsunuz. Toplam 13 milyon lira aldılar. Hiç kimse de 'Yahu bunları neden alıyorsunuz' diyemiyor. Desek ne olur? Tapuyu aynı gün alamayız. İşlerimiz aksar. Oysa ben dilediğim yere gönlümden geldiği kadar bağış yaparım. Emrivaki ile değil...

Ş.A-ANKARA



Yazarın Tüm Yazıları