Paylaş
Eğitim... ama nasıl?
21.yy'daki en temel ve belki de en önemli değişim okullarımızda yaşanacaktır. Global küredaşlarımız dünya çapında dördüncü boyutta at sürerken, hâlâ ikinci ve üçüncü boyutta sürünenler olacak ve böylelikle dünya iki büyük kampa ayrılacaktır. Teknoloji, bilgisayarlar, robotik ve yapay zekânın gelişmesiyle, geçimini kazanmak için tek bir göreve dayananlar düşük maliyetli mekanikleştirme tarafından dışlanacak ya da sürekli düşük ücretlerin tutsağı olacaklardır. Bangladeş'teki ya da Şikago'nun iç mahallelerindeki düşük becerili insanların da kaderi bu olacaktır. Diğer bir grup ise son derece rekabetçi işlerde yeni bin yıla geçecektir. Bilgi ve kaynakların değişik yapıtaşlarını kombine etmeyi bilenlere büyük talep olacak, böyleleri yüksek ücret ve maaşlar alacaktır. Global pazar üstün becerileri ödüllendirirken vasat beceri sahipleri hayatlarını kazanacak olmakla birlikte hiçbir zaman zenginleşemeyecektir.
21. yy'da devletin karşı karşıya olacağı meydan okuma buradadır. Eğer bir ülke içinde yaşayan insanlar tarafından belirlenen ‘‘fiziksel bir mekan'' ise onun yaşam standartları da halkının kolektif geliri tarafından belirlenecektir. Diğer bütün her şey -şirketler, bankalar, borsalar... vb. sadece dördüncü boyutta var olacak ve kendisi için çalışan insanlar dışındakilerin ülke kavramlarıyla fazla bir ilgisi olmayacaktır.
Böylesi bir dünyada eğer devletin bir işlevi olacaksa o da eğitim olmalıdır. Devletin sağlayabileceği başka şeylerin -yollar, vergi yasaları, düzenlemeler, savunma, polis- hiçbiri bunun kadar önemli değildir. Eğer eğitim yerindeyse, insanların yüksek bir yaşam standardı elde etmesi ve global pazar yerinde rekabet edebilmesi bunun doğal bir sonucu olacaktır. Eğitim olmaksızın ekonomi zamanla çökecek, vergi gelirleri düşecek, etik ve ahlak kargaşaya dönüşecek, uyuşturucu ve şiddet egemen olacak, teknoloji ve savunma kötüleşecek demokrasi yozlaşacak, altyapı pas tutacaktır.
(Kaynak: Cesur Yeni Dünya/William Knoke)
Mustafa NAKAY / İSTANBUL
Askerin tepkisi
1977/1 tertip askerim. Darphane subay lojmanlarında görev yapıyorum. Yazar kasamız arızalandı. Kasa bizim üzerimize zimmetli olduğu için yaptırmak zorunda kaldık. Beşiktaş Otim Yolu'ndaki Hakman Elektronik'e götürdük. Onarım sonunda önümüze şöyle bir fatura çıktı: soğuk lehim 1.100.000, parça 1.000.000, yazar kasa açma-kapama bedeli 2.000.000, toplam 4.100.000. % 15 KDV ile etti mi 4.715.000 TL... Biz bu paranın dört arkadaş arasında bölüşüleceğini söyleyince, ‘‘Ben 1992'den beri buradayım. İlk defa böyle bir şey duyuyorum'' dedi. Meğer, diğer kantinlerin yazar kasalarını da bunlar yapıyorlarmış. Giden arkadaşlar paranın 3. Kolordu Komutanlığı tarafından karşılandığını söylemişler. Onlar da bu paranın askeriye tarafından ödeneceğini bildikleri için, bu fahiş ücreti bizden istediler. İtiraz ettik. Bu para devletin cebinden de çıkmış olsa, Ahmet'in, Mehmet'in cebinden çıkan paradır. İtirazımız üzerine, 4.000.000 TL'ye razı oldular. Mecburen parayı verdik. Bu olay bizi vicdanen çok rahatsız etti.
Askeriyemize yazık.
Nurullah DİNÇER, Darphane Subay Lojmanları ailekantini / BEŞİKTAŞ
‘Harbiye’ kızakta
Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ'den, ‘‘Harbiye gemisinin başına birşey geldi'' başlıklı yazıya yanıt:
‘‘Şehirlerarası işletmemiz sürekli modernizasyon çalışmaları içerisindedir. Bu nedenle filoya yeni yapılan gemi girdiğinde ekonomik ömünü tamamlayan gemiler filo harici bırakılmaktadır. 1961 yılında İngiltere'de yapılan Harbiye isimli gemimiz de 1993 yılında ekonomik ömrünü doldurması nedeniyle filo harici bırakılmıştır. Yeni yapılacak yolcu gemilerimizden bir tanesine Harbiye adı verilmesi düşünülmektedir.''
ATATÜRK ilke ve devrimlerine inanmış ve bunu toplumumuzda özümsemiş olan ülkemiz nüfusunun ezici bir çoğunluğu bugün eğitime kaynak yaratmak için büyük uğraş içindedirler. Bizler Yatağan Belediyesi olarak açılan kampanyayı destekliyor ve herkesi de destek olmaya davet ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'ni karanlığa götürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Aydınlık yarınlar çocuklarımızındır. (8 yıllık eğitim için belediye personeli olarak 112.5 milyon bağış yaptık.) Sadi ÖZCAN-Yatağan Belediye Başkanı
OKUR Mehmet İsmail'e... Niye şaşırıyorsunuz, Aktaş Elektrik bunu her zaman yapıyor... Aktaş, izne de çıksanız, ödemeyi bir gün de geçirseniz, bu faizi alıyor. Sadece o değil, Telekom dahil birçok kurum böyle yapıyor. Vatandaşın -bu cezalarla- ödeme gününü geçirmemesi gerekiyor.
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Bursa Karacabey, M. Kemalpaşa, Susurluk, Manyas ve Gönen'de fareler ekili buğdaydan sonra tarladaki domatesleri de yedi. Selle birlikte üreticinin zararı 40 trilyona ulaşıyor. Tarım Bakanlığı ciddi araştırma başlatmalıdır.''
(Çiftçi dostu Sadullah USUMİ)
Paylaş