Yalçın Bayer: Yeter söz milletin






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Gençler haydi Anadolu'ya

22 ilden 41 üniversitenin Atatürkçü Düşünce Kulüpleri ve Toplulukları'nın (ADK/ADT) oluşturduğu Atatürk Düşünce Kulüpleri Federasyonu (ADKF) Anadolu Kurultayı geçen hafta sonu yapıldı. Kurultay sonunda bir bildiri yayınlandı.

Bildiride; Türkiye'ye ve Cumhuriyet'e topyekûn bir saldırının söz konusu olduğu, buna karşı Türk gençliğinin topyekûn ve birleşik bir mücadelesinin gerektiği anlatılarak, ‘‘Hedef Anadolu'ya açılmak ve 1919'dan 82 yıl sonra ülkemizin sorunlarına yeniden çözümü Anadolu'da bulmak’’ deniliyor.

Bildiri şöyle devam ediyor:

‘‘ADKF, IMF'nin baskılarına karşı çıkar ve AB ve ABD kıskacındaki Türkiye'nin kurtuluşunun gerçekten ulusal ve bağımsız ekonomiden geçtiğini düşünür. AKDF tüm halkın daha da fazla yoksullaşmasına neden olan yeni ekonomik programa karşı çıkar. Esnafıyla, işçisiyle, köylüsüyle ve öğrencisiyle tüm halk kesimlerinin yeni ekonomik programa karşı eylemlerini destekler ve gerçekten ulusal bir ekonomik programın oluşturulması için üzerine düşeni yapar.

Türkiye siyasetinin içinde bulunduğu çözümsüzlük içerisinde ADKF, Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki Kuvayı Milliye ruhunu Türk siyaset hayatına getirecek ve çözüm olacaktır.

ADKF; Atatürkçü, ilerici devrimci gençlerin faaliyet gösterdiği ADK-ADT'lerin bir çatı altında birleştiği tek örgütlenme olarak faaliyetlerini ADKF'ye üye olmayan ADK-ADT'leri de yanına alarak tüm Anadolu'ya yayılacaktır. Bu amaçla ADK-ADT'si olmayan üniversitelerde de kulüp ya da topluluk kurulması için gerekli çalışmalara hızla başlanacaktır.

ADKF, belirleyeceği faaliyet programının üye ADK-ADT'lerde uygulanması için gerekli yardımı yapacaktır. ADK-ADT'ler güçlerini birleştirerek ortak mücadele yürütecektir.

ADKF, Bağımsızlık Savaşı'nın başlangıç tarihi olan 19 Mayıs'ta düzenlenecek etkinliklere Türkiye'nin her yerinde tüm gücüyle katılacaktır.

Kasım 2001'de Türkiye'nin tüm üniversitelerinden temsilcilerin katılacağı ADKF 1. Olağan Genel Kurulu'nu toplayacaktır.’’

Olacaksan fon bankacısı ol

BİLDİĞİNİZ gibi fona ait beş banka satılamayarak Sümerbank çatısı altında birleştirildi ve bazı şubeler kapatılıp tasarruf amacıyla personel çıkarıldı. Yani mağdur olup da işten çıkartılanlar dahi oldu. Fakat gelin görün ki, iş öyle olmadı. Aynı çatı altında birleşen Egebank personelinden müdür 3.5 milyar, müdür yardımcısı 1.5 milyar, gişe yetkilisi 500 milyon maaş almakta iken yanında oturan ve aynı işi yapan başka bankadan geçen müdür 1.5 milyar, müdür yardımcısı 500 milyon, gişe personeli ise 350 milyon lira maaş almakta.

Bu hem çalışan personel için çifte standart, hem de ülke için bir kayıptır. Temelinde tasarruf yatmakta olan bu işte bir tarafta çıkartılan personel, bir tarafta fahiş ücretler. Bu olayı fon yönetimi bir yıldır savsaklıyor.

Ayrıca bu işlem sonrasında bilinmeyen bir sebeple Egebank personelinin çıkartılmayıp şubelerinin kapatılmadığı ayrı bir ayrıcalık sorunu.

Bayram ADALI-İSTANBUL

Yargıdan Gökkafes'e yeni darbe

DOLMABAHÇE'deki Gökkafes'in sorunu yargı kapılarında dolanıp duruyor. Son olarak, Turizm Bakanlığı tarafından yapılmış olan 1/1000 ölçekli imar planı yeniden iptal edildi.

Bu bir yıkım kararı sayılabilir mi? Bazı hukukçular, kararın henüz kesinleşmemiş sayılabileceğini söylüyor.

Geriye gidelim: Dolmabahçe'nin turizm imar planı Dalan döneminde çıktı. Turizm Bakanlığı'na karşı Mimarlar Odası ve Büyükşehir/Beyoğlu Belediyeleri iptali için davacı oldu. Hukuk savaşları sonunda plan beş kez iptal edildi.

Yapılan itirazlar; Gökkafes'in planlama ilkelerine uygun olmadığı, şehircilik anlayışında kamu yararının gözetilmediği ve İstanbul'un siluetini bozduğu gerekçelerine dayanıyor.

Bakanlıktan 1998'de çıkan son plana Danıştay 6.Dairesi dava konusu işlemin, yani planın yürütülmesinin durdurulmasına karar verdi. Buna karşılık davacılar itiraz etti. Dava Daireler Genel Kurulu ise, davalıları haklı gördü ve yürütmeyi durdurma kararını iptal etti. Dava yeniden Danıştay 6.Daire'de görüldü, esastan görüşülerek iptal kararı verildi.

Şu anda imar hukuku bakımından Gökkafes, plana aykırı olduğundan kaçak sayılıyor. Ancak davacıların, 30 gün içinde Dava Daireler Genel Kurulu'na başvuru hakları bulunuyor. Şu günlerde belki de itiraz yapıldı.

Konuyu bir avukata soruyoruz:

- Şişli Belediyesi bu olayda taraf mı oluyor?

- Hayır. Şişli Belediyesi meriyet kazanmış bir plan uyarınca inşaat ruhsatı veriyor; Gülay Aslıtürk'ten sonra göreve getirilen Cüneyt Akgün döneminde... Biliyorsunuz, dönemin İstanbul Valisi Kutlu Aktaş bir gecede sınır değişikliği yaparak Dolmabahçe'yi, Beyoğlu'ndan alıp Şişli'nin sınırları içine kattı. Bu karar hukuk dışıydı. Çünkü yetkili makam, Bakanlar Kurulu idi. Plan değişikliğinin ertesi günü de ruhsat verildi. Şimdi hukuki açıdan bakarsak, plan iptal edilmişse ruhsat-iskan yok hükmündedir. Yargının kararı, Süzer için olumsuz olursa Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül büyük sıkıntıya düşecektir. Sarıgül, böyle bir sorundan kurtulmak istiyorsa eski sınırlara dönülmesini isteyebilir.

Daha hukuki sonuç alınmadan Kentbank Gökkafes'e çoktan taşındı; otel bölümünün tefriş çalışmaları ise neredeyse bitti.

Gökkafes her zaman tartışılacak bir gökdelen olacak.

DMO'daki şu saltanata bakın

SEVGİLİ Bakanım Kemal Derviş, ben 20 yıldır Devlet Malzeme Ofisi'nde (DMO) çalışan bir elemanım. 250 milyon lira maaş alıyorum. DMO'da 12 masalık ufak bir lokal var. Ama bu lokalin içinde ayrıca dört adet lüks özel oda bulunuyor. Lokalde 20 tane kadrolu işçi çalışıyor (garson, bulaşıkçı, aşçı ve şoför). Bu işçilere cumartesi 11, pazar 11, hafta içi de 3'er saat olmak üzere ayda 160-170 saat mesai veriliyor. Bu işçiler ayda 500 milyon normal maaş, 750 milyon lira da mesai ücreti alıyorlar.

Sayın Bakanım; millet açken, işsizken, bu zevk-ü sefa nedir? Bu lokalin aylık cirosu 6 milyar, masrafı ise 30-35 milyardır.

Bu millete kemer sıktırıp ‘‘Para yok idare edin, düzlüğe çıkalım’’ deyip, bu mesaiyi vererek soydurursanız size de helal olsun.

M.Ali AKIN-ANKARA

Önce kafamızı hızlandıralım

HÜRRİYET'te çıkan ‘‘Hızlı tren geliyor’’ haberiyle ilgili birkaç laf etmek istiyorum. Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün verdiği bilgiye göre 20 Nisan'da ihalesi yapılacak hızlı tren, İstanbul-Ankara arasını 2.5-3 saate indirecekmiş.

Haberin çıktığı gün Adapazarı'ndan gelip Haydarpaşa'ya giden trene 10.35'te Hereke'den bindim. 4 km. ilerideki Tavşancıl'da 30 dakika bekledik. Niçin beklediğimize dair bilgi veren yok. İnsanlar ayakta ve adeta balık istifi. Akşam dönüş için Bostancı istasyonuna geldim. 20.05'te Bostancı'da olması gereken Adapazarı treni 20.50'de geldi. Bostancı istasyonunda bir saatten fazla oturmak zorunda kaldım. Bu arada Haydarpaşa'dan Gebze yönüne 4 tren geçti. Genci, yaşlısı, bayanı, çocuğu adeta üst üste binerek seyahat ediyorlardı. Yanımda oturan bir bayan şöyle mırıldandı: ‘‘Bu manzara acaba Hindistan'da var mı?’’

Teknolojinin getireceği güzele ve yeniliğe asla karşı değilim. Ama her gün yaşanan bu sefil duruma bugüne kadar kılını kıpırdatmayan bir yönetimi doğrusu ayıplıyorum.

Sayın Bakan Öksüz, lütfedip bir göz gezdirsin, bakalım bu sefil durum çağın hangi trendine uyuyor? Lütfen biraz izan, biraz da sağduyu.

Şahabettin TAN HEREKE

Fedakárlık yapalım

TÜRKİYE'de sadece odalar ve borsaların atıl tuttuğu 1.5 milyar dolar olarak tahmin ettiğimiz paranın ekonomiye kazandırılmasında, diğer tüm sivil toplum kuruluşlarının da şeffaf davranarak desteklemesinde yarar vardır. Sendikalar, ziraat odaları, esnaf, sanat dernekleri hepimize böyle bir kara günde görev düşmektedir.

Hepimizin belki de son bir fedakárlık yapacağı dönemdeyiz.

Davut DOĞAN

Doğtaş Mobilya Fabrikası-BİGA

Gün birlik günüdür

ESNAFIMIZIN, Bağ-Kur borcundan dolayı hapse girmesi vicdanlarımızı titretiyor. Sayın milletvekillerimizden, çalıp çırpıp havadan para götüren, Türk vatandaşı nüfusunu taşıyan hortumcu beylerin ve bayanların götürdükleri (veya daha kaldıysa götürecekleri) paraları geri getirtmelerini, buna ait yasa eksikliği varsa, hemen çıkartmalarını istiyoruz. İşçinin, memurun, sanayicinin ve küçük esnafın alın teriyle biriktirip ödediği vergiyi 3-5 hırsıza kaptırıp kaçırmaya kimsenin hakkı olmadığına inanıyoruz. Hırsızlıkların vanaları kapatılsın. Bizler vatandaş olarak yapmış olduğumuz fedakárlığı gönül rahatlığıyla yapalım ve huzur içinde olalım.

Osman KAPTAN ÇORUM

MESAJ

EKSPRES Kargo'dan, aralık ayında İzmir'den Gebze'deki şirketime yollanan koli kendi elemanlarınca çalınmıştır. Olay tespit edildi, ‘‘Zararınız ödenecek, aman ses çıkarmayın’’ dendi. Aradan dört ay geçti, şimdi de benden kaçıyorlar. Okurlarınızın haberi olsun. Hakan KÖRPİ-GEBZE

Yazarın Tüm Yazıları