Paylaş
Selimpaşa Belediyesi'nin eğitim aşkı!
Has Üniversitesi'ne trilyonluk arsa tahsisleri yapıldı
SİLİVRİ'ye bağlı Selimpaşa Beldesi, Kumburgaz'la birlikte İstanbullular'ın denize girebildikleri halka açık tertemiz sahillerdi. Ancak, belediyeye dönüşmesinden sonra Selimpaşa ve Kumburgaz sahilleri ile yeşil alanları ‘site’lerle dolduruldu.
Selimpaşa'nın, halka açık denize girilebilen tek sahili ile merası bir özel üniversiteye ‘tahsis’ yoluyla gitti.
Bu üniversite; eğitime trilyonluk bağışlarıyla bilinen Kadir Has Vakfı'nın kurduğu Has Üniversitesi...
Beldeliler, üniversiteye karşı değiller, ancak Belediye Başkanı Ahmet Yağcıoğlu'ndan, ‘‘Buraları neyin karşılığı verdin?’’ sorusunun yanıtını arıyorlar.
E-5'ten sahile inen 115 dönümlük alan ile TEM ile E-5 arasında kalan mera vasfındaki 136 dönümlük alanların bugünkü rayiç değerinin en az 3-4 trilyon olduğu öne sürülüyor.
Orhan Keçeli döneminde DYP'den ihraç edilecekken ANAP'a geçen Yağcıoğlu kimdir? 1984'te seçildiğinde bir bakkal iken bugün inşaatçılık yapan kardeşleriyle birlikte büyük bir servet sahibi... Yöre halkı kendisini, imar planlarını değiştirerek rantlar yaratan, eşe dosta kooperatifler kuran bir kişi olarak tanıyorlar.
Yağcıoğlu kendisine yönelik eleştirilere karşılık ‘‘Her şey doğru yapılmıştır, kimse kulp aramasın’’ diye konuşurken; bu değerli yerlerin tahsis amacını şöyle açıklıyor: ‘‘Beldemize canlılık getirecek, gençlere iş olanağı sağlayacak, halkın gelir düzeyini yükseltecek, kültür ve sosyal etkinlikler artacak, en önemlisi de, köy ve kasabalarındaki gençler üniversite öğrenimlerini kendi bölgelerinde yapma imkânına kavuşmacaklar.’’ (Peki, ÖSY sınavı ne olacak?)
Bu yerlerin tahsisini kim önerdi; Başkan mı, aracılar mı?
Encümen kararıyla tahsis edilen yerlerden sadece sahildeki arsa için ayda 1000 dolar kira alındığını öğrenebilmiş Selimpaşalılar. Meranın bir bedeli var mı, yok mu, bilmiyorlar.
Selimpaşa'da oturan sendikacı Ömer Faruk Akıncı, bu işin nasıl ‘kotarıldığını’ ortaya çıkarmak için panellere katılmış, yerel gazetelere demeçler vermiş, TBMM'ye fakslar çekmiş. Kadir Has Vakfı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Cem'i Demiroğlu'na gönderdiği yazıda, üniversiteye karşı olmadıklarını özellikle vurgularken, ‘‘bir belediye başkanının keyfi ve siyasi amaçları doğrultusunda gerçekleştirilen böyle bir tahsisin kuşkular yarattığını’’ söyleyerek şu soruları yöneltiyor:
‘‘Başka hazine arazileri varken, halkın tek istifade ettiği sahilin bir üniversiteye tahsisi ne kadar doğrudur? Deniz kıyısında üniversite kurulması olağan bir şey midir? Bu yerlere, fakülte binaları mı, yoksa lojman, dinlenme ve spor tesisleri mi yapılacaktır? Belediye ile vakıf arasında yapılmış protokol var mıdır, varsa açıklar mısınız?’’
1001 DOLARA TALİBİM
Akıncı, belde adına Belediye Başkanı'nın peşini bırakmayacaklarını, konuyu TBMM'ye ileteceklerini belirterek, ‘‘Halka sormadan bu tahsisi nasıl yaptınız. Daha önce başka kuruluş ve vakıflardan teklif aldınız mı? Açıkçası bu bir satış mıdır, bağış mıdır, yap-işlet-devret modeli midir? Selimpaşalılar olarak bize bu yeri ayda 1001 dolara verir misiniz?’’ diyor.
Selimpaşalılar olayın iç yüzünü haftalardır öğrenmeye çalışırken, Süleyman Demirel ve Mesut Yılmaz, 3 Kasım'da temeli atmışlar bile.
Bu yıl öğretime başlayan Has Üniversitesi'ne daha önce Haliç'teki tarihi Cibali Sigara Fabrikası da tahsis edilmişti.
Ortadaki sorular şu... Vakıf, bu tahsisi alırken, Selimpaşa Belediyesi'ne ya da Ahmet Yağcıoğlu'na ne gibi 'vaat/kaynak' verdi?
Çünkü, Yağcıoğlu bu olayda ‘şeffaf’ davranmadı. Nitekim, ANAP'lı Meclis üyesi İsmail Atasoy bu kararlara çekince koydu.
Bir belediye başkanının, üniversite için de olsa halkına sormadan, kendi malı gibi trilyonluk belediye arazilerini komik kira ücretiyle vermesi ne kadar doğru olabilir?
Gişelerde azap çekiliyor
OTOYOL gişelerinde geçişlerde kullanılmak üzere Ziraat Bankası'ndan biletler satılırdı. Ancak bir süredir biletler satılmıyor. Bu nedenle özellikle Boğaz ve Fatih Köprüleri'nde büyük trafik sıkışıklığı yaşanıyor. Para bozdurma olayı büyük sorun yaratıyor. İstanbul bu trafik yükünü artık taşıyamıyor. Karayolları, bilet satışlarına yeniden başlamalı, ayrıca projelendirdiği bilinen optik geçişi hemen devreye sokmalıdır. Türkiye'nin en çok para kazanan kurumu böyle basit önlemleri almayacaksa, o gişeleri kaldırsın da, insanlar azap çekmesin.
Taylan BİRGE-İSTANBUL
TV'lerdeki Apo görüntülerinden artık nefret ediyoruz. Onun insanlıktan uzak tavırlarını görmek istemiyoruz. Şehit ve gazilerin anaları, yakınlarının bu görüntüler karşısında hangi duygularda olduklarını düşünebiliyor musunuz?
Saime ÇINAR KAYSERİ
Paylaş