Paylaş
Vatan sadece silahla korunmaz
Taşımacılık yapan bir grup kamyon şoförü, gönderdikleri faksla Bülent Ecevit'e şu çağrıda bulunuyorlar:
‘‘Sizin dürüstlüğünüze ve devlet adamı ciddiyetinize güvenmekteyiz.
Sınırlarımızdan kaçak giren motorin işini durdurmanızı bekliyoruz.
Bu işten devletimizin yıllık 400 trilyon zararı olduğunu Sayın Mesut Yılmaz açıklamıştı. Petrol Ofisi'nin 300 trilyona özelleştirildiği bir ülkede, bu işten zararın ne kadar büyük olduğu gün gibi ortadadır.
Şu anda ucuz mazottan dolayı nakliye piyasası çökmüş durumdadır. Çünkü ucuz mazottan dolayı büyük işverenler, kamyoncuların kiralarını sürekli azaltmaktadırlar.
Ayrıca bu mazotun yanıcı etkisi yüzünden, otobüs kazalarında insanlar can vermektedirler.
Kaçak mazotun %90 geliri PKK ve çetelere gitmektedir.
Cumhuriyet ve vatanı korumak sadece silahla olmaz.
Düşmanların bu gelirini kesmenizi çok acil olarak bekliyoruz.’’
Sade suya tirit...
CUMARTESİ gecesi 'Siyaset Meydanı'nda çete ve kasetlerin tartışılacağı açıklandı. Öyle mi oldu? Gerçekler tam ortaya çıkarıldı mı?
Maalesef ‘‘sade suya tirit’’ oldu.
DSP ve CHP milletvekilleri Ahmet Tan ile Fikri Sağlar'ın tartışmasında 'sol kavgası'ndan başka akılda bir şey kalmadı.
Mehmet Keçeciler ve Kamer Genç'in neyi savundukları tam olarak anlaşılamadı.
Sık sık konu dışına çıkıldı.
Yoksa, bu program siyasi partilere seçim öncesi kendi propagandalarını yapma olanağı için mi düzenlenmişti.
Bir okurumuzun programı izlerken, aklına 'İnci Baba'nın, 'Baba' ile olan muhabbeti aklına gelmiş; 1987'de referandumdan sonra evinin önünde onu nasıl karşıladığını, nasıl elini sıktığını...
Kaset savaşlarında çok şey ortaya konmalıydı.
Oraya çağrılan üniversite öğrencileri bile söylemesi gerekenlerden daha çok gerçekleri anlattılar; süs olarak gelseler de...
Bu konular parlamentoda gündeme getirilmediğinden, 'Siyaset Meydanı'nındaki bu program bir şans sayılabilirdi. İzleyenler, çeteleri kimlerin yarattığını 'bilenler'den öğrenemediler.
Ali Kırca neden çekingendi; gerekli soruları sorsaydı Türkiye'de çok şey ortaya çıkacaktı. Yazık oldu 03.30'a kadar uykusuz kalanlara.
İzmir, Tahran gibi
BİRKAÇ ay aradan sonra işlerim nedeniyle İzmir'e gittiğimde şaşkına döndüm. Türkiye'nin en güzel kentlerinden biri bildiğimiz -artık ne yazık ki değil- İzmir'deki tüm belediye otobüslerinin soförleri sakallı. Bir an düşündüm, acaba bu işçiler Hak-İş Konfederasyonu'na mı bağlı diye. Görüntü aynen Tahran... Yaptığım kısa bir araştırma sonucu, bu adamların, toplu iş sözleşmeleri imzalanmadı diye protesto eylemi için sakallarını uzattıklarını anladım. Çok çirkin bir protesto. Düşünüyorum ki, bu görüntü sayın Burhan Özfatura'ya uyar; ama bu güzel kente değil.
Eğer bu işi planlayanlar siyasal bir nedenle özdeşleşmiyorlarsa hemen bu uygulamayı değiştirmelidirler. Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli ve temel konusu; laik cumhuriyettir. Hiç bir mazeret bu temel unsuru gölgeleyemez. Aksi düşünüldüğünde, 'olsun canım, adamlar haklarını arıyorlar' o takdirde türban eylemlerine de sıcak bakmamız gerekir.
Çifte standartlı olmak yanlıştır.
Semih KALKANOĞLU-İZMİR
'Talana son'
‘‘EMİNÖNÜ Belediyesi ile ilgili olarak yaptığımız araştırmalar ve yolsuzlukların üzerine gitmemiz engelleniyor’’ diyor. ÖDP Eminönü İlçe Başkanı Atilla Bahçıvan... Eminönü'nde Çetinsaya önderliğindeki Eminönü Hizmet Vakfı'nın hukuksal konumunun oldukça şaibeli olduğunu, Kadırga'da açtıkları lokalin daha ilk gece camlarının kırıldığını, hazırlamak istedikleri bir bildirinin 20 dakika içinde yasaklandığını belirterek, kendilerine yönelik son baskıları şöyle anlatıyor:
‘‘Tüm yasal koşulları taşıyan 'Çetelerin Saltanatını Yıkacağız', 'Eminönü'nü Çetelerden Kurtaracağız' ve 'Eminönü'nde Talana Son' afişlerimiz asıldıktan birkaç saat sonra vakfın çalışanları ve polis tarafından hukuka aykırı olarak engellenmiş, arkadaşlarımız keyfi olarak gözaltına alınmıştır.’’
Bahçıvan, ‘‘Hakkında ortaya çıkan iddiaları unutturmak, bizleri engellemek için şimdiye kadar hiç ilgilenmediği Laleli'ye yeni bir 'özel yönetim statütüsü' ortaya atsada, Rick Martin'i getireceğini açıklasa da, tüm sivil kuruluşlarla birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz; yolsuzluklardan ve şaibelerden arınmış bir Eminönü'ne kavuşuncaya kadar...’’
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Devlet ve yargı siyasal partilerin tahtı ve tahteravallisi değildir’’
(Anayasa Mahkemesi eski Başkanı ve ADD Genel Başkanı Yekta Güngör Özden)
Paylaş