Sağlığımız artık tekellere emanet1.1.1999 tarihinde yürürlüğe girecek ilaçta patent anlaşması ertelenmelidir. 22.9.1995 tarihinde Başbakan Çiller tarafından imzalanan 566 sayılı kararname ile 1.1.1999 tarihinde ilaçta patent anlaşmasının yürürlüğe girmesi öngörülmüştür. Ülkemizin tamamen aleyhine ve ilaç tekellerine büyük avantaj sağlayacak olan, aynı zamanda bir ülkenin bağımsızlığı için stratejik öneme sahip ilaç konusu bir oldubitti ile karşı karşıyadır. İstanbul Eczacılar Odası devlet nezdinde yaptığı tüm başvuruların sonuçsuz kalması üzerine, konuyu Genelkurmay Başkanlığı'na sunarak yardım talep etmiştir. Gelelim anlaşmanın getireceği sakıncalara... Anlaşma yürürlüğe girdikten sonra Türkiye, patentli hiçbir ilaçı üretemeyecektir. Bu ilaçları dışarıdan satın almak, yani ithal etmek zorunda kalacaktır. İlaç tekelleri tarafından, halkın ilaç sorununu çözmede büyük yardımları olan SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı ve askeri ilaç fabrikalarına ağır şartlar dayatılacaktır. İlaç fiyatları anormal yükselecektir. SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı gibi sosyal güvenlik kuruluşlarının bu yükün altından kalkması mümkün olmayacak ve bu kuruluşlar derin krizlere gireceklerdir. Bu ilaçların fiyat kontrolü tamamen yabancı ilaç tekellerinin inisiyatifine geçmiş olacaktır. 1991 yılından beri uygulanan ilaç ambargosu nedeniyle Irak halkının düştüğü içler acısı duruma dikkati çekerim. İlaçta patentli sisteme geçiş mutlaka 2005 yılına ertelenmelidir. 1960 yılında aynı durum söz konusu olmuş, Milli Birlik Komitesi ilaçta patente karşı çıkmış ve bu anlaşmayı kabul etmemiştir. Tahir GÜNAK-İSTANBUL Öyle de yiyoruz böyle de!.. McDONALD'S'tan yeni bir açıklama geldi... Açıklamada, yılda 80 milyon müşteriye hizmet ettikleri, memnuniyetsizliklerini belirten müşterilerin taleplerinin özenle incelenerek yanıtlandığı, mümkünse çözüldüğü belirtiliyor... Bu arada okurumuz Sedat Tuna'nın 1997 yazında Beyoğlu McDonald's'ta düşmesi -yerlerin ıslak bırakılması- sonucu belinin incindiğini beyan ederek çalışamadığı süre karşılığında tazminat talep ettiğini, ancak ihmali ve sorumluluklarının bulunmadığını, bu nedenle tazminat talebinin karşılanmadığını, 23 Aralık'ta isteği üzerine McDonald's'ın website adresini verdiklerini, mükemmel hizmet sunmak için çaba harcadıklarını, günün her saatinde operasyon danışmanlarımın restoran ve işletmecilerine danışmanlık yaptıklarını, müşteri şikâyetlerinin 0212-275 15 90'a bildirilmesi isteniyor. (McDonald's'la ilgili tartışmayı okurumuz Alpaslan Kavak'ın bir küçük notuyla kapatıyoruz: ‘‘Türkiye'de münferit bir olay, McDonalds'a mal edilemez’’ sözünü şiddetle kınıyorum. Yani, ‘‘Biz McDonald's olarak para karşılığında isim hakkımızı veriyoruz, bu şubelerimizi denetlemekten aciz durumdayız. Bizim hamburgerlerimiz alternatifi olmadığından nasıl olsa yeniyor. Bu durumda elemanların küstah, servisin bozuk olması pek önem taşımıyor. Öyle de satıyoruz böyle de’’ mi denmek isteniyor. Gerçekten bu şikâyetlerle ilgileneceklerse Pazarlama Müdürü'ne önerim, tepsilerin üzerine tüketici şikâyet hattı için telefon no'su ya da e-mail adresi yazdırsın.) GÜNÜN SÖZÜ ‘‘Ulaştırma Bakanı Ahmet Denizolgun'a... Seçim bölgenizdeki iki ilçeyi birbirine düşüremezsiniz. İlçemiz sınırlarındaki havaalanına 'Alanya-Gazipaşa Havaalanı' tabelası astıramazsınız. Gazipaşa, Ata'mızın adıdır ve havaalanının adı Gazipaşa Havaalanı kalmalıdır. Hakkımızı gasp ettirmeyin, yoksa yargıya gideceğiz.’’ (Gazipaşa Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı Bülent Kocabaş) TRT'nin ayıbı AÇIKÖĞRETİM'den yararlanan her yaştaki gençlerimiz ve yabancı diller öğrenimi mesleki bilgilerin tazelenmesi vb. gibi değişik amaçlarla TRT 4'ün yayınlarını sürekli izleyenler adına TRT yönetiminin bu inanılması zor yanılgısını düzeltmesini bekliyoruz. TRT'nin öğrencilere mesajı; ‘‘Açık Öğretim derslerini boşverin, buyrun kahvelere, TV'de at yarışlarını izleyin!’’ şeklinde olmamalıdır.'' ARALIK 1998 atama kararnamesi ile birçok yargıç ve savcının, yurdun çeşitli yerlerine, mesleki kıdem ve liyakatlerine bakılmaksızın, haklarındaki yanlış ve kasıtlı bilgilere dayanılarak atandıklarını öğreniyoruz. 'Çağdaş, aydınlık ve demokrat' kişiliğe sahip olan yargıcımız Abdülkadir Kılıç'ın, bu şekilde asılsız istihbarata dayanılarak 1. bölgeden 3. bölgeye -Erciş'e- atanması kentimizde üzüntüye yol açmıştır. Şanlıurfalılar olarak, adı geçen yargıcımızın mesleki kıdemine ve deneyimine uygun bir bölgeye atanarak mağduriyetinin giderilmesini bekliyoruz. Murat GÜRSÖZ - ŞANLIURFA