Paylaş
Bu söylediklerimize kimse kızmamalı. Çünkü İstanbul’un canına bu gibi ‘aculluktan’ dolayı çok okuduk. Ortak akıl kullanılmadı. ‘Acil’ durumlar hiç düşünülmedi. Tabii bunları gören ve bilenler de bizlere eleştiri yapıyorlar. Bunlar arasında en dikkat çeken sözler, emekli bir pilotun söyledikleri... “Atatürk Havalimanı için bazı önerilerim olacak” dedi. Kendisini dinliyoruz:
“Bu işler böyle bir afetle kalmayacak tabii. Yatırımcılar gelecek, onların uçak ihtiyaçları çok artacak. Helikopterler vızır vızır gidip gelecek. Havacılık sektörünün gelişmesi için sportif faaliyetler gerektiğinden onlar için uçuşlar buradan yapılamaz mı? İç ve dış terminal binalarının olağanüstü durumlarda ‘sahra hastanesi’, depremlerde ‘toplanma merkezi’ olarak kullanılması niye düşünülmüyor? Bu binaların havalandırma ve ısıtma gibi elektrik altyapılarının her zaman hazır olması gerekiyor. Nitekim böyle olduğunu söylemek durumundayız.
En önemlisi de havalimanları yapılırken, beton asfaltları için milyonlar harcanıyor. Yeşilköy’ün 05/23 pisti son yıllarda büyük paralar harcanarak yenilendi ve pistin 2700 metreye uzatıldığını hatırlatmak isterim. Bu pistleri yaşatmak gerekiyor. Amerika’da böyle pistler baştan iptal edilmek istenirken büyük tartışma çıkmış ve sonunda bunların ‘korunmasına’ karar verilmişti. Amerika’da şehir içindeki pistleri müteahhitlerin aldıklarını okumuştum. Devletin bu pistlerin yaşaması için destek verdiğini de söylemeliyim.
Yeşilköy-Bakırköy’deki hastanenin, DHMİ’nin bünyesinde, Bakırköy spor tesislerine gidilirken, sağdaki yakıt depolarının bulunduğu bölgede olacağı öğrenildi. Sancaktepe’deki hastane ise bu bölgede yapılacak olan İstanbul’un en büyük ‘şehir hastanesi’nin yanında inşa edilecek. Her ikisi de ‘Rönesans İnşaat’ tarafından yapılmaya başlandı.
DHMİ’NİN ARAZİSİ
Cumhurbaşkanı’nın seçimlerde söz verdiği ‘millet bahçesini’ elbette bekliyoruz. Ama bazı şeyleri de söylemek istiyorum. TÜYAP fuar alanı artık yetmiyor; otoparkı, ulaşımı büyük sorun. Burası Frankfurt’taki fuar gibi bir merkez haline getirilir, yatırım yapılır, Avrupa ölçeğinde iddialı bir merkez yaratılır. Metrosunun olduğunu da unutulmamalı.
Uluslararası özelliğe sahip, CAT III olarak adlandırılan, 0 metre görüşte iniş imkânı veren böyle bir sisteme sahip olan Yeşilköy’deki bu özellik Türkiye’de çok az havaalanında var. Burada aktif eğitim yapan Hava Harp Okulu öğrencileri şimdi hangi havaalanına gönderilecek?
SANCAKTEPE’YE YAZIK
Sancaktepe’ye de yazık oluyor. ‘Karacı’ havacıların kullandığı bu havaalanında ‘helikopter’ kullanımının ‘tahsisinin’ kalkmış olacağını söylersek, ne cevap verilir acaba? İstanbul’da böyle bir yer bulmak artık mümkün değil. Belediye başkanlarının ‘siyasi’ rant amaçlarının İstanbul’a nasıl bir ihanet yapıldığını gözler önüne seriyor Sancaktepe’de. Yanlış yapılaşma nedeniyle havaalanı pistleri doğrultusunda yüksek binalar nedeniyle uçuş emniyetini nasıl tehdit ettiği konusunda Kara Havacılık Alayı personeli ‘siyasetçilere’ hiç uyarıda bulunmadı mı?
Geçen yıl arka arkaya gelen UH-1 helikopter kazasının ardından 2013’den bu yana gündemde olan havaalanının Çorlu’ya taşınma projesi için de düğmeye basılmıştı.
Milli Savunma Bakanlığı’ndan Sağlık Bakanlığı’na devri yapılan arazide ilk önce İstanbul’un en büyük ‘şehir hastanesi’ yapılacaktı. (Kartal’daki yeni hastane neden işlevsiz duruma geldi?) Pilotlar arasında konuşurken, burada bir İstanbul havacılık kulübü kurulamaz mıydı diye de konuşurduk. Bir bölümü de yeşil alan olsa İstanbul’un nefes alınacak bir mekânı olurdu.”
GÜNÜN SÖZÜ
“Biz bu işleri daha önce yaptık, yine yaparız. Daha iyi bir adalet, eğitim, güven, itibar, özgürlük, şeffaflık, refah ile yeni bir Türkiye kuracağız, hatta dünya da... Yol gösterici bir ülke yaratabiliriz. Geçmişte milli gelirimizi 13 bin dolara çıkarmıştık. Şimdi 8-9 bin dolara düştü yeniden. Partimiz DEVA’nın bütün organlarını oluşturduk, çözümler için çalışıyoruz, kadromuz yüzde 35 kadın, yüzde 25 gençlerden oluşuyor. Türkiye yön gösteren bir ülke olabilir.” (Ali Babacan-Fox TV’deki programdan)
CUMHURBAŞKANI EMREDİYOR, ÖZEL SEKTÖR SÖZ DİNLEMİYOR
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın koronavirüs nedeniyle vatandaşın elektrik, doğalgaz ve su dağıtımını yapan şirketlere faturaları öteleme talimatına rağmen birçok firmanın bu talimata uymadığı görülüyor. Özelleştirilen bu şirketlerin bugün söz dinlemez hale gelmesi vatandaşların büyük tepkisine neden oluyor. Anadolu yakasında ENERJİSA’nın, Avrupa yakasında Boğaziçi, AYEDAŞ ve AKSA Enerji gibi firmaların faturaları ötelememeleri dikkat çekiyor. AKSA deprem bölgesi Elazığ ve Malatya bölgelerinde tüketiciyi mağdur ederken, kapalı işyerlerinin gazını ve elektriğini kestikleri yolundaki şikâyetler giderek artıyor.
TIPÇILAR İNSANI TEDAVİ EDER, VETERİNERLER DE İNSANLIĞI
PROF. Dr. Hazım Gökçen, “Tıp doktorları insanı, veteriner hekimler insanlığı tedavi eder” başlıklı bir yazı gönderdi. Hayli ilginç ve öğretici. Latincesi ‘medicina hominem curat, veterinaria humanitatem’ olan bu söz, milattan önce söylenmiş. Dünyadaki mevcut paradigmaları altüst eden son korona salgını bu sözün ne kadar doğru olduğunu tartışmasız bir biçimde ortaya koymuş. Uzun yazının bir özetini haftaya vereceğiz. Denilebilir ki, veteriner hekimlik mesleğinin koruyucu hekimlik, yani hastalıkların insanlarda görülmeden hayvanlarda önlenmesi bağlamındaki işlevi tartışmasız bir biçimde ortaya çıkmış bulunuyor.
MESAJ PANOSU
KORONANIN tehdit ettiği insanlığın geleceğidir! Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), Afrika Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası örgütler, korona karşısında etkisiz ve çaresiz kalmaktadırlar. Beden ve ruh sağlığımız açısından kendimizi koronadan ve popülizmden korumalıyız. -Prof. Dr. Bilal SAMBUR
Paylaş