Paylaş
Cevabı galiba hepimiz biliyoruz ama -korkudan olsa gerek- çokluk bilmezden geliyoruz. Ne var ki, korkunun ecele faydası yok.
Cevabını geciktirmiyor:
-Olan şu: Gezegenimiz kozmik boyutta bir şantiyeye dönmüş durumda. İnsanlık, medeniyet inşaatını dev iş makineleriyle sürdürüyor. Tüm akarsular bentleniyor, nehirler, göller barajlanıyor, dağlar kazılıyor, kayalar çatlatılıyor, denizler taranıyor, deniz canlıları radarlarla tüketiliyor, deniz diplerine, ovalara, dağlara, yaylalara su kuyuları açılıyor, taşocakları, kum ocakları, kömür ocakları çalıştırılıyor, boksit, altın, bakır, koltan madenleri, diğer metaller, nadir metaller çıkarılıyor, petrol boruları, katran kumu boruları, doğalgaz boruları döşeniyor, demiryolları, karayolları, köprüler, havalimanları yapılıyor, arklar açılıyor, kanallar kazılıyor, yaylalar düzleniyor, yağmur ormanları kesiliyor, orman tabanları ateşe veriliyor, küller ve molozlar denizlere, derelere, çaylara boca ediliyor, geniş topraklarda dev makineler tek kültür tarımı yapıyor, mahsulü ekiyor, biçiyor, ürünü topluyor, ambalajlıyor, gemilere, kamyonlara, trenlere dolduruyor, satıyor ve aldığı paralarla yeni kazılar, yeni inşaatlar, yeni yollar ve köprüler yapıyor...
-Bunun sonucunda ne oluyor?
-İnsanlığın ve medeniyetin arş-ı alaya yükselmesi için yürütülen bu muazzam faaliyet sonucu, dünyayı battaniye gibi saran ‘sera gazı’ salınımları da arşa yükseliyor, karbon molekülleri birikiyor, iklim değişiyor ve yeryüzünün ‘suyu ısınıyor’ -hem de müthiş bir hızla! 2014 Nisan’ında yeni rekor kırıldı! Gerçek bir dünya rekoru: İnsanlık tarihinde ilk kez bütün bir ay boyunca atmosferdeki karbon yoğunluğu milyonda 400 parça seviyesini (400 ppm) aştı!
-Nereye gideceğimiz kestiriliyor mu?
-Bilim dünyasının neredeyse tamamının tutarlı ve giderek artan uyarıları karşısında insanlık meseleyi her geçen gün daha da içinden çıkılmaz hale getirmekte yekta bir tutum sergiliyor. Yeryüzü sistem araştırmacılarından biri şöyle özetliyor: “Sonuçlarının ne olacağını bilmeden ‘elektrikli battaniye’nin ibresini yükseltip duruyoruz... Ama ibreyi aşağı çekmek gittikçe zorlaşacak.”
-İnsanın kafası karışıyor...
-Kısırdöngüyü nasıl kıracağımız, insanları nasıl uyandıracağımız ve onları dünyayı kurtarmak üzere muktedirlere karşı nasıl topyekûn mücadeleye sokacağımız meselesi önümüzde duruyor.
Cevabı bilen beri gelsin!...
Günün sözü
-“Bir şey biyotik topluluğun bütünlüğünü,
istikrarını ve güzelliğini korumaya yöneldiğinde
doğru, bunun aksine yöneldiğinde yanlıştır.”
Aldo Leopold, A Sand County Almanac, 1949
Hükümete ‘son 1 yıl’ın zor soruları
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya soruyor:
7 Aralık 2013’ten günümüze kadar, 17 Aralık operasyonu ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili kaç memurun kaç kez görev yeri değiştirilmiştir? Kaç tane memur ihraç edilmiş, kaçı açığa alınmıştır? Gerekçede bahsedilen ihraçların nedenleri nelerdir? İhraçlar hangi tarihlerde gerçekleşmiştir?
İhraç öncesinde, Rıza Sarraf’a engel olan kişiyi ‘sürgün eden’ Muammer Güler ile herhangi bir görüşmeniz olmuş mudur? İhraçlar öncesinde Rıza Sarraf ile herhangi bir görüşme gerçekleştirdiniz mi? Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘cadı avı’ yapacağına ilişkin söylediği sözlerle kastettiği bu ihraçlar mıdır?
Başbakan’a tazminat davası açmasının hemen ardından dava açan memurun açığa alınması, açılan davayla mı ilgilidir? Birini Hizan’a, birini Fizan’a sürdük” dediğiniz kişiler, son olarak ihraç ettiğiniz memurlar arasında mıdır?
Özgündüz, diğer bir soru önergesinde de son bir yıl içinde şiddete dayalı müdahalelerde kaç güvenlik görevlisi hakkında soruşturma yapıldığını sordu.
Maraş ve KKTC’yi gözden mi çıkarıyoruz
“TÜRKİYE Maraş ve KKTC’yi gözden mi çıkarmıştır? Türkiye, Kıbrıs’ta bugünkü durumun ve Annan Planı’nın bile gerisine gidebilecek tavizleri, doğalgaz taşımacılığı için mi vermektedir.
KKTC’nin egemenlik haklarını ihlal eden ve Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol parselleri, Türkiye tarafından kabul mü edilmiştir? Türkiye’nin Doğu Akdeniz’in petrol ve doğalgaz gibi doğal varlıklarından hiçbir pay alamaması, dış politikadaki başarısızlık değil midir?
Türkiye, ulusal güvenliği açısından hayati önem taşıyan KKTC’den ve kendi ulusal güvenliğinden vaz mı geçmektedir?”
CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na bunları soruyor ve yanıt bekliyor.
BİLİYOR MUSUNUZ?
-TSK Eğitim Vakfı’nın yurtlarında kalarak yükseköğretimlerini tamamlayanların kurduğu Silahlı Kuvvetler
Mensupları Çocukları Dayanışma Derneği’nin (TAÇ-DER) üyelerini ve onların yakınlarını
1 Haziran’da Haydarpaşa’daki yurtta düzenledikleri pilav
gününe davet ettiğini...
(Selçuk Ünal 532 437 61 61).
-CAN Dündar’ın Gezi direnişleri sırasında gözünü kaybeden gençlerin öyküsünü anlattığı, müziğini Fazıl Say’ın yaptığı ‘Gözdağı’ belgeselinin bugün 20.30’da Kadıköy Belediyesi’nin katkılarıyla Caddebostan Kültür Merkezi’nde (CKM) gösterileceğini...
-‘VATANDAŞ Mustafa’ ve ‘Antik Halikarnasos’ gibi ödüllü filmlerin yönetmenliğini de yapan Av. Remzi Kazmaz’ın, bir çay işçisinin oğlu olarak Türkiye’de çayın 91 yıllık öyküsünü anlattığı ‘Çaylar Şirketten’ kitabının 1 Haziran Pazar günü saat 16.00’da Kadıköy Akademi Kitabevi’nde söyleşi ve imza günü yapılacağını...
Başakşehir halkı isyanda
BAŞAKŞEHİR 5. Etap, KİPTAŞ Metrokent karşısında bir ay önce işletmeye açılan lunapark,
kesintisiz müzik yayını ile çıkardığı gürültü sonucunda, burada oturan binlerce vatandaşın huzurunu kaçırıp canından bezdirdi. Konuyla ilgili bizi arayan çaresiz vatandaşlar şunları söyledi:
“Yalçın Bayer siz halkın sorunlarına duyarlı ve bu konuları gündeme getiren halkın sesi bir yazarsınız.
Bizler Başakşehir’e yıllar önce huzurlu bir yaşam için geldik. Ta ki, bundan bir ay öncesine kadar. Ruhsatsız ve kaçak olarak çalışan lunapark, Sular Vadisi’nin doğa güzelliğini ve sessizliğini yaşamak isterken gerek Büyükşehir Belediyesi, gerek Başakşehir ve gerek mülkiyeti Kiptaş’a ait olan ve ne şekilde verildiği belli olmayan bu lunapark, kesintisiz müzik yanını ile çıkardığı gürültü sonucu hayatı bizlere zehir etti. Düşünün ki, bir pencere dahi açıp hava alamaz olduk. Ne gündüzümüz gündüz, ne gecemiz gece. Evlerde oturamaz olduk. Ayrıca, hemen yanıbaşında sıfır noktasında bulunan İmam-ı Azam Camisi de bulunmaktadır. Burada müzik yayınının gürültüsünden dolayı vakit namazlarını dahi huşu içinde kılamaz olduk. Bir de bildiğiniz gibi, meskun mahallerde yani insanların ikamet ettikleri yerlerde böyle işletmelere izin verilemez, ruhsata bağlanamaz. Ve de açıklarda en ufak volümde dahi müzik yayını yapılamaz ki, adı geçen lunapark zaten ruhsatsız ve kaçaktır. Her ne hikmetse Sular Vadisi’nde gerek yaya, gerekse motorize olarak görev yapan Başakşehir zabıtaları her ne hikmetse adı geçen lunaparka göz yummaktadır. Acaba kimlerle ‘bağlantıları’ vardır. Biz Başakşehir sakinleri olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ve Başakşehir Belediyesini acilen görev davet ediyor, şikayetlerimizi dikkate alarak bu lunaparkın faaliyetten derhal menedilerek ve müzik yayını da kesilerek, gereğinin yapılmasını istiyoruz.
BURSA’daki yargıya yakışmadı...
BURSA’da İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan 23 kişiden, 5’i kadın 15’i tutuklandı. Tutuklananlar arasında bulunan Hicran A., bakacak kimsesi olmadığı için 1 yaşındaki oğlu S.A. ve 4 yaşındaki kızı C.A. ile birlikte cezaevine girdi. C.A. ’nın elinde tuttuğu poşette bisküvi ve meyve suyu olması dikkat çekti. Bravo garibanlara, zavallılara çalışan Türk adaletine, savcılarına ve hakimlerine. Nasıl vicdanları elveriyor böyle zalimliklere? Yazıklar olsun. Bu küçücük çocukların gelecekleri, yaşamları karartılmış oldu böylece. Zaten Türkiye’de hak, hukuk hepsi masal. Hak, hukuk güçlü ve zenginden yanadır. Yazık bu bebelere!
S.K.
Paylaş