Paylaş
Çince, Arapça ve Portekizce en çok konuşulan diller oldukları için, Lehçe de Almanya’nın komşusu ile dostluğunu derinleştirmek için müfredata alınmış. Açıklamalar onu gösteriyor. ‘Türkçe niye yok?’ sorusuna bir gerekçe yok tabii.
Dünyada konuşulan yüzlerce dil olmasına karşın, ‘yabancı dil’ dendiğinde akla İngilizce, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca gibi diller geliyor çeşitli nedenlerle. ‘Seçmeli ikinci, üçüncü yabancı diller’ arasında da olsa, ‘Türkçe’ de bu sıralamaya arkadan da olsa girebilirdi. Türkçe dilinin saygı skalasına bir çentik daha atılırdı.
Türkçe dili Almanya’ya dün gelmedi. Örneğin yüz yıl önce 1917’de Berlin’de Türkçe-Almanca ‘Neue Türkei’ adlı gazete yayınlanıyormuş. ‘Ne yapabiliriz’, ‘Nasıl yapabiliriz’ sorularına cevap aranmalı.
Almanların ve diğer göçmenlerin de desteği şart. Kamuoyunda ‘Türkçeye haksızlık yapıldığına dair bir kanaat’ oluşmalı. Bu destek bugünden yarına olmaz. Yıllarca ilmek ilmek örülür. Bunu en iyi diplomatlar bilir.
Bugünden tezi yok kollar sıvanmalı. Hiç duydunuz mu? Ülkede sözü geçen bir biliminsanının, dilbilimcinin, iktidar partilerinden bir siyasetçinin, bir bakanın, devlet bakanının, bir milletvekilinin veya benzeri bir kişinin çıkıp kamuoyuna ‘Türkçe diline haksızlık yapıldı. Eyalet hükümeti yanlıştan dönmeli’ dediğini. Biz duymadık!
GÜNÜN SÖZÜ
“Marmara Denizi’ni müsilajdan temizlemek tıpkı ciğerlerini kaybetmiş bir hastaya yapılan kemoterapi gibidir. Sadece kısa süreli rahatlatma sağlar. Sorunun kesin çözümü gibi sunulması doğru değildir. Müsilaj sorununun kalıcı tek çözümü denize akan kirliliği önleyecek tedbirlerdir.” Faruk ÇEBİ
ANADOLU’NUN SESİ
KENDİ gerçek ulusunu ve yurdunu yadsıyan tek ulus olmak garabetini gösteriyoruz. Anadolulu atalarından tevarüs ettikleri kanlarını ve yurtlarını yabancı sayanlar, birkaç türlüdür. Bir türlüsü, geçmiş ve unutulmuş, Uzak Asya’daki Turan’ı yurt bilirler.
Bir de mukaddesatçılar vardır, bunlara ne kadar Türk dense de, kafa yurtları Arabistan’dır. ‘Geriye dönücüler’ ayrı takımdır. Bunların yurdu, yani Türkiye’si sultanlarla başlar, sultanlarla biter.
(...)
Atatürk öldüğü zaman, özgür ve güçlü bir Türkiye bırakmıştı. “Tarihte tekerrür yoktur. Tarihten alınan ders ise, kimsenin tarihten ders almadığıdır.”
Atatürk’ün vefatından bugüne kadar yaşadıklarımızı, ‘İzindeyiz’ diye diye emanetinin ne hale geldiğini, neleri yitirdiğimizi, emperyalizmin değişmez hedeflerini, askeri darbeleri, içimizdeki dincilik virüsünün neden zaman zaman nüksettiğini, eğitimi, ekonomiyi, sanatı, FETÖ’yü, AKP’yi, 15 Temmuz’u, öncesi ve sonrasında TSK’ya yapılanları bu yazılanlar ışığında tekrar düşünelim mi?
(*) Anadolu’nun Sesi - Halikarnas Balıkçısı (1971)Reşit ÇAĞIN
UYUŞTURUCUDA VAHİM DURUM!
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in uyuşturucuyla mücadele kapsamında hayata geçirilen uygulamalarla ilgili soru önergesine verdiği yanıtta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 2018’den bu yana ‘Alo 191 Uyuşturucuyla Mücadele Danışma ve Destek Hattı’nı arayanların sayısının 129 bin 876 olduğunu açıkladı. Koca, arayanların yüzde 60’ının tedavi olma talebiyle başvuru yaptığını belirtti. Bakan ‘Destek Hattı’nın sadece bağımlı bireylerin değil, onların yakınlarının ve konuyla ilgili bilgi almak isteyen vatandaşların da arayabildiği bir çözüm merkezi olduğunu belirtti.
SAHİLLERE YÜKLENMİŞ BİR TURİZM
CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, iktidar tarafından Meclis’e sunulan ‘Turizm Teşvik Kanunu Değişiklik Teklifi’nin turizmin nitelik ve altyapı sorunlarına çözüm getirmediğini söyledi. Budak, “20 yıllık iktidarınızda bir türlü şu nitelik meselesini masaya yatırmadınız. Tek yönlü gelişen bir turizm, sahillere yüklenmiş bir turizm. Artık bu sahil kentleri, sahil turizmi ilçeleri bu yükü taşıyamaz durumda. Ya sayıya yükleneceksiniz, bugünkü durumu yaşayacağız ya da niteliğe yöneleceksiniz, bunun için de alternatif turizm şart. Turizmde ranta değil, niteliğe odaklanın. Teşvik yasasında yapılan bu değişikliklerle sürdürülebilir turizm hayal” dedi.
Doğru değil mi?
OKUYUNUZ
MEHMET Pala ‘Üniversiteyi Gıda Sanayi ile Buluşturan Akademisyen Mehmet Pala’ (Doğan SoLibri), Öner Yağcı ‘68 Kuşağı-Doğuş ve Arayış’ (Bilgi), Robert Macfarlane ‘Yeraltı Diyarı’ (Çeviri: Fatih Yiğitler) (Can), Jale Demirdöğen ‘Kabul’ (Nemesis), Ahmet Erol ‘Kadıköy Sevgilim’ (Epsilon), Enid Blyton ‘Sihirli Uzaklar Ağacı Serisi’ (Redhouse Kidz), Karen Swann ‘Balinanın Hikâyesi’ (Bilgi Çocuk)
MESAJ PANOSU
NÖBETÇİ NOTERLİK
TÜRKİYE Eğitim Gönüllüleri Vakfı: “İster kurbanlıklarınızı, isterseniz kesimsiz kurban bağışlarını TEGV’ye yapın, çocuklarımızın geleceği eğitimle ve umutla karşılansın.” www.tegv.org
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ilginç bir açıklama yaptı: “Geçen ekim ayında açılan kapalı Maraş’ı bugüne kadar 200 bine yakın insan ziyaret etti.”
MOTORLU Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Genel Başkanı Aydın Erkoç, pandemi sebebiyle ara verilen ‘nöbetçi noterlik’ uygulamasının tekrar başlaması gerektiğine işaret ederek, “Tüketicilerin tatil günlerinde alışverişini yapabilmesine imkân veren ve ekonominin canlanmasını sağlayan bu uygulama yeniden hayata geçirilmeli” dedi.
BİLİYOR MUSUNUZ?
BUCA Belediyesi’nin eğitimde fırsat eşitliği için pandemi döneminde hayata geçirdiği “Dijital Dershane Projesi” ile LGS Türkiye sıralamasına öğrencilerinin 26’sının yüzde 1’lik dilimde, 47’sinin yüzde 2’lik dilimde, 65’inin yüzde 3, 88’inin yüzde 4, 106’sının yüzde 5, 165’inin ise yüzde 10’luk dilimde yer alarak önemli bir başarıya imza attıklarını...
SANATÇI Ekinakis’in; ekolojik katliamlar, insan hakları ihlalleri, sosyal ve hukuki bozulmalar gibi konuları anlattığı 33 eserden oluşan 16 Temmuz’da açılacak ‘Commune-Community–Communication’ adlı kişisel sergisinin İzmir Urla’nın çağdaş sanat mekânı “Gru Art Gallery” ev sahipliğinde 5 Eylül’e kadar ziyarete edilebileceğini...
Paylaş