Paylaş
Açıklamada “Bizler, MTV (Motorlu Taşıt Vergisi) ile uğraşırken, meğer onlar 130 maddelik o ‘yasa torbası’nın içine, elde kalan yaşam alanlarımızın yağma ve talanını da koymuşlar, bizi MTV ile uyutmaya çalışıyorlarmış!”
Nasıl mı?
Özetlersek, lojmanlar satışa çıkarılıp, inşaat ve rant alanlarına açılacak. Belediyelerin sorumluluğu içinde kalan tarımsal amaçlı kullanılan araziler, kullanıcılarına doğrudan satılacak. Teknoloji geliştirme bölgeleri, OSB, SB, SS ve münferit sanayi kuruluşlarının meralara bedelsiz ve sorgusuz sualsiz el konulmasının önü açılıyor.
MADENCİLİK DENETİM DIŞI
Bu tasarı yasalaşırsa, madencilik faaliyetleri için alınması zorunlu ÇED kararı, çevre izin ve lisansları, orman tahsisi ve çalışma ruhsatları, imar izinleri, kamu hizmetine ya da umumun yararına ayrılmış yerlere 60 metre, özel mülklere 20 metre dahilinde madenciliğe izin ile diğer izin ve ruhsatlar için yapılan başvurular 3 ay içinde sonuçlandırılmazsa, izin verilmiş sayılacak.
Böylelikle madencilik faaliyetleri her türlü denetimin dışında kalacak. İlk 10 yıl‘bedel’ alınmayacak; 10 yıl boyunca ağaç bedeli de alınmayacak.
Bununla madencilik adı altında ‘hiçbir yükümlülük aranmadan’ orman alanları talana açılacak. “Jeolojik haritalama, jeofizik etüt, sismik, karot, kırıntı ve numune almaya yönelik faaliyetler için ÇED kararı aranmayacağı” şeklinde bir düzenleme öngörülüyor.
Bu torba yasa ile ülkemizin tüm toprak, su ve ormanları rant ve haksız kazanç sağlayacak alanlar haline getirilecek.
DERELERİ İSTANBUL’A AKITTILAR
Açıklamada “Derelerimize el koyup suyunu İstanbul’a akıttılar. Ergene Ovası’na can veren Ergene Nehri, can alan ‘zehir nehri’ haline getirildi. Şu anda birçok taşocağında tonlarca dinamit kullanılıp Istranca Ormanları delik deşik ediliyor, ağaç katliamı olanca hızıyla sürüyor. Birileri rüzgâr santralı kurup üç kuruş kazanacak diye, yol açma bahanesiyle kesilen ağacın haddi hesabı yok” deniliyor. Ne yazık ki, Ankara’dakiler mükemmel bir doğal yaşam alanını yok ettiklerinin farkında değil.
Başvurusu yapılmış, onlarca hektar alanı kapsayan maden sahalarının tahsisini alanlar, torba yasayı dört gözle bekliyor!
Trakya halkı bu yasalarla adeta cezalandırılmak istenmektedir. Bu hal, kabul edilebilir bir hal değildir. Talana dur demeliyiz. Ne yazık ki mücadele etmekten başka çaremiz yoktur.”
BİLİYOR MUSUNUZ
- GAZETECİ-Yazar Orhan Karaveli’nin Moskova’da arkadaşlık ettiği şair ile ilgili ‘Tanıdığım Nâzım Hikmet’ kitabının Azerbaycan lehçesi ile Azerbaycan’da basılmasının büyük ilgi ile karşılandığını; Bakü’deki 5. Uluslararası Kitap Fuarı’nda davet edilen Karaveli’nin kitaplarının birkaç saat içinde imzalanarak hiç kitabının kalmamasının Azerilerin şaire olan sevgisini bir kez daha ortaya koymuş olduğunu...
- Eski CHP milletvekili, hukukçu-yazar Kemal Anadol’un yarın 16.00’da Moda Tarihçi Kitapevi’nde ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ başlıklı bir söyleşi yapacağını...
- CEP telefonu operatörlerinin Hazine’ye olan 5 milyarlık vergi borcunun silinmesini öngören torba kanun tasarısını eleştiren CHP Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu’nun “Hükümet yandaş işadamlarından ve bu şirketlerden alacaklarını tahsil etse, bir kuruş vergi artışına gerek kalmayacak” dediğini...
- SULTANAHMET’te yarın başlayacak Bosna-Sancak Kültür Günleri’ne Bosna-Sancak Akademik Kültür ve Tarih Vakfı (Prof. Elmas Orak) ile Bosna-Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin(Muhammet Sancaktar) katkılarının olduğunun, yöneticileri tarafından açıklandığını...
ACILARLA BÜYÜYEN TÜRKİYE...
"TÜRKİYE, doğanın armağanı coğrafyasına rağmen sıkıntıları, acıları büyüyen bir ülke. Bir depremin içinde yaşıyoruz. Ülkede sahte değerlerin değişiminin eli kulağında” demiş gazeteci-yazar Tanju Cılızoğlu, ta 1997’de. ‘Kamil Kırıkoğlu, İnönü ve Ecevit’i anlatıyor’ başlıklı kitabının 4. baskısında, “Atatürk’ten İnönü’ye, İnönü’den Ecevit’e yakın tarihimizin son 50 yıllını araştıranlara, öğrenmek isteyenlere yol gösteriyor. Bugün dünün içinden yürür, yarına varırız; bugünü değerlendirmek, yarına solukla varmak için dün, hep vazgeçilmezdir” diyor.
SİG SAUER’İ FETÖ’CÜLER GETİRDİ
CUMHURBAŞKANI Erdoğan “Bundan sonra polis teşkilatımıza Sig Sauer silahları alınmayacak” dedi ya... Peki Emniyet’e sormak isteriz. 2012’den itibaren KOM Şube Müdürlüğü’ne tanesi 750 dolar karşılığında 7500 adet glock tabanca alındı. Aynı dönemde İstihbarat Daire Başkanlığı ve şubelerine tanesi 1050 dolar karşılığında 10 bin tane sig sauer marka tabanca alındı. Bunları kullananların çoğu FETÖ’cüydü. Esas
soru şu: Bu silahları bugün kimler taşıyor? Ben bu konuda,
bu silahı, görev yerine bakılmaksızın herkese verilmesi için dava açtım. Hâlâ sürüyor. Mehmet KOCADAĞ
Paylaş