‘Vira bismillah’ tehlike geliyor!

1 Eylül’de yani bugün avcılık sezonu başladı. Gene endişeliyim.

Haberin Devamı

Bir müddet önce ünlü fotoğrafcımız Kadir Can’ın uyarılarını ‘Ah palat, vah palamut’ başlıklı yazınızın bazı menfaatcilerin, yandaşların canını sıktığını duyurmak isterim.
Balıkçılık öyle sahipsiz bir sektör ki, neresinden tutarsan tut elinde kalıyor. Mensupları da uykuda, sadece günlük çıkar peşindeler.
İllegal avcılık 200 bin ton dedik; kimsede ses yok. İtiraz yok zira buna göz yumuluyor çok uzun yıllardır. Öte yandan balık türleri bir bir tükeniyor. Yandaşlar, çıkarcılar “Bu yıl palamut bol gözüküyor” diyorlar. Torik, uskumru, lüfer, kalkan, hamsi de bir zamanlar boldu ve biz zaman zaman denize elimizle dökerdik.
Ne acıdır ki, bu gidişle bu zihniyetle gelecek nesiller balık/protein gibi çok önemli bir besinden mahrum kalacaktır. Sektörün süper planlayıcıları, süper yöneticileri, yönlendiricileri ve süper denetçileri var. Görünüşte tabii... Yandaşları da çabası... 1 Eylül’de ‘Vira bismillah’ diyecekler. ‘Sürdürülebilir balıkçılık’, ‘sorumlu balıkçılık’ yapılacak. Tam bir rüya!..
Çelişkilere-çarpıklıklara-tersliklere-yalnışlara sayfalar yetmez.
Benbilirimciler, yandaşlarıyla, çıkarcılarla beraber; görevdeler. “twitter’da, alparslan elmas3’ hesabı bilgi doludur, okuyunuz.”
Tarım Bakanımız, Trabzon’da balık avcılarına ÖTV’siz mazot hakkı verilmesini keyifle anlatmış...
Denizleri kurutmayalım, balık soylarını tüketmeyelim.
Kontrolsüz avlayıp tüketen daha fazla desteğe layık olmamalı.

Haberin Devamı

Yabancı tekellerin yağdaki oyunları

TRAKYABİRLİK Genel Müdürü Adnan Tekçe, dün sabah Kiev’den aradı. Sorunlarını anlattı; çözümler önerdi; “Ukranya’da ayçiçeği fiyatlarını ve yabancı tekellerin ne yaptıklarını ‘kokluyoruz’; bir ekibimiz de Bulgaristan’da” dedi.
Keşke daha önce herşeyi açık açık konuşsaydı; kamuoyu da oynanan oyunları bilseydi. Özetle şöyle dedi:
“Ayçiçeği-buğday fiyat dengesi korunmalıdır. Yani buğdayda parite 1 ise ayçiçekte 2 olmalıdır. Bu durumda buğday 75+5 (prim) eşittir; 0.80 kuruş olduğuna göre, ayçiçeği 1.600 olmalıdır. Biz de bunun gayreti içindeyiz. Ama ben bu fiyattan mal alırsam, ki 350 bin ton almayı hedefliyoruz, zarar eder batarım. Benim 350 milyon TL kaynağım var; yaklaşık 350-400 ton ayçiçeği almayı hedefliyoruz. Bunun üzerine bir fiyat olursa, özel sektör ki 1.100’den mal alıyor şimdi... Ben onun fiyatıyla rekabet edemem; tüketici benden kaçar.
Çünkü benim de üretimim var. Üretici birliklerini devlet desteklemiyor. Ama gerekirse prim yoluyla destekleyebilir. Devlet, TMO’nun görev zararını ise destekliyor. Ben üreticiye %10 daha fazla fiyat verirsem; 35, %20 daha fazla verirsem de 70 trilyon zarar etmiş olurum. Üreticiye bu şekilde destek verirsem; bu bedeli raftaki ürünlerimden karşılayamam.”
Tekçe, üretiminden ithaline kadar ayçiçeğinde yaşanan aksaklıkları bir bir sıralarken şöyle diyor:
“Ayçiçeği yağı ithal eden firmalar gümrükten kurtulmak için bir çok yol deniyor. Margarin getirse dahi içerisinde %15 ayçiçek yağı olduğunu söyleyerek gümrük ödemeden Türkiye’ye sokuyor. Tek yapılan da bu değil, örneğin boya gibi maddelerde kullanılmak üzere getirilen yağı tüketiciye gıda maddesi olarak sunanlar var. Son olarak yem üreticileri yine yemin içerisine ayçiçek yağı koyduklarını ve bu sayede gümrük ödememeleri gerektiğini söylüyorlar. Bu yüzden hile yapıyorlar; yani ucuz yağı içeri sokuyorlar, iç piyasada yetişen ürünlerin fiyatını da düşürmüş oluyorlar. Dahilde işlemedeki oyunlar ayrı... Vergi gibi bir sürü oyunlar oynanıyor. Vergi ödememek için 40 takla atıyorlar.”

Bu firmalar kim?
Bunları herkes biliyor. Geçen yılı hatırlayın. ‘Eyvah yağışlar az; kuraklık olacak diye fiyatları şişirdiler... Dünyayı ayağa kaldırdılar. Aslında herkes 1.200-1.300’e razıyken, 1.500; 1.600’a kadar çıkardılar. Şimdi de piyasada çok ürün var deyip fiyatı aşağıya çekiyorlar. Geçen yılın tamamen tersi bir durum...

Peki yağdaki yabancı tekeller...

Tekeller mutlaka kırılmalıdır. Adamların dışta güçleri var; bunlar bir de ürettikleri yağ ürünleriyle tüketicileri ikinci kez kazıklıyorlar. Şükür ki, bu bizde yok; iktidar bunlara izin vermiyor.
Tekçe, ayçiçeğinde destekleme primi olarak 24 kuruş verilirken, bunun kanaloda 40, soyada da 50 kuruş olduğunu belirterek, ayçiçeği piriminin en az 80 kuruş olması gerektiğinin önerilmesi gerektiğini söylüyor.
“Kısaca oyun şudur; Trakyabirlik yüksek fiyat versin, sonra rekabet gücünü kaybetsin ve piyasadan düşsün... Amaç, Trakyabirlik’i baskı altına alıp bitirmekse o başka... Biz yabancı tekellere karşı direneceğiz, üreticiyi de korumaya çalışacağız.”
Bu sözlerin altında çok şey yatıyor.

Haberin Devamı

GÜNÜN HATIRLATMASI
“Gri askerin rengidir... 12 Eylül askeri darbesinden sonra İstanbul’a belediye başkanı olan “Tırtıl Paşa” Cağaloğlu, Sirkeci gibi merkezi yerlerdeki işyerlerinin birinci katlarını ‘temiz olsun’ diye griye boyat-mıştı...”

Gazeteci aday

GAZETECİ ve Günhaber.com’un sahibi Dursun Gündoğdu’nun, yarınki doğum gününde, CHP Antalya Konyaaltı Belediye Başkanlığı’na aday adaylık başvurusu yapacağını... Konyaaltı’nın diğer adayların Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile belediye meclis üyesi Ayhan Zor, ilçe başkanı Şefik Birgen, mali müşavir Mehmet Özbey, eczacı Bülent Dolunay, turizmci Süleyman Öztürk olduğunu... Muratpaşa’da da, başkan Süleyman Evcilmen’e karşı eski il başkanı Ömer Belli, İnşaat Müh. Adnan Yıldız, Av. Murat Bulat’ın yarışacaklarını... Döşemealtı’nda Turgay Genç de aday adaylığı için başvurduğunu... Mersin, Mezitli’de aday adaylığına başvuran Neşet Turhan’ın ‘belediye, tarımsal kooperatifler birliği ve muhtarlar derneğinin sacayağı oluşturarak ortak projeler üretecekleri’ vaadinde bulunduğunu; CHP’den Divriği’ye Şahin Küçük’ün, Konak’a Hüseyin Mutlu Akpınar’ın aday adayı olduklarını; Lüleburgaz’da Emin Halebak’ın karşısında kendini ‘çevreci-mimar’ olarak tanıtan ilçe başkanı Turabi Kayan ile eski millevtekili Dr. Tansel Barış ve Av. Koray Şentürk’ün çıktıklarını... Velimeşe (Çorlu) Beldesi’nin kapatılması üzerine Belediye Başkanı Rasim Yüksel’in yeni ilçe Ergene’ye başvurduğunu...

Haberin Devamı

Biliyor musunuz?

CHP İzmir Milletvekili ve PM üyesi Dr. Aytun Çıray, “İzmir’in laik, demokrat yapısını bozmak için Suriyeli kaçaklar gönderiyorlar. Bunlara oy kullandırmayı düşünüyorsanız buna izin vermeyiz. İzmir, Reyhanlı benzeri bir faciaya gebedir. İzmir’de yeteri kadar işsizlik yokmuş gibi ucuz işçiler ortaya çıkıyor.
Boş ver Suriye’yi sen işsizlik ile savaş” diyerek İçişleri Bakanı’nı uyardığını...

GÜNÜN SÖZÜ

"Alim değil dahi olmak gerekiyor." (Prof. Dr. İlber Ortaylı)


Yazarın Tüm Yazıları