Paylaş
Yurtdışına çıkışlardan yeniden 100 dolar alınsın, deprem pulu çıkarılsın
Okurlarımızdan, depremzedelerin yaralarının sarılması için o kadar çok öneri geliyor ki... Birçok okurumuz aynı şeyi düşünüyor. Bunlardan birkaçı:
Özal döneminde uygulanan ancak daha sonra kaldırılan, yurtdışına çıkışlarda 100 dolarlık Toplu Konut Fonu yeniden konulmalıdır. (Yurtdışında çalışan işçilerimiz hariç.)
PTT, 'deprem pulu' çıkartmayı düşünemez mi? Bu pullar 1000, 250 ve 500 bin liralık olamaz mı? Örneğin, bu pullar resmi işlemlerde ve alışverişlerde isteğe bağlı olarak kullanılabilir. Böylece damlaya damlaya göl olur.
Kamu görevlileri dışında, ruhsatlı tabancası olanlardan 50 milyon alınması neden düşünülmüyor?
At yarışlarında ikramiye olarak dağıtılan günlük tutarın % 10'u depremzedelere ayrılmalıdır. Bunun günde yaklaşık 30 milyar tutacağını sanıyorum. At yarışı oynayanların da bu kesintiyi sevinçle karşılayacaklarını umuyorum.
Mercedes, BMW türü lüks araç kullananlardan, vergileri dışında özel bir harç alınamaz mı?
TBMM'de bulunan 550 milletvekili bir aylık maaşlarını deprem fonuna aktaracaklarını hálá açıklamayacaklar mı?
YARDIMLAR GÜNLÜK REPODA TUTULSUN
E-MAİL'den gelen bir uyarıda; ‘‘Depremzedelere yardım için para toplayan bankaların, toplanan yardımları vadesiz hesaplarda tuttuklarını ve yardım paralarını günlük repo yapıp bunları kendi kár hanelerine geçirmiş olduklarını...’’ diyor. Doğru mudur?
Öneri: ‘‘Bankalar bu uygulamayı değiştirip yardımları günlük repoda tutup gelen faizi yardım bağışlarının üzerine eklemelidirler. Yoksa beş ay sonra para yardım sahiplerine ulaştırıldığında değer yitirmiş olacak.’’
Kutan: İşte yardımlarımız
YETER Söz Millet'in sütununda bir okuyucu mektubu yayınlandı. Bu mektup 'Faziletliler nerede, diye soruyor okurlarımız'' şeklinde takdim edildi. Mektupta da ‘‘Faziletli yerel belediyleler neredesiniz?’’ diye soruluyor.
Deprem bölgesindeki değerli vatandaşlarımız bilmektedir ki, bütün kamu kuruluşlarından çok önce FP'li belediyeler, öncelikle İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri afet bölgelerine ulaşmışlardır.
Yapılan yardımlar ve hizmetler maalesef basınımızda yeterince yer almadı.
Ben çok kısa olarak bazı bilgiler sunarak, kamuoyunu aydınlatmak istiyorum.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi: Deprem bölgesinde halen 1200 belediye personeli ve 487 iş makinesi ve aracı çalışmaktadır. Deprem bölgesine bugüne kadar 4 milyon 800 bin ekmek ve 1716 ton su gönderilmiştir. 20 kiloluk olmak üzere 10 bin paket erzak dağıtılmıştır. Bölgeye 23 ambulans, 3 mobil sağlık ünitesi, 57 doktor gönderilmiştir. Adapazarı ve Gölcük'te 1000 çadırlık bir çadır kent kurulmaktadır. İstanbul'da 1000 aile belediye sosyal tesislerine yerleştirilmekte ve 1000 çadırlık bir çadır kent kurulmaktadır.
Ankara Büyükşehir Belediyesi: Deprem bölgesinde halen 1030 belediye personeli ve 182 iş makinesi, 382 otobüs ve araç çalışmaktadır. 15 adet su tankeri vasıtasıyla su temin edilmektedir. 7 adet seyyar sağlık kabini hizmet vermektedir. Bölgeye 2 milyon 350 bin öğün sıcak yemek dağıtılmaktadır. Bölgeye 84 adet seyyar tuvalet, çok sayıda aydınlatma ışıldağı, tabut, kefen ve ceset torbası gönderilmiştir. Umuyoruz ki, özetle bildirdiğimiz bu hizmetleri öğrenen vatandaşlarımız, 'Fazilet Partililer, Fazilet Partili Belediyeler nerede?'' sorusunun cevabını bulmuş olacaklardır.
Recai KUTAN-FP Genel Başkanı
FP'li mi aranıyor?
AVCILAR'da oturduğu bina mühürlenen bir yakınım Büyükşehir'in Florya'daki sosyal tesislerin bir bölümünün depremzedelere tahsis edildiğini duymuş. Hasar belgesi, ikametgah vb. belgelerini tamamlayıp gittik, Tesisler Müdürlüğü'ne onaylattık. Yer tahsisi için ilgili binaya gittiğimizde, sakallı görevliler kılığımızı kıyafetimize bakıp ahret soruları sordular ve odalar bomboş olmasına karşın talebimizi reddettiler.
Herhalde aradıkları 'referanasları' kendilerine iletememiştik. Partizanlığın bu alanda da hüküm kürdüğünden kuşkum yok. Araştırıldığında, yer vermelerin parti teşkilatları aracılığıyla yapıldığı görülecektir. Ferzan DOĞAN-İSTANBUL
CNN’e de dokunun bakalım!
KANAL 6, 'devleti küçük düşürdü' diye bir hafta kapatıldı.
Şunu sormak istiyorum: Dünya televizyonları CNN ve BBC, ilk haber olarak depremi işliyor, konuya duygusal boyutta yaklaşıyorlar, ancak aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bu konuda ne kadar yetersiz ve zavallı kaldığını da açık açık söylüyorlar. Her şey tek tek gösteriliyor dünyaya...
Peki bu durumda tüm dünyaya rezil olurken, Türk medyasına sansür uygulamak sizce ne kadar mantıklı? CNN'i ya da BBC'yi kapatmak söz konusu olmadığına göre, çekidüzen verilmesi gereken başka durumlar olduğu aşikár değil mi?
Şermin TOPÇU-İSTANBUL
DEPREM İçin Sivil Toplum Girişimi; 'Yardımlar boşa gitmesin' sloganıyla depremzedelerin temel ihtiyaçlarını -gıda, ilaç, giysi vb.- temin etmeyi ve bu yardımların yerine sağlıklı bir biçimde ulaştırılmasını sağlıyor. Yürütme Kurulu: Yüksel Selek, Gülşen Denizhan, Osman Kavala, Mebuse Tekay, Korhan Gümüş, Ömer Öztaşkın. (Büyükdere Cad. Yonca Apt. B-151, Kat: 6, Tel: 0212 266 46 28-75)
ÇÖP poşeti, lastik eldiven, sıvı sabun ve ağız maskesi ile bölgeye gidiyoruz. (28.8.1999, saat 06.00). Araçlarıyla malzeme ve gönüllü taşımak isteyenler; Birleşik İhtisas Grubu'na; 0312- 447 17 14'e başvurabilir.
MİGROS, depremzedelere yardım için aldığımız gıda maddelerinde indirim yapsa, biz de daha çok katkıda bulunsak olmaz mı?
Veysel SELEN-İSTANBUL
ODTÜ Mezunlar Derneği ve Eymir Kültür Vakfı'nın kurduğu ODTÜ Kriz Masası, Avcılar ve Bağcılar Belediyesi'ne bina hasar tespit konusunda destek verecek inşaat mühendislerinden oluşan gönüllü heyetler oluşturmaktadır. İnşaat mühendisi arkadaşlarımızın başvurmalarını önemle rica ediyoruz. (0212-287 29 05-06, 265 33 82, 265 42 35).
KADIN Araştırmaları Derneği'nden: Çocuklara ve kadınlarımıza yardımcı olmak üzere avukat, psikolog ve maddi destekte bulunacaklarla el ele olalım. (Tel: 0212-511 98 26, 514 03 23).
DEPREM bölgesinde çalışırken annesi ölüp cenazesine bile katılamayan AKUT Başkanı Nasuh Mahruki'ye, çok sayıda okurumuzun başsağlığı mesajını köşemizden iletiyoruz.
Adaletbu mu?
ÖSS sınavında 189.101 puan aldım. Normal lise mezunu olduğum için ancak 10'uncu tercihimdeki Marmara Tıp'ı (İngilizce) kazandım. Sayısal'da Türkiye birincisi ile aramda iki puanın biraz üzerinde fark var. Fakat benden daha düşük alanlar, Anadolu, Fen ve tarikatçı diye bilinen bazı liselerden mezun oldukları için daha güzel yerlere yerleştiler. Nedeni de; ortaöğretim başarı puanı ile okul başarı puanının otomatikman sınav sonucuna haksız bir şekilde yansıtılması...
Tarikat okullarında öğrencilerin nasıl kollandığı bilinmiyor mu?
Bu çocuklar bu kadar zekiyse, bizim gibiler kadar başarı gösterip yüksek puan alamadılar ama bu uygulama ile bizlerin önüne geçtiler. İşte Fethullah Hoca gibilerin devleti kuşatmasının ince numaraları...
B.Evren GÜL-ANKARA
Paylaş