DevletBakanı Kürşad Tüzmen, ‘Gümrüklerde şebeke var, ben bu operasyon için bir yıldır hazırlık yapıyordum.Amacımız bunları temizlemek’ demişti ve ocak ayı sonunda siz bu sözlerini yayınlamıştınız. Bu açıklamaların ardından toplam 16 başmüdür merkeze alınmıştı.
Sayın bakanın döneminde müsteşar yardımcılığı gibi son derece yetkili bir makama getirdiği Hüseyin Hüsnü Güler’in İzmit’teki akaryakıt kaçakçılığı olayına adının karışması Bakan Tüzmen’in daha önce söyledikleriyle çelişmiyor mu? Tüzmen, Güler’le ilgili hangi soruşturmayı başlattı; neden görevden almadı?
Bu sorulara yanıt verilmesi gerekir.’
Kurultay
BAYKAL ‘güvenoyu için kurultay’ deyiverdi. Muhaliflerden CHP İstanbul Milletvekili Hasan Aydın da şunu sordu:
‘Sayın Baykal biz tüzük değişikliği istemiştik; ama siz bu konuya neden hiç değinmiyorsunuz?’
Gecekondu işhanı
EFENDİM ben İkitelli’deki ‘Dolapdere Sanayi Sitesi’nde işyeri olan bir ustayım. Her gün işime gelip giderken, bu bölgeye girişte bir inşaat dikkatimi çeker. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi, Dalan döneminde oluşturulmuştur. OSB’ler Sanayi Bakanlığı’na bağlı olduğundan belediyelerin imara dönük bir müdahalesi bulunmamaktadır.
İkitelli OSB, GAP’tan sonra Türkiye’nin en büyük projesidir. Gelin görün ki, imar izni olmayan ve planlarda atıksu ve çöp toplama alanı olarak gösterilen yere hilkat garibesi gibi nasıl kaçak inşaat yapılabiliyor?
İstanbul Valisi Muammer Güler’in başkanı olduğu İkitelli OSB Müteşebbis Heyeti’nin büyük mücadele vermesine rağmen kaçak inşaatı durduramadığını duyuyoruz. Birkaç kez mühürlendi; yıkılacaktı, devletin gücü yetmedi. Hem ayıp, hem saygısızlıktır bu.
Önünde ne tabela var; ne yapı denetim firmasının adı...
Kaçak işhanını yapanın, Maraşlı Halil İbrahim Kılıç olduğu söyleniyor. Bu kişi kendisini Başbakan Erdoğan’ın ‘arkadaşı’ (Erdoğan’ın adını kullananlar son zamanlarda artıyor) olarak tanıtıyormuş... Sayın Başbakan’ın bundan haberinin olmadığını sanıyorum.
Bu bölgede 33 bin işyeri var. Bizim çöpümüz, atığımız burada toplanacaktı. Nitekim, planda bu tesislerin burada yapılacağı gösteriliyor; demek ki her şey káğıt üzerinde kalıyormuş... İkitelli’de son zamanlarda bir başıbozukluk var; herkes istediğini yapıyor; çirkinleşen bir bölge haline geliyor. Övündüğümüz bir site böyle mi korunacak?
Sayın Sanayi Başkanı Ali Coşkun, yasa, yönetmelik, kural tanımayanlar için bir şey yapmayı düşünmüyor mu?’
Okurumuz daha başka şeyler anlatıyor ama onları daha sonraya bırakalım.
Yıkabilir misiniz?
‘EMİNÖNÜ Belediyesi Başkanlığı binasının kapısının tam karşısında bulunan eski mafya babalarından Bekir Çelenk’e ait olan ancak ölümünden sonra Diyarbakırlı bir işadamına satılan Gülşah Oteli’nin (yeni adı Otel Mina) Marmara Denizi’ne bakan tarafında (SP’li Başkan Lütfü Kibiroğlu’nun odasından görülüyor) kaçak iki kat çıkıldığını, ancak başkan dahil belediye yetkililerinin bundan haberdar (!) olmadıklarını... biliyor musunuz?’ (7.8.2003) diye yazmıştık.
Konu Milliyet’in dünkü manşetinde ‘Kaçak manzaralı başkan odası’ başlıklı olarak yer aldı. Hikáyesi biliniyor... Sit alanında koruma altındaki 4 katlı binada tadilata gidiliyor; Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’ndan izin almaya gerek bile görülmüyor ve bina altı ay içinde altı katlı oluveriyor.
SP’li belediye döneminde gerçekleştirilen bu imar yolsuzluğuna o günden beri bir müdahale yapılmamış demek ki.
Peki, Otel Mina’ya (Gülşah) Eminönü Belediyesi İktisat (Ruhsat) Müdürlüğü bu otele nasıl ruhsat verdi? Eminönü Belediyesi Teftiş Heyeti Müdürü Adnan Aras, her gün önünden geçtiği bu kaçak binayı görmezlikten gelip gerekli araştırma ve soruşturmayı yapmayarak görevini kötüye kullanmadı mı?
Turistik Eminönü Belediyesi’nde imar, kültür, ruhsat, hesap, zabıta ve otoparklarla ilgili iddialar saymakla bitmez. Bu bakımdan AKP’li Belediye Başkanı Nevzat Er’in, kaçak yapılarla ilgili olarak ne gibi bir girişim yapacağı, bu yolsuzlukları yapanlar hakkında yargıya suç duyurusunda bulunup bulunmayacağı merak konusu olmaz mı?
Görüşler
ZANA ve arkadaşlarının PKK bayrakları ile karşılanmalarını görünce donup kaldım ve Keşan’da katıldığım şehit cenazeleri bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Sanki çok büyük bir zafer kazanmış komutan edasıyla hareket ederlerken, geçmişte can veren 30 bin kişinin hesabını kime soralım?
Erdoğan DEMİR-KEŞAN
KANLI terör örgütü PKK’nın vahşice şehit ettiği bir astsubayın ağabeyi olarak bu duyarsızlık karşısında üzülüyor ve kahroluyorum. Madem ki AKP hükümeti bölücüleri muhatap kabul edecekti, madem ki PKK’yı kaşla göz arasında siyasallaştıracaktı, öyleyse evlatlarımızı niçin ateşe atıyorsunuz?
Ayhan NAMLI-SAMSUN
Biz şehit ailelerinin kolumuza takacak on binlerce dolarlık saatleri yok. Bizim çocuklarımız dışarıda değil Türkiye’de okudular ve Türkiye için, Türk milleti için canlarını verdiler. Çocuklarımızı şehit edenleri affetme hakkını nasıl kendilerinde görüyorlar. Unutmasınlar ki Türk milletinin de bir istiap haddi vardır. Fazla zorlamasınlar. Serkan GÜL
GÜNÜN SÖZÜ
‘Hem AKP’yi, hem de Erdoğan’ı idare eden bir derin AKP vardır. Ancak bunlar kimdirler? Örgütlenmiş midir? Nasıl çalışır veya çalışırlar? Bunu bilmiyoruz. Bunu bulup çıkarmak basınımıza ve medyamıza düşmektedir.
Bu arada -zihinlerde birtakım karışıklıklara yol açmamak için- hemen söyleyelim ki derin AKP alabildiğince liberaldir. Kabuk ise liberalleşmeye özenen eski Milli Görüşçüler’dir.’
(Aydın Menderes)
MESAJ PANOSU
DR. Emre Özyılmaz, 2000’de yayınladığı ‘Heybeliada Ruhban Okulu’ (Tamga Yayıncılık) kitabında Ruhban Okulu’nun niçin açılamayacağını, şayet açılırsa nasıl açılabileceğini incelediğini anımsatıyor. eoyilmaz@kho.edu.tr
TÜRK yayın kuruluşlarında meteoroloji tahminleri verilirken bölgelerin dereceleri daima ‘sıcaklık’ kelimesi karşılığında verilmektedir. Bu yanlış bir ifadedir. Diğer dünya ülkeleri gibi bizim de ‘ısı’ derecesi (temperature) ifadesini kullanmamız gerekmektedir. M. TETİK-ANTALYA