Ulus Hastanesi ’çiftlik’ midir’

DEVREDİLMESİ ve taşınması planlanan hastane; Ankara Ulus Hastanesi’yle ilgili olarak bazı sorularımız olacak:

Her katın ayrı renk boyanması için ne kadar fark ödenmiştir? Her kata uygun renkte mobilyalar nereden sipariş edilmiştir? Hangi iç mimari firması ile anlaşılmıştır? Devlet Malzeme Ofisi nasıl by pass edilmiştir, bu neye yaramıştır?

Bu küçük hastanede katlar niçin plazma tv’lerle donatılmıştır. Kaç adet plazma tv hibe edilmiştir.(Kurum ve kişiler dahil olmak üzere) Doktorlara internet erişimi açık değilken, bilgisayar eksiği var iken, hastalar internet kullansın diye kaç adet bilgisayar atıl olarak katlara yerleştirilmiştir?

Duvar kağıdı uygulaması olan başka hiçbir hastane yokken, niçin burada bu yöntem kullanılmıştır? Hastaneler için pratik midir, kullanılışlı mıdır? Kaça mal olmuştur?

Bu kadar değişik kalemlerde harcamanın yapıldığı bu mekanda şimdiye kadar niçin ameliyathane için 1 kuruş harcanmamıştır?

50 kadar uzman hekimin bulunduğu bir kurumda 12 başhekim yardımcı uygun mudur? Sayının artırılması hangi gerekçelerle tekrardan istenmektedir? Yaklaşık 10 milyar YTL maaş nasıl alınabilmektedir?(maaş+döner sermaye) Son 5 yılda bu kadrodan kaç kişi hacca, kaç kişi de Umre’ye gitmiştir. İran, Suudi Arabistan, Filistin turları sadece bu hastaneye özel midir? Neden?

Bu camiayı bilinler için yanıtları malum olan sorular, düzgün ve belgeli olarak yanıtlanırsa, bunun karalama ve iftira olmadığı net olarak anlaşılacaktır. Karalama kampanyalarını mağdurları olarak, bunu istemenin hakkımız olduğu düşüncesindeyiz.

S.SOYDAN


Müteahhitlere fazla hizmetten para yok

ANKARA
Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı "1 fidanın andezit taşı kadar bile değeri yok" (15.10.2007) başlıklı yazıya şu açıklamayı yaptı:

"2007 yılı programında yer alan tretuvar ve bordür çalışmalarında; tretuvarda 6 mt. bir tretuar genişliğinin engeli geçişini sağlayacak şekilde 1 mt.x 1 mt. ebatlarında ağaç yeri bırakılmalıdır. Boş brakılan ağaç yerleri Çevre Koruma Dairesi Başkanlığı’nca ağaçlandırılacaktır.

Çankaya Caddesi’nde tretuvar genişliği fazla olduğu için tretuvar betonu hasır çelikli demirli beton olarak yapılmaktadır. Boş olan kısımlara ağaç yeri bırakılmaktadır. Yapılacak aydınlatma için klavuz PVC borular projesine göre ve ağaç erlerine gelmeyecek şekilde döşenmektedir.

Ayrancı pazarından Meclis’e kadar olan tretuvarlarda mevcut ağaçların korunması için boşluk brakılmaktadır. Ağaç yerleri brakılan kısımlar tretuar (m2) imalat metrajından düşülmektedir. Bu nedenle müteahhit firmanın fazla imalat yapıp kazanç sağlanması söz konusu değildir."

Kırmızı ışık ve yaya geçidi mi daha kullanışlı

YENİMAHALLE’
nin Serhat Mahallesinde oturmaktayım ve her gün sabahleyin Yenimahalle’yi eski terminale bağlayan Hipodrom Caddesi’ni kullanarak işe gitmekteyim. Bu yolda tam da belediyenin iki hizmet biriminin önünde iki trafik ışığı var ve bu ışıklar gayet güzel, kusursuz! Bir şekilde çalışıyorlar ve de sabahları trafiği bayağı ciddi bir şekilde durduruyorlar.

Peki bunda garip olan ne? O da şu ki... Bu iki trafik ışığının hemen yakınlarında bunları lüzumsuz hale getiren bir yaya üst geçidi ve diğerinde de kavşak var.

Hal yanında bulunan trafik ışığının 100 veya 150 metre yakınında yaya üst geçidi var. Yani bu ışığı kullanmayıp da iki adım atılırsa oradan gayet rahat geçilir yolun karşısına. Ama bu ışık sabahları gayet güzel kırmızıya dönüyor, trafiği bir güzel durduruyor ama (belki de ben göremedim) yolun karşısına geçen pek görünmüyor. Sabahları trafik ışığının altında bir polis memuru kırmızı ışık yanınca araçlara eliyle ’geç’ işareti yapıp duruyor. Diğeri ise belediye Fen İşleri makine parkının hemen yanında. Buranın da 100-150 metre ötesinde kavşaklı trafik ışığı var.

Bu iki ışıkta iptal edilse olmaz mı? Zira bu ışıklarda yüzlerce araç bekliyor ama saatte 1 veya 2 kişi ancak geçiyor. İsterse geçen insan çok olsun yine fark etmez, az ötede yay üst geçidi ve de kavşak var. oraları kullanılır ve de trafik akışı kesilmez.

D.SARI

Ekmek-simit zammı yargıya gidiyor

ÇETKODER
Genel Başkanı Mustafa Göktaş, fakir-fukarayı kazıklayanların yine peşine düşmüş..

Göktaş bakın ne diyor:

"SON ekmek ve simit zamlarını yargıya taşıyoruz. Ardından halkımızı afişle uyarıp, hijyen ortamında üretilmeyen ekmekleri almamalarını, yetkililerinde daha ciddi görev yapmaları için uyarıda bulunuyoruz. Bu arada ilgili ’zamcılar’ hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğumuz gibi zamma yargıya ayrıca taşıyoruz. Garibanın ekmeği ile oynamayı adet haline getirmişler. Fırsatçılara göz açtırmayacağız.

Bu adam traktör şoförü mü?

CUMARTESİ (dün), saat 11.15 suları... Yer; Yüzüncü Yıl... 482/132 numaralı, 06 MOY 17 plakalı halk otobüsü, gelmesi gereken saatten 35 dakika geç geldi. Şehir içi trafiğine göre yüksek sayılabilecek bir hızda ilerlemekteydik. Birkaç kere şoförü uyarmaya niyetlendik. Çünkü otobüsteki yolculara ’Allah belanızı versin’ der gibi araç kullanmaktaydı. Üstelik, tüm yolcuların hayatını tehlikeye atarken çok da keyifli görünüyor, muavin arkadaşıyla şakalaşıyordu.

Yolcu alması gereken bir durağı tam es geçiyordu ki, duraktaki birkaç yolcunun ellerini kaldırdığını görerek çok sert bir fren yaptı; frenin etkisiyle, tüm yolcular ikişer koltuk öne ilerlediler.

En sonunda dayanamayarak, şoförü ’Abi insan taşıyorsunuz’ diye uyardık; aldığımız cevap şu oldu: "Abi idare edeceğen..."

(Bazı durumlar yorum gerektirmez)

Cenk ÖZKÖMÜR
Yazarın Tüm Yazıları