Ülkemize göz dikenler

“DÖRTNALA gelip Uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim...”

Haberin Devamı

Yüzlerce yıldır bu memlekete göz dikenler, 1. Dünya Savaşı ile istediklerine ulaşmak üzeredirler. Batı düşünündeki ‘Şark Meselesini’ çözmek ve böylece kıtaları, ticaret yollarını bağlayan, zengin petrol ve maden yataklarına erişmenin anahtarı verimli Anadolu topraklarını ele geçirmek...
Oysa ‘Hasta Adamı’ ortadan kaldırarak emperyalist emellerine ulaşacaklarını düşünenler kısa sürede yanıldıklarını anlayacaklardır. Çünkü ‘ezelden beri hür yaşamış’ Anadolu, kendisine zincir vurmak isteyen çılgınlara isyan bayrağını açmış, Kurtuluş Savaşı’nı zaferle sonuçlandırmıştır. Kurtuluş Savaşı’nın başarısı yalnız askerin değil, tüm ulusun başarısıdır. Çünkü gücünü ‘Ya istiklal, ya ölüm!’ diyerek Milli birlik ve beraberlik duygusuyla kenetlenmiş halkından almıştır. Toprakları bilfiil işgal edilmiş, orduları dağıtılmış, devleti fiilen yok edilmişken, yokluklardan yarattığı ordusuyla, tarihin en haklı, en onurlu ve ilk anti-emperyalist savaşını vermiştir. Dahası, dünyada bir ilk olarak, bu mücadele Milli bir Meclis tarafından yürütülmüştür. Devlet otoritesinin, organizasyonunun fiilen olmadığı bir ortamda, Milli Egemenliğe dayalı olarak oluşturulan Gazi Büyük Millet Meclisi ile!...
23 Nisan 1920’de Meclis’in açılmasıyla ulusun egemenliği, temsilcileri kanalıyla Meclis’e geçmişti. Bir anlamda eylemli olarak yeni devlet kurulmuş, fakat henüz adı konulmamıştı. Önce Türk Milleti’ni yok olmakla yüz yüze getiren gerçeklerle yüzleşen Büyük Millet Meclisi, bu onurlu bağımsızlık savaşını verdikten sonra devletin adını ve yönetim biçimini belirledi. Bunu Atatürk şöyle dile getiriyordu.

HALK DEVLETİ

Haberin Devamı

“Cihan tarihinde, bir Cengiz, bir Selçuk, bir Osman devleti tesis eden Türk milleti, bu defa doğrudan doğruya, kendi nam ve sıfatında bir devlet kurmuştur. Millî mukadderatını eline alarak, millî saltanat ve egemenliği bir şahısta değil, milletçe seçilmiş vekillerden meydana gelen mecliste temsil etmiştir. Kısaca yeni Türk devleti ‘şahıslar devleti’ değil, ‘halk devletidir’ Millî egemenlik bütün kişisel yönetimlere karşıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nde tacidar yoktur, diktatör yoktur ve olmayacaktır. Devletin başında tek bir kuvvet vardır, o da millî egemenliktir.”
Atatürk’ün “Türk milletinin karakterine ve âdetlerine en uygun olan yönetim” dediği Cumhuriyet, 29 Ekim 1923’te ilân edilir. Ulusal Egemenlik, Cumhuriyet yönetiminde Demokrasiyle yaşama geçecektir.
Cumhuriyetle birlikte lâik, demokratik, sosyal hukuk devleti yaşama geçirilmiştir. Yüzlerce yıl göz ardı edilmiş ‘Anadolulu’ Cumhuriyetle birlikte birey olmuştur, devletin ana unsuru olmuştur. Yurttaşların eğitimi, sağlığı, hukuki hakları garanti altına alınırken, Cumhuriyet yönetimiyle temsili sistem başlamış, halkla birlikte topyekun bir ekonomik kalkınma başlamıştır. Cumhuriyetle çağdaş yurttaş, çağdaş toplum, çağdaş devlet yaratılmıştır. Cumhuriyet fırsat eşitliği sunarak her alanda pek çok insan gücü yetiştirmiş ve bu insan gücü ciddi bir bilimsel, sanatsal, kültürel zenginlik oluşturmuştur. Tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti 1923’ten bugüne dünya uluslar ailesinin saygın bir bireyi, bölgesinde bir güç ve denge unsuru olarak varlığını korumaktadır.
Bu kazanımların yanı sıra, daha da önemlisi, 1923’ten bugüne tüm dünya savaşlarla boğuşurken Türkiye Cumhuriyeti ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ ilkesi temeline oturan dış politikasıyla bir savaş yaşamamıştır. Bilindiği gibi Cumhuriyetimiz kurulduğu günden beri gerek içten, gerek dıştan çeşitli saldırılara uğramaktadır. Cumhuriyetimize kastedenler eşi benzeri görülmemiş yöntemler de kullanmaktadır. Ancak şurası kesindir ki, Cumhuriyetimiz bugüne dek olduğu gibi bugünden sonra da her türlü saldırıyı göğüsleyecek kadar güçlüdür, kökleşmiştir.
Çünkü; cumhuriyetimizin mayası sağlamdır. Kuruluş felsefesi sağlamdır. Kurucu iradesi sağlamdır.
Çünkü; cumhuriyetimizin mayasında büyük Türk Milleti vardır.

Op. Dr. Altınok ÖZ

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

- ANKARA Kızılay Rotary Kulübü ile Besteciler, Orkestra Şefleri ve Müzikologlar Birliği Derneği, Prof. Muammer Sun önderliğinde (BESOM) ilki düzenlenen ‘Cumhuriyetimize Armağan, Ulusal Piyano Yapıtları Yarışması’na katılan 33 eserden dereceye giren 3 eser, 5 adet mansiyon ve 1 adet özel ödülün 30 Ekim Cumartesi Ankara Rixos Otel’de gerçekleştirilecek ‘Cumhuriyet Balosu’nda

Yazarın Tüm Yazıları