Tüzük taslağında en önemli siyasal değişiklik

‘Yeni CHP’nin tercümesi bir anlamda, ‘Cumhuriyetçi Demokrat’ tabana oturmak. Bu da tüzüğün 2. maddesini oluşturan CHP’nin ‘6 ok’ ambleminin içinde yapılan eklemelerle sağlanıyor.
Yeni tüzüğün 2. maddesindeki amblemi ve ilkelerinin açılımı şöyle oluyor: (Siyahlar, yeni giren maddelerdir.)
“Cumhuriyet Halk Partisi; programındaki anlamlarıyla Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, Devrimcilik ilkelerine bağlı;
Başta Kurtuluş Savaşımız olmak üzere, özgürlük hareketlerinden, emek mücadelelerinden ve evrensel dayanışmadan kaynağını alan Sosyal Demokrasinin;
İnsan hakları; Hukukun üstünlüğü; Özgürlük, Eşitlik, Dayanışma, Barışçı ve adil bir dünya, Emeğin yüceliği, Sürdürülebilir ve dengeli kalkınma, Gönenç, Doğanın ve çevrenin korunması; Çoğulcu ve katılımcı demokrasi değerlerine dayanan; Kadın erkek eşitliğine inanan; bu değerleri gerçekleştirmeyi hedefleyen; gücünü halktan alan; devleti, kişilerin özgürlüklerini ve refahını sağlamaya yönelik bir hizmet aracı olarak kabul eden, çağdaş demokratik sol bir siyasal partidir.
Kısaltılmış adı ‘CHP’ olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin yukarıda yazılı ilkelerini ifa­de eden ve biçimi, ölçüleri, niteliği yönetmelikle belirlenen ‘altı ok’lu özel bir simgesi ve kırmızı zemin üzerine beyaz ‘altı ok’lu bayrağı vardır.”

Tüzüğü herkes beğenecek

ANKARA’da Hürriyet’i ziyaretinde soruları yanıtlarken Kılıçdaroğlu kendisiyle özdeşleşmiş kabul edilen sakinliğini koruyordu. Şöyle ki; temsilcimiz Metehan Demir’in olası genel başkan adaylarını ve bu yöndeki çabaları ‘tehdit’ olarak görüyor musunuz, sorusuna “Yooo, tehdit olarak görmüyorum, yok ki zaten böyle bir şey. Ancak genel başkan adayı çıkarsa da bundan memnun olurum” yanıtını verirken; gülümsüyordu. Muhalefetin bütün eleştirilerine karşın tüzük değişikliğini ‘devrim’ olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, bugün gazetemizde de okuyacağınız değerlendirmelere ek olarak şunu da söyledi:
“Tüm siyasi partilerin bizim tüzüğümüz de CHP’ninki gibi olsun diyecekleri bir tüzük hazırladık. Herkese örnek olacağız.”
Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak’ın dün telefon görüşmemizde “Tüzüğümüzü herkes beğenecek, eleştiri olmayacak, bak göreceksiniz” demesi de ilginçti.

CHP’li bir vekilden: Meclis’te korkuyoruz

ANKARA’da siyasi kulislere girince geçen hafta TBMM içtüzüğü ile ilgili görüşmelerde yaşanan olaylar için birçok şey dinledik CHP’li bazı milletvekillerinden... İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu “Kelimenin tam manasıyla vuruştuk, 30 dakika sürdü. 32 kişi revire gitti” dedi. Tabii tabancasız; göğüs göğüse, omuz ve bilek gücüyle!..
AKP’nin içindeki sağduyulu üyelerin olayı bastırmak için çok çaba sarf ettiklerini bizzat CHP’liler anlatıyor. İsminin yazılmasını istemeyen bir milletvekilinin söyledikleri ise ürkütücü:
“Bazı oturumlar sırasında gerçekten korkuyorum. Kulisler bile ürkütücü geliyor. Dışarda bir şey olsa, polisin bile müdahalede çekingen davranacağı anlaşılıyor. Asker zaten yok.”
Tartışma ve kavganın iki ismi öne çıkmış; CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş ve AKP Erzurum Muhyettin Aksak...
Sabah 06’lara kadar gergin ortamda süren görüşmeler Meclis TV’sinden yayınlanmış olsaydı bu olaylar meydana gelebilir miydi?
ÇİÇEK TAKTİĞİ
Kemal Kılıçdaroğlu’na dün Hürriyet’i ziyareti sırasında bu olayları sorduk.
“İç tüzük görüşmelerindeki tavrı ile ilgili olarak Cemil Çiçek’e tepki gösterdim, neden?” derken “Çünkü” diye ekledi:
“Meclis Başkanı Cemil Çiçek, bir taktik olarak bilerek oturuma ara verdi. O sırada AKP’liler örgütlendiler. Meclis’teki tüm AKP’liler genel kurula çağırıldı. Bizim arkadaşlarımız ise kürsü ve çevresindeydi. Verilen aradan yararlanarak toplanan AKP’liler arkadaşlarımıza saldırdı.”
Kılıçdaroğlu, Çiçek’in ‘tertip’e ortak olduğunu ima ediyor bir anlamda.
CHP Lideri, olaylardan sonra Çiçek’e “Kalıbının adamı değilsin” demişti.

İşaret tek kurultay!

ANKARA’da asılan CHP’nin kurultay afişlerinde, iki kurultayın tarihi var; ancak vurgu ‘Demokrasi Şöleni’ sloganıyla 26 Şubat’taki (yarınki) kurultaya yapılıyor. Ayrıca gazetecilerin kullanması için verilen yemek fişlerinden de tek kurultay olduğu anlaşılıyor. Yemek fişleri tek gün ve 26 Şubat için geçerli. Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarından edindiğimiz izlenim de 27 Şubat Pazartesi günkü kurultayın fiilen yapılmayacağı yönünde. Yani, dedikleri “Kurultay açılacak ancak yeterli katılımın olmayacağı için ‘aç-kapa’ yapılacak.”

Öztürk: Kimsenin kuyruğuna takılmam

İSTANBUL’un ‘ağır toplarından’ Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, kendisinin ‘muhalefet kesiminden genel merkeze dönüş yaptığı’ yolundaki görüşlere itiraz ediyor:
“Ben kimsenin kuyruğuna takılmam. Ben partim için varım. Partimizin kamuoyunda kötü bir görüntüsü var. Kurultay geçen kasım ayında toplansaydı bütün bunlar yaşanmayacaktı.”
- Kılıçdaroğlu için ne diyorsunuz?
“Kemal Bey’in yaptığı her şeyden memnun olduğumu söyleyemem. Ama şu da var, Kemal Bey’in rakibi yok. Partiye zarar verecek bir anlayışım olamaz.”

‘Hocalı haftası’

26 Şubat 1992 günü Azerbaycan’ın Karabağ topraklarını işgal eden Ermeni birlikleri Rus ordusunun da desteğini alarak Karabağ’ın Hocalı kentine girdiler.
O uğursuz gecede 21. yy’ın eşiğinde insanlık tarihinin en büyük vahşet ve katliamlarından biri yaşandı. Bu nedenle ‘Türk-Azeri Birliği’ olarak çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Yarın Galatasaray’dan Taksim’e bir yürüyüş ve ardından da bir anma toplantısı düzenleniyor. Ancak asıl önemlisi bu sene bir ilk gerçekleşecek. Aynı gün saat 17.00’de Mecidiyeköy Kültür Merkezi’nde Hocalı Soykırımı’ndan kurtulan, kimi vücudunun bir parçasını, kimi çocuğunu, kimi annesini, kimi babasını, kimi ise tüm ailesini orada yitiren Hocalılar başlarından geçen felaketi bizzat Türkiye ve dünya kamuoyuna anlatacaklar.
Bugün İzmir Ege Palas’ta, 27 Şubat’ta da Ankara Üniversitesi DTCF Farabi Salonu’nda, 28 Şubat’ta da Adana Seyhan Oteli’nde anma toplantıları yapılacak.