KEMAL Derviş'in yerine Hazine'den sorumlu Devlet Bakanlığı'na getirilen DSP İstanbul Milletvekili Masum Türker, kendisini ‘‘Hazine'de iş takipçiliği yapmakla’’ suçlayanlara sert yanıt verdi.
Dün sabah Best FM'in 'Sesli Gazete' programında soruları yanıtlayan Türker, ‘‘Sayın Derviş'in uygulamalarını geldiği geldiği günden izliyorduk; DSP'nin gölge bakanı olarak altı kişiydik; bu bakımdan sorunlara uzak değiliz’’ dedi.
Kendisini 'muhasebeci'diye küçümseyenlere ‘‘Beni galiba fasulyeden zannediyorlar’’ diye çıkışan Türker bize şöyle dedi:
Üç saatlik devir-teslimde Derviş size neler söyledi?
- Helalleştik. Kendi siyasi geleceği ile ilgili olarak mahrem şeyler konuştuk. Bazı önerilerim oldu kendisine.
Ne gibi?..
- 4 Kasımla ilgili iki formül gösterdim. Ancak bunu söylemem ihanettir.
Parti..
- Yeni Türkiye örgütsüz. Cem'le nereye gidecek; giderse tutturamayacaklarını biliyor.
Hazine'de iş takipçiliği yaptığınızı söylüyor Erdal Sağlam...
- Geçmişte Hazine'ye 7 kez gitmişliğim var; bunlar çeşitli vesilelerle olmuştur, iş takibi ile ilgili değildir. Benim kim olduğumu öğrenmek isteyenler Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Odası Genel Başkanı Mustafa Özyürek'e sorup Plan Bütçe Komisyonu'nun tutanaklarına bakabilirler. Bana hakaret edenleri bu haftaki 'Nokta'da yanıt vereceğim.
Kadınlar neredesiniz
ALLAH bir ses vermiş gerisini koy vermiş. Kanal D'deki haberi dinledikten sonra tüylerim diken diken oldu. Ülkemizin ‘meşhur’ arabesk şarkıcısı ırza geçme suçundan arananlar listesine alınmıştı. Bu haber öncelikle insan olan ve de kadın olan herkesi ilgilendiriyordu.
AB'ye girmeye çalıştığımız şu günlerde topluma örnek olacak kişilerin aslında gerçek yüzlerini nasıl da deşifre ediyordu. Bu olay örneğin Avrupa'daki bir sanatçı işlemiş olsaydı başta kadın örgütleri olmak üzere tüm aydın ve örgütlü kesimler ayağa kalkardı. Bu suçu işleyen kişinin cezasını çekmesi için ayağa kalkarlardı, mağdura destek olurlardı.
Daha ne kadar Televoleci zihniyete göz yumacağız? Bir kadın olarak kadın örgütlerini göreve çağırıyorum. İnsanlık onurumuzu ve kadınlık onurumuzu koruyalım.
F. IŞIK-İSTANBUL
Şantajcı
KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet Yıldırım, Başakşehir Konutları ile köşemizde çıkan bir yakınma üzerine şu açıklamayı yaptı: ‘Bizce malum olan kişi, Yılmaz Evren adına yazılar yazarak bizi karalamak istiyor. Bu kişi kendisini bir medya kuruluşunda protokol müdürü olarak tanıtıyor. Bizden 400 milyar liraya bir villa aldı. Sözleşme dışı şeyler istedi; doğal olarak yerine getirmeyince de bize şantaj yapmaya başladı. Ayrıca AKP'den adaylığı düşünmedim, görevimin başındayım.’’
Camileri devlet düşmanları ele geçiriyor
ERZURUM'da çok sayıda 'fahri imam' görev yapıyor. Bu nedenle de halk yanlış dini bilgi alıyor, devlet aleyhinde propagandaya maruz kalıyor. Erzurum genelinde halen 234 adet kadrosu boş olan cami ve 174 adet kadrosuz cami bulunuyor.
İl, ilçe müftülükleri tarafından fahri imamlık yapması uygun görülmeyen kişilerin yerine imam verilmediğinden dolayı bu kişiler camilerde fahri imam olarak görev yapmaya devam ediyor. Bu nedenle de camileri devlet aleyhtarı kişi ve örgütler dolduruyor.
Bu bilgilerden sonra Erzurum'dan bir bürokrattan gelen bir mektubu okuyalım:
Köylerde görev yapan fahri imamların dini konularda bilgisiz oldukları, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın belirlediği hutbe metinlerini takip etmedikleri, Tekman'ın Küllü Köyü'nde bulunan fahri imamın Türkçe'yi bile düzgün konuşamadığı, hutbelerini Kürtçe olarak verdiği dikkat çekicidir.
Fahri imamlar, DİB'nin yapacağı imam atamaları ile seçim kaynaklarından olacakları endişesi taşımaktadırlar. Bu nedenle de DİB'e bağlı kadrolu imamlar hakkında 'Devletin imamı bilgisizdir, medrese eğitimini devlet okulları veremez' şeklinde propaganda yaptıkları görülmektedir. Tekman'ın Çiçekdağı Köyü'ne atanan kadrolu imama rağmen fahri imamın hálá itibar görmesi üzüntücü verici bir durumdur.''
Okurumuz ‘‘Vatandaşlar dini konularda bilgisizdir’’ dedikten sonra şunları anlatıyor:
‘‘Doğum kontrolü günahtır, suni tohumlama ile dünyaya gelen hayvanın eti haramdır gibi yanlış inanışlar devam etmektedir. Tarım İl Müdürlüğü'nün, İl Müftülüğü'nden bir görevli ile köylerde suni tohumlama konusunda verilen vaazların sonrasında suni tohumlamanın %20 artması, vatandaşların yetkili kişiler tarafından bilgilendirildiği takdirde olumlu davranışları benimsediğini göstermektedir.
Bölgedeki köylerde Rize'den gelen bazı şahısların dini eğitim verme gerekçesiyle köydeki çocukları götürdükleri Çat'ın Başköy köyünden Rize'deki Çağlayan Kuran Kursu'na ve yine Çat'ın Köseler köyünden Rize'deki merkez Kuran kursuna götürülen çocukların bulunduğu bir gerçektir. Bu çocukların devlet karşıtı olarak yetiştirileceğinden endişe edilebilir.’’
Evet Türkiye nereye gidiyor?
90 trilyonla ne yapacaklar
ANKARA'dan H.Taşçı soruyor: Yokluk içinde bulunan halkın sırtından siyasiler, bol keseden harcama yapıp seçime gidiyorlar.
Hazine yardımı adı altında partilere aktarılan 90 trilyonla milyonlarca insanın aşı ekmeği sağlansa daha vicdanlı olmaz mıydı?
Yazık bu paralara... Bu işte ticari bir hesap mı var? Yoksa dinci partilere aktarılan paralarla rejimimizin altı mı oyulmak isteniyor.
Hesap istemek hakkımız değil mi?
İzgi'ye zor soru
SAYIN Ömer İzgi'ye... 1008 kişiye verdiğiniz sözü tutacak mısınız? TBMM'de yaptırdığınız norm kadro çalışması sırasında, yaklaşık 10 yıldır kadro bekleyen milletvekili yakını olmayan, geçici mevsimlik işçi statüsünde çalışan doktora, master yapmış sanat tarihçisi, mühendis, mimar, arkeoloğa ve emeğinin karşılığını almak isteyen vasıflı elemanlara (taşçı, marangoz, kurşuncu, kalemkar, tekniker, sedefkar vs) verdiğiniz kadro sözünü tutacak mısınız? Yoksa, siz de daha önce örneklerini gördüğümüz gibi sadece kendi yakınlarımızın atamalarını mı yapacaksınız?
Makyajlı bilançoların hesabı sorulmalıdır
SAYIN Masum Türker, Yeni görevinizden dolayı kutlar, başarılı olmanızı ve ekonomi ile ilgili çeşitli tarihlerde vermiş olduğunuz beyanları hayata geçirmenizi dilerim.
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği'nce (TÜRMOB) 2.4.2002 tarihinde Ankara'da düzenlenen panelde de konuşmacı olarak ifade ettiğiniz üzere; 1982 yılından sonra yapılan Bankalar Kanunu ile bankaların bağımsız denetlenmesi zorunluluğu getirilmiş ve ne yazık ki yıllarca uluslararası denetim kuruluşları tarafından makyajlı banka bilançolarına onay verilmiştir.
Ancak, finans sektörünün altına dinamit koyan ve her şeyi toz pembe göstererek 26 bankanın yok olmasına neden olan söz konusu 'ithal denetim sistemi'nin gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Bugüne kadar ekonomik krizlerde ve ülkenin kaderinde etkin rol oynayan, gerek mali ve gerekse de reel sektörün çöküşüne göz yuman sistem sorumlularından biri olarak görülen ithal denetim kuruluşları;
- Kamu bankalarında trilyonlarca usulsüz krediler batarken,
- Kamu bankalarından verilen kredilerle geçmişi karanlık kişiler banka patronu yapılırken,
- Özelleştirme adı altında mevcut bankalar iki veya üçe bölünerek değişik adlar altında banka sayıları arttırılırken,
- Kasım 2000 likidite krizi ve Şubat 2001 devalüsyonu sonucunda dahi makyajlı banka bilançoları düzenlenirken,
ne gibi raporlar düzenlemişlerdir?
Kendi ülkelerindeki firmaları dahi makyajlayarak batmasına neden olan ithal denetim kuruluşları yerine kendi denetim sistemimizi oluşturmamız gerektiği gibi her şeyi ithal eden bir ülke görünümünden de uzaklaşmamız kaçınılmazdır.
IMF dahil olmak üzere yurtdışından %10-11 faiz (tefeci faizi gibi) üzerinden borçlanarak sağladığımız kaynakların popülist politikalarla israf edilmemesine ve yerli denetim sisteminin oluşturulmasına önem vereceğiniz inancını belirtir, saygılar sunarım.
Hasan KILAVUZ Vakıfbank eski Genel Müdürü-ANKARA
MESAJ
TİCARET Bankası'nın tasfiyesini bize unutturamazlar. Bu ayıbı ne tarih ne de biz Türkbanklılar affedeceğiz. İnşallah bu oyun, sergileyenlerin ellerini ve ayaklarını dolayacak.
Emel ÇALIŞKAN-TÜRKBANK EMEKLİLERİ ADINA
BEN şeker ve kalp hastasıyım. Kartal Devlet Hastanesi'nin önünden geçen Harem-Gebze minibüsleri yeniden hastaneye yakın yoldan geçirilemez mi?
Ayşe ÖZTÜRK-KARTAL
ERZURUM'da çok sayıda 'fahri imam' görev yapıyor. Bu nedenle de halk yanlış dini bilgi alıyor, devlet aleyhinde propogandaya maruz kalıyor. Erzurum genelinde halen 234 adet kadrosu boş olan cami ve 174 adet kadrosuz cami bulunuyor. Çoğu devlet aleyhtarı kişi ve örgütlerin elinde; uyarırım.