Türk toplumuna en büyük kötülük

İKTİDARIN yeni anayasa konusundaki ısrarlı taleplerinin gerçek yüzünün laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etmek olduğu açık olarak ortaya çıktı.

Haberin Devamı

TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman’ın “Laiklik yeni anayasada olmamalı. Dindar bir anayasa olmalı” biçimindeki sözleriyle, iktidarın yeni anayasa konusundaki ısrarlı taleplerinin gerçek yüzünün laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etmek olduğu açık olarak ortaya çıktı. Aklın özgürlüğünü reddedip dinin özgürlüğünü savunmak ancak demokrasi kültüründen nasibini almamış siyasetçilerin bakış açısıdır. İnanç ile siyaseti birlikte yürütmek ve inancı iç politika malzemesi yapmak 93 yıldan beri laikliği ve inanç özgürlüğünü birlikte uygulamış olan Türk toplumuna yapılabilecek en büyük kötülük olacak. Laiklik, demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur. Laiklik, kamusal ve özel yaşamda hak ve özgürlüklerin kullanılmasında, çeşitli dinlere ve mezheplere inananlar arasında ayrıca inananlarla inanmayanlar arasında ayırım yapılmamasının anahtarıdır. Dünyadaki örnekler göstermektedir ki laikliğin olmadığı hukuk düzenleri maalesef inançların korunmadığı, inançların şiddete dönüştüğü toplumların rejimidir. Sayın İsmail Kahraman’ın din ayrımcılığı anlayışını ve yönetimi şeriata göre düzenleme özlemini reddediyoruz. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği


LAİK ANAYASA - İSLAMİ ANAYASA

Haberin Devamı


MECLİS
Başkanı, laiklik ilkesinin yeni anayasada yer almaması ve İslam dinine vurgu yapılması görüşünü ortaya attı. Klasik demokrasi anlayışında genel kabul; devletlerin resmi bir dininin olmayışı yönünde gelişti. Devletin ideolojik karakteri konusunda anayasanın nötr olmasını savunan kesimler, İslami ağırlıklı bir inanç düzenlemesinin gereğine inanıyorlar. Laiklik konulu tartışmalar, Cumhuriyet’in siyasi tarihinde en hassas fay hattını oluşturdu, yeni anayasa çalışmalarında da önemini koruyor. Laiklik ilkesi, hürriyet ve eşitlik temelli bir demokratik düzen bakımından ve sonuçta da devletin niteliğini tanımlamada belirleyici ölçüt olarak tartışılması gerekli bir unsur. Din ve vicdan hürriyetinin kamusal düzen ve toplumsal barış bakımından hayati önemde olduğu gerçeği, geniş bir uzlaşmayı zorunlu kılıyor. Atatürkçülüğü ‘ideoloji’ olarak değerlendirip, anayasal düzenlemede, ‘ideoloji’ reddiyesi yaparken, İslam dini gibi olağanüstü bir ‘medeniyet inancını’ -kısa olmasını istedikleri- bir anayasa metni içine sıkıştırma yaklaşımı, ciddi sorunlar doğurma istidası taşıyor.


İMRAN ÖKTEM İÇİN 'CENAZE NAMAZI KILINMASIN' DEMİŞTİ

Haberin Devamı


“TÜRKİYE
’de bir İslam devleti ve hilafet rejimi kurmak, Türk milletini dini esaslara dayanan bir hukuk düzenine sokmak isteyen ve bunun için gizli ve açık çalışan mistik hezeyan halindeki bir avuç meczup, ruh hastası veya dini, kazanç metası haline getirmiş kimseler, saf ve cahil yurttaşın en temiz varlığını, itikadını, imanını geçim vasıtası yapmış olan bezirgânlar -o bezirgânlar ki, dinin emrettiğini yerine getirmezler, yasak ettiklerini gizli gizli yaparlar ve fakat dindar görünürler- evet bunlar ve birtakım hurafeleri dini esaslar gibi göstermeye kalkan ve bu suretle halkı uyuşturan kökü dışardaki yurt düşmanları daima hüsrana uğrayacaklardır” diyen dönemin Yargıtay Başkanı İmran Öktem’in “cenaze namazı kılınmasın” kampanyası düzenleyen, 16 Şubat 1969’da Amerikan 6. Filosu’nu protesto eden devrimci gençlere saldıran ve tarihe ‘Kanlı Pazar’ olarak saldırı düzenleyen MTTB’lilerin başkanıdır. Böyle bir adamın, Cumhuriyet’in Meclis’inin başına geçmesi uygun değildir. Not: İsmail Kahraman (76), 1960’ların başında Yüksel Çengel (CHP), Rasim Cinisli’den (AP) sonra MTTB’nın başkanı olmuştu.) Halkın Kurtuluş Partisi


MESAJ PANOSU

Haberin Devamı


- DEMOKRASİNİN
olmazsa olmaz koşulu olan laiklik ilkesi (1937’de anayasaya girdi) kadının insan haklarının da güvencesidir. Gerici ve bölücü ‘yeni’ anayasa girişimlerine geçit vermeyeceğiz. Kararlıyız, koruyacağız. Nazan MOROĞLU (İKKB Koordinatörü)

- TBMM Başkanı’nın beyanı çok açıkça bir şeriat isteğidir. Bir 31 Mart çağrısıdır. Bu durum asla kabul edilemez. LAİKLİĞE ÇAĞRI BİRLİKTELİĞİ

- “LAİKLİK içermeyen demokrasi yoktur. Laik demokrasi karşıtı olan TBMM Başkanı kesinlikle istifa etmelidir. Çağdaş demokrasi etiğinin gereği budur. Dursun ATILGAN

- Ve AKP diyor ki: “AKP’nin ne böyle bir çalışması ne böyle bir hazırlığı vardır." Mehmet Naci BOSTANCI



Kilis’i füze hücumlarından korumak mümkün

Haberin Devamı


BU satırların yazarı, 2010-2012 tarihlerinde, Irak Basra, Rumeyla petrol sahasında çalışmıştır. Ben füze atışları altında yaşamış olayın canlı tanığıyımdır. BP Rumeyla petrol sahasında, çalışmalar yeni başlarken, BP ve Shell Şirketleri ABD ve İngiliz Kuvvetlerinin işgal kışlasında kalmışlardır. Bu kışlada kalan. ABD ve İngitere konsoloslukları ve kamplar Saddamcıların attığı füzelerden korunmak için füze savunma sistemiyle(MDF) donatılmıştı. Her gün 10-15 adet atılan füzelerin hepsi intersepte (yakalanırdı). İnterseptör batarya küçük bir rampaya monte edilmişti. Bu kadar atıştan tek yakalanmayan olmamıştır. Önceleri “füze geliyor” kaçın alarmına artık aldırmaz olmuştuk. Gelen füzeler tıpkı bir beyzbol topunu havada yakalar gibi tık diye yakalanırdı!İnterceptörün gelen füzeleri yakalama menzili 5-70 km dir. İnterceptörün fiatı 50 milyon $ civarında, tek mermi yakalama maliyeti ise 20.000 dolardır. IŞİD’in elinde 2014 yılında Irak ordusundan ele geçirilen, 120 adet Skud füzesi vardır. ABD, IŞİD’in gücünü bilmekte ve ihtiyatlı davranmaktadır. Bizde IŞİD’in gücünü bilmeliyiz. Bu batarya güvenle meskun mahalleri gelen füzelerden çıt çıkmadan korumaktadır. İsrail, Arrow sistemi Hizbullah ve Hamas füzelerine karşı 9500 kez kullanılmıştır. Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adana’da 2014 yılında konuşlandırılan patriot bataryalarının menzili 1500 km’dir. ABD Raitheon yapıcılar MDF yapıcılar arasındadır. IŞİD’in elindeki Skud füzelerinin 1000 km menzilli olduğu varsayılmaktadır. Kilis’i füze hücumlarından korumak mümkündür. Bence bu günkü önerilen Drone sistemi yerine, varışta yakalama sistemi daha etkili ve %100 garantilidir. MDF sistemi çok bilinen sistemdir. Kilis ve füze hücümuna maruz yerleşim yerlerini korumalıyız.Aslan ÖZMEN-Y.Mühendis



Yazarın Tüm Yazıları