Paylaş
Kötü gidişi nasıl toparlayacağız?... Önce Turizm ve Tanıtma Bakanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş Çırağan Oteli’nde gazetelere kültür ve sanatta neler yapacaklarını anlattı (pazar günü de Marmaris’te bir paneldeydik). Bakan “Biz buna stratejik 3. hamle dönemine geçiş diyoruz” dedi.
Turizmde bocalama nedenlerini hiç ‘siyasete’ bağlamadı. Ama yaşanan sıkıntıları iyice kavradığı anlaşılıyor. “Önümüzdeki günlerde de Hindistan’dan gelecek tur operatörlerinden oluşan yaklaşık 600 kişinin katılacağı Dalaman’da bir toplantı var. Oraya da bakanlık olarak katılacağız. Uzakdoğu Asya ile ilgili kapıları açmaya gayret edeceğiz” dedi. Bakan Kurtulmuş ikinci hedeflerinin de ürün çeşitlendirmesi olduğuna dikkat çekerek “Sadece deniz, kum, güneş turizminin ötesinde, sağlık, spor, inanç, doğa, kış turizmimiz gibi çeşitli alanlardaki ürünlerimizi çeşitlendireceğiz” diye vurguladı. Konuşmasında ‘makul’ değerlendirmeler ve açılımlar yaptı. ANAP’lı Mustafa Taşar’dan sonra 1-3 Kasım tarihlerinde 3. Turizm Şûrası’nı toplayacaklarını, bu kez ulusal bir turizm politikası oluşturmayı hedeflediklerini belirtti.
Bütün turizm bileşenlerinin fikir ve düşünceleri de göz önüne alınarak şûrada işlenmesi yararlı olacak 13 komisyon başlığı belirlenmiş. Komisyonda toplam 333 üye, 28 raportörün 1400 saatlik çalışması ile 75 sayfa öneri metni ve 185 tebliğ başvurusu yapılmış. (Bakan Kurtulmuş, 2017’de turist sayısının 30 milyon, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy ise turizm gelirinin 24-25 milyar dolar dolayında gerçekleşeceği tahmininde bulundu.)
Bakan soruları iyi niyetle yanıtladı; turizmle ilgili rakamların kendilerine ‘iyi geldiğini’, turizm sektörünün küresel ekonomiden daha hızlı büyüdüğünü, turizmin yanında kültür politikalarını güçlendireceklerini söyleyerek, ‘Siyasetin dili başka, turizmin dili başka’ dedi.
İSTANBUL KÜLTÜRÜ
“Bizim Arap turist çekme gibi bir amacımız yok” diyen Bakan, “İstanbul’un kültürünü korumak için ‘İstanbul Kurultayı’ düzenleyeceklerini ifade ederek, gözde bölgeleri Kapadokya, Muğla, Aydın, Şanlıurfa olarak sıraladı, yerel yönetimlerin turizme nasıl katkı sağlayacağı konusunda çalıştıklarını belirterek bir sitemini de aktardı: “Bakanlık bütçemiz, genel bütçe içinde binde 5 paya sahip; iyileştirilmesi gerekir.” Bakan Kurtulmuş ayrıca şu açıklamalarda da bulundu.
“Kazdağları’nda maden arama çalışmalarına dönük eleştirilere katılıyorum. İçişleri Bakanlığı’nın, belediye başkanlarının yurtdışına çıkışlarının denetim altında tutulmasına (çünkü aylarca yurtdışında kalan var) katılmakla birlikte, İçişleri Bakanlığı ile konuyu görüşeceğim. 18 antik kentte kazı işlemi yapmamız gerekiyor. İstanbul’da 500’ün üzerinde türbe var. Onarılan çeşmelerden su akıtabiliriz. AKM’yi yenilemeye başlıyoruz. Çin Devlet Başkanı ile 2 milyon turist gönderilmesi için görüşmeler yaptık. Dil sorun olacak gibi... Türkiyede 135 kişi Çince biliyor.”
ÇIRAY VE KILIÇDAROĞLU
KILIÇDAROĞLU, CHP’den İyi Parti’ye geçen Aytun Çıray’ın gönlünü almış. Ancak hiçbir lider, partisinden ayrılmak isteyen birisine “Çok iyi ediyorsun ayrılmakla, sana gönül koymam mümkün değildir. Birkaç arkadaş daha götürmeni beklerdim. Bu güzel jestini hiçbir zaman unutmayacağım” demez. Çıray’ın söylediklerini de hoş karşılamadım. Şapkanın düşüp kelin görünmesi için 15 yılın geçmesi mi gerekiyor beyefendi? AKP ile mücadele CHP saflarındayken olmuyor mu? İlla Meral Hanım himmet ve yardımları mı gerekecek? Peki Meral Hanım lütfedip parti kurmasaydı millet ayvayı yemiş mi sayılacaktı?
Sabri Galip NAKİPLER
İSTİFALAR VE SİYASETEN DAMGALANMA
AKP liderliği, partide başgösteren ‘metal yogunluğu’ gerekçesiyle (ifade kendilerinin) başlattıkları yenilenme hamlesinde kritik görevlerden ‘istifalar’ almaya başladı.
Parti teşkilatlarının yanında belediye başkanları da istifa ettiriliyorlar. İktidar partisi olarak, tasarrufları kendi takdirlerinde, teşkilatlar da, biat halindeler, oy verenler bakımından da görünüşte bir itiraz gözükmüyor.
Meseleyi demokratik teamüller açısından değerlendirmenin pratikte bir yararı yok, AKP’ye oy veren seçmenlerin kısm-ı azamisi, yönetim biçimi ile ilgili değil, icranın başındaki tek kişi ile bütünleşmiş durumda, şimdiye kadar, bu zihniyet ile destekledi, oy verdi.
Sandık sonuçlarına yansıyan bu durum Türkiye siyasetinin bugünkü gerçeği olup, seçim mekanizmalarının sağlıklı işlediği şartlarda meşruiyeti tartışılamaz.
İstifa ettirilen belediye başkanları bakımından, konu, partiye bağlılık bakımından değil, yönetim sorumluluğu ile ilgili olarak önem taşıyor.
Yönetim sorumluluğu, hukuki ve cezai olarak, söz konusu olur.
Bu sorumluluklar nedeniyle, istifa tasarrufları, bir partinin iç işleri olmaktan çıkar kamusal alana girer.
Nedenleri muğlak bir istifa tasarruf, ilgili kişiyi, suç teorisi bakımından da ve de siyaseten damgalı bir hale getirir, durup dururken istifa talimatı ve gereğinin yapılması siyasetin olağan akışına aykırıdır.
Partili seçmen bakımından bu tasarrufların nedenleri önemli olmayabilir fakat, kamusal yarar ‘bilmeyi/bilgilendirmeyi’ gerektirir.
İstifa eden başkanlar, gündem konusu olan bazı etiketlerle damgalanma riski karşısındadırlar. Uzun yıllar yönetim kademesinde bulunmuş kişiler bakımından, böyle bir kadrajın içinde olmak kendi maneviyatları bakımından da sakıncalıdır.
Kamu yararına aykırı veya suç düzleminde yansıması olabilecek yönetim zaafları, bir partinin içi işi sayılamaz. AKP liderliği ve müstafi başkanlar bu belirsizliği ortadan kaldırmak sorumluluğundadırlar.
MESAJ PANOSU
TÜRKİYE’yi 2. Lig’den 1. Lig’e çıkaran AKP iktidarı akıl almaz bir U dönüşü yaparak bugün maalesef 3. Lig’e düşürdü.
Ahmet SEVER
ARAŞTIRMALARA göre, ateşli silahlarla işlenen şiddet suçları ruhsatsız silahlarla gerçekleştiriliyor. Ruhsatsız silaha ulaşmak çok kolay ve caydırıcı, cezası yok.
Yrd. Doç. Hasan SINAR
Biliyor musunuz?
CHP Çankaya İlçe Başkanı Selçuk Dereli’nin yeni dönemde aday olmaması için Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl ve Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in örgüte ‘talimat’ verdiklerini, buna neden olarak Dereli’nin FB’yi aşırı şekilde eleştirmesinin gösterilmesinin garip karşılandığını...
BAKIRKÖY Belediyesi’nin bünyesinde tarihçi-yazar A. İlhan Gülek’in kuruculuğunu yaptığı “10. Yıl Cumhuriyet Müzesi”nin açılışının cumartesi 16.00’da Yeşilköy Sanat Evi ve Kent Müzesi’nde yapılacağını...
CHP Adana Milletvekili Av. Elif Doğan Türkmen’ın, Gençlik ve Spor Bakanı’na “EURO 2024 aday şehirleri hangi kriterler kapsamında belirlenmiştir? Adana Stadı 2024 tarihinden önce hizmete girecekse neden EURO 2024 aday şehirler kapsamında değerlendirilmemiştir?” diye sorduğunu...
TAVAK Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen’in ‘Türkiye’nin az bilinen bir ekonomik alanına ışık tutarak, ‘Türkiye’de Kültür Ekonomisinin Boyutları’ adlı kitabını Borusan Kocabıyık Vakfı’nda cuma günü 10.30’da tanıtacağını...
İstifalar ve siyaseten damgalanma
AKP liderliği, partide başgösteren ‘metal yogunluğu’ gerekçesiyle (ifade kendilerinin) başlattıkları yenilenme hamlesinde kritik görevlerden ‘istifalar’ almaya başladı.
Parti teşkilatlarının yanında belediye başkanları da istifa ettiriliyorlar. İktidar partisi olarak, tasarrufları kendi takdirlerinde, teşkilatlar da, biat halindeler, oy verenler bakımından da görünüşte bir itiraz gözükmüyor.
Meseleyi demokratik teamüller açısından değerlendirmenin pratikte bir yararı yok, AKP’ye oy veren seçmenlerin kısm-ı azamisi, yönetim biçimi ile ilgili değil, icranın başındaki tek kişi ile bütünleşmiş durumda, şimdiye kadar, bu zihniyet ile destekledi, oy verdi.
Sandık sonuçlarına yansıyan bu durum Türkiye siyasetinin bugünkü gerçeği olup, seçim mekanizmalarının sağlıklı işlediği şartlarda meşruiyeti tartışılamaz.
İstifa ettirilen belediye başkanları bakımından, konu, partiye bağlılık bakımından değil, yönetim sorumluluğu ile ilgili olarak önem taşıyor.
Yönetim sorumluluğu, hukuki ve cezai olarak, söz konusu olur.
Bu sorumluluklar nedeniyle, istifa tasarrufları, bir partinin iç işleri olmaktan çıkar kamusal alana girer.
Nedenleri muğlak bir istifa tasarruf, ilgili kişiyi, suç teorisi bakımından da ve de siyaseten damgalı bir hale getirir, durup dururken istifa talimatı ve gereğinin yapılması siyasetin olağan akışına aykırıdır.
Partili seçmen bakımından bu tasarrufların nedenleri önemli olmayabilir fakat, kamusal yarar ‘bilmeyi/bilgilendirmeyi’ gerektirir.
İstifa eden başkanlar, gündem konusu olan bazı etiketlerle damgalanma riski karşısındadırlar. Uzun yıllar yönetim kademesinde bulunmuş kişiler bakımından, böyle bir kadrajın içinde olmak kendi maneviyatları bakımından da sakıncalıdır.
Kamu yararına aykırı veya suç düzleminde yansıması olabilecek yönetim zaafları, bir partinin içi işi sayılamaz. AKP liderliği ve müstafi başkanlar bu belirsizliği ortadan kaldırmak sorumluluğundadırlar.
Paylaş