Paylaş
İlk tanıtım broşürleri ve rehberler oradan çıktı.
Cumhuriyet dönemi boyunca bu yöndeki faaliyetlerini sürdüren TURİNG, özelikle İstanbul’a katkıları ve kent kültürü alanındaki çalışmalarıyla ‘efsanevi başkan’ olarak tanımlanan Çelik Gülersoy’un başkanlığı döneminde çok daha büyüyüp gelişti. Gülersoy’un 2003’te yaşamını yitirmesinin ardından Cumhuriyet’in ilk kurumlarından olan TURİNG’i ele geçirmek için çeşitli gruplar çok çalıştı. O güne kadar kent kültürü, tanıtım ve yurtdışından karayolu ile giriş çıkışların olduğu sınır kapılarındaki hizmetleriyle gündemde olan TURİNG o günden sonra malvarlıkları, işletmelerinin alınıp satılması, kime kiralandığı, bu alanda yapılan ihalelerdeki yolsuzluklarla gündeme gelmeye başladı.
Öyle ki dönemin başkanı Ferit Epikmen yönetiminin faaliyet raporu genel kurulca ibra edilmeyince TURİNG’e kayyum atandı. Kurum 2004’ten beri kayyum eliyle yönetiliyor. O tarihten sonra olaylar çok gelişti.
TURİNG’e Cumhurbaşkanlığı eliyle Mayıs 2011’de yeni kayyum atandı. Kayyum, 31.05.2011’de ilk genel kurul toplantısında Genel Kurul’da üyelerin seçmediği Başaran Ulusoy’u başkanlığa getirdi.
Oysa kurumun tüzüğü gereği başkanın genel kurulda seçilmesi gerekiyor. Bunun için olağanüstü genel kurul kararı alındı. 30.07.2011’de yapılan ve basının alınmadığı olağanüstü genel kurulda Başaran Ulusoy başkanlığa seçildi.
Eski bir TURİNG’ci diyor ki:
“TURİNG’e yönelik operasyonun bir ayağı Cumhuriyet kurumunu ele geçirmek, bir ayağı da kasasında 41 milyon TL nakit parası ve aralarında Çeliktepe’de genel merkezin de olduğu 10.5 dönümlük arsası ve karayolu ile giriş yapılan sınır kapılarındaki işletmeleridir.”
Daha sonra Ulusoy kuruma aday olamıyor. Operasyona uygun olarak yerine Bülent Katkak aday gösterilip seçtiriliyor.
MTTB’li ve İlim Yayma Cemiyeti ve Birlik Vakfı üyesi olan Bülent Katkak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi AKP Meclis Üyesi... Katkak, AKP’nin İstanbul’da turizm ile ilgili yapmak istediği her işin başına koyduğu kişi... AKP’nin Katkak’ı görevlendirdiği işler arasında, 2010 Avrupa Kültür Başkenti, Beyoğlu Belediye Başkan Danışmanlığı, TÜRSAB Yönetim Kurulu üyelikleri de var. Bunlara son olarak bir de TURİNG Başkanlığı eklendi.
Turing şimdi bu hale geldi.
Bu konunun öyküsü çok daha uzun!
Malvarlığı
TURİNG, kasalarında birikmiş 41 milyon TL, Seyrantepe’de 10.5 dönüm pırlanta değerinde bir arsası, Edirne Kapıkule’de 100 dönüm arazi üzerinde turistik tesisleri, Sultanahmet’te Yeşilev, Soğukçeşme Sokak’ta konakları, Sarnıç Restoran, konukevi, Büyükada’da köşk, Safranbolu’da evleri, Antalya sur içinde yeni satın alınmış bir oteli, Fenerbahçe Parkı’nda tesisleri var.
GÜNÜN SÖZÜ
“Çektiğimiz ıstırabın, başımıza gelen bu dertlerin, felaketin panzehiri çok çalışmak...”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz KOCAOĞLU
Özel: Türk Lirası imi ¨sayıdan önce kullanılamaz!
TÜRKÇENİN mantığını zorlamak, dahası bozmak için ne gerekirse yapılıyor. İşin acı yanı, bu yanlış gidişin ve uygulamaların başını devlet kurumları çekiyor. Yıllardır yabancı adlandırmanın, yabancı dille eğitimin sakıncalarını anlatıyoruz. Acı olan şu ki bu yanlış gidişi ve uygulamaları devlet kurumları ve üniversite yönlendiriyor.
Türk Lirası’na bir simge bulundu, yine devlet kurumlarının yönlendirmesiyle şöyle kullanımlar ortaya çıktı:
¨ 134...
¨ 134+KDV...
Bu kullanımları şöyle okuyacaksınız:
Türk Lirası 134
Türk Lirası 134+KDV...
Bu, Türkçenin biçim bilgisine, tamlama kurma mantığına uymayan, İngilizcenin mantığını Türkçeye zorla, öykünerek uygulayan bir kullanım biçimidir.
Ne yazık ki bu zorlama kullanım biçimleri çok uzun zamandır Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının ortak dili Türkçeye büyük zararlar vermektedir.
Öteden beri, “Hotel Çiçek; Otel Çiçek; Cafe Çiçek; Restoran Çiçek; Cinema Çiçek; Coiffeur Çiçek...” gibi kullanımlarla Türkçeyi yaralayanlar, şimdi de bu yanlışları TL simgesini yanlış yerde kullanarak derinleştiriyorlar. Ne acı ki bu yanlışa devletin kurumları ve üniversite yol açıyor.
Türkçeye saygısızlık ötesine geçen bu yanlış kullanıma çanak tutanları kınıyoruz!
Sevgi ÖZEL - Dil Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Prof. Sönmez’den bakana hatırlatma
BALIKESİR Havaalanı’na Balıkesir Koca Seyit Havaalanı isminin verilmesini büyük memnunlukla karşıladık. Şimdi sıra Erzurum Havaalanı’nın, ‘Erzurum Nafiz Kotan Havaalanı’ olarak değiştirilmesine geldi. Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal’e Nafiz Kotan’ın armağan ettiği 4 uçaktan birisinin birebir modelininin (450 kg. replika) tavana asılması sırasında Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali
Yıldırım “Nafiz Kotan ismi
Erzurum Havaalanı’nda ebediyen yaşayacaktır” şeklinde bir müjde vermişti. Şimdi bakanımızdan bu sözünü yerine getirmesini bekliyoruz.
Prof.Dr. Bingür SÖNMEZ
‘Yılmaz’ın Patrikhane ziyareti kayıtlarda yok’
DİYANET İşleri’den dün ‘İmam-cemaat meselesi’ başlıklı, Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde başdanışman olarak görev yapan Necati Güngör’ün sözlerine karşı şu açıklama gönderildi: “Bugün (dünkü) köşenizin bir bölümünde konu edindiğiniz eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz’ın 1992 yılında gerçekleştirdiğini iddia ettiğiniz Patrikhane ziyareti Başkanlığımızın resmi kayıtlarında ve arşivlerinde bulunmamaktadır. Bu nedenle Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne gerçekleştirdiği ziyaret, resmi kapsamda bir ilktir. Konunun köşenizde düzeltilmesi hususunu önemle rica eder, kolaylıklar dilerim.”
Dileriz, bu ‘resmi’ açıklama da bir gazete kupürü ya da ziyarete tanık olanların açıklamasıyla yalanlanmaz!
Paylaş