TSK’da kim ne maaş alıyor

BİR okurun “Askeriyede bütün sınıfların yıpranma payı aynı mıdır?” sorusuna Türk Silahlı Kuvvetleri ayrıntılı bir açıklama yaptı.

Haberin Devamı

Dün bu açıklamanın ilk bölümünü yayınladık; TSK’da ücret farkları nedir bölümünü yayınladık. Bugün de, açıklamaya dayalı olarak askeri sınıflar arasında kim, ne maaş alıyor sorusunun yanıtını veriyoruz.
Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü’nün gönderdiği açıklamanın ikinci bölümü şöyle:
Soru: Bütün sınıfların yıpranma payları aynı mıdır? (İç güvenlikte, mekanize birlikte, hudutta çalışan veya yardımcı sınıf olarak karargâhta ve geri hizmette çalışan personelin yıpranması aynı mıdır? Eğer aynıysa çalışma şartları ve riskleri aynı mıdır?)
Cevap: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 40’ıncı maddesi ve 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’nun 32’nci maddesi gereği, bazı meslek kollarına her bir hizmet yılı için 60-180 gün arası yıpranma payı eklenmektedir. Bu kapsamda TSK’da görev yapan tüm subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaşlar ile sözleşmeli erbaş ve erler için bu süre yıllık 90 gün olarak belirlenmiştir.

Haberin Devamı

YABANCI ÜLKELER

Ayrıca, detayları 5510 Sayılı Kanun’da yer alan;
-Seferberlik, harp hali, Anayasa’nın 92’nci maddesi veya Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca yabancı ülkelerde harekâta katılan personele, bu durumlarda geçen fiili hizmet sürelerinin her bir yılı için altı ay itibari hizmet süresi verilir (Kıbrıs’ta görev yapan personel bu kapsamdadır). Bu nedenlerle eklenecek itibari hizmet sürelerinin toplamı, üç yıldan fazla olamaz.
-Uçucu, denizaltıcı, dalgıç, kurbağa adam ve paraşütçülere bu görevlerde geçirdikleri fiili hizmet sürelerinin her bir yılı için üç ay itibari hizmet süresi verilmektedir.
Yukarıda sayılanların haricinde, yasal olarak, herhangi bir görev için itibari hizmet süresi belirlenmemiştir.

RİSK EŞİT DEĞİL

Soru: TSK içerisinde çalışan muharip personel (piyade ve tank) eşitlikle birlikte gelen adaletsizlikten yakınmaktadırlar. Eşit yıpranma, eşit atama ve eşit ücret. Bu ilk bakışta çok güzel görülebilir, ama iş eşit değil, şartlar eşit değil ve risk eşit değil. Birine öl derken, diğerine ekmek yap, bandoculuk yap, hesap yap, harita çiz diyorsun, sonra da siz hepiniz aynı haklara sahipsiniz diyorsun.
Cevap: TSK’da görev yapan personelin maaş ve özlük hakları; sınıf, rütbe, eğitim, uzmanlık alanı, iş riski, iş güçlüğü, teminde çekilen güçlük, yetki, sorumluluk, kadro ve görev yeri gibi özelliklere göre farklılık arz etmektedir.
5510 Sayılı Kanun gereği TSK’da görevli tüm personelin yıpranma payı (fiili hizmet zammı) aynı olmasına rağmen, personelin tecrübesi, eğitimi, görevi ve sorumluluğu dikkate alınarak maaş ve özlük hakları ile sosyal imkânlarının farklılaştırılmasına özen gösterilmektedir.
Örneğin, ikmal sınıfına mensup karargâhta görevli bir yüzbaşı ile;
-Birlik komutanı ikmal yüzbaşı arasında 172 TL,
-Bölük komutanı piyade yüzbaşı arasında 439 TL, komando bölük komutanı ise 685 TL, paraşütçü ise 937 TL,
-Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda paraşütçü niteliğe sahip kol komutanı ise 1.307 TL, aynı zamanda iç güvenlik harekâtı bölgesinde görevli ise 2.641 TL maaş farkı bulunmaktadır.

FARK 172’DEN 2.641’E

Dolayısı ile yüzbaşı rütbesindeki muharip ve yardımcı sınıfa mensup iki subay arasında; sınıfına, görevine, görev yaptığı birliğe ve eğitimine göre 172 TL ile 2.641 TL maaş farkı oluşabilmektedir.
Soru: Mağdur olan personel aile bütünlüğünü koruyamadıklarını (boşanmaların çoğunluğunun muharip personellerden olduğunu) ve çocuklarına iyi bir gelecek veremediklerini belirtmektedirler.
Cevap: TSK personeli; mevcut mevzuat ve atama planlamaları dahilinde kadrosuna ve sınıfına uygun olarak atama ve yer değiştirmeye tabi tutulmaktadır. İddia edildiğinin aksine; muharip sınıf subay/astsubaylarda boşanma oranı, yardımcı sınıf subay/astsubaylardan daha düşüktür. Gerek doğu gerekse batı garnizonlarına atamalarda garnizon imkânları da göz önüne alınarak adil bir dönüşüm sağlanmaktadır.
Sonuç olarak, TSK muvazzaf personeli olmak, şerefli üniformayı üzerinde taşımak bir ayrıcalıktır. TSK mensubu olmak, her türlü maddi çıkarın dışında ülkeye en iyi ve en verimli bir şekilde hizmet etme ayrıcalığı tanımaktadır. Bugüne kadar bu anlayışla hizmet edilmiş, bundan sonra da bu anlayışla hizmet etmeye devam edilecektir. Personelin sosyal hakları tarafımızdan yakından takip edilmekte olup, adil bir yönetim tarzı benimsenmektedir. Konu hakkında takdir yetkisi yüce Türk milletinindir.

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

-ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Resim Anabilim Dalı Öğretim Elemanı N. Göksun Say-Yener’in Çağdaş İkonlar 1993-2013 sergisinin yarın Çanakkale Tubingen Troia Vakfı Manfred O. Korfmann Kütüphanesi’nde açılacağını...
-RAHMİ Saltuk’un ‘Türküler ve Anılar Konseri’ni 9 Ekim’de saat 21.00’de İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu–Fuar’da vereceğini...
-TÜRKİYE’nin ilk balerini olup yetiştirdiği öğrencileri ile sanat dünyamızda ayrı bir yeri olan Kaya İlhan’ın vefat ettiğini, cenazesinin bugün Ortaköy Afife Jale Sahnesi’nde gerçekleştirilecek törenin ardından Bebek Camisi’nde kılınacak öğle namazından sonra Aşiyan Mezar-lığı’nda toprağa verileceğini...
-PİRİ Reis Dünya Harita-sı’nın 500. yılı nedeniyle yarın10.00-17.00 saatleri arasında İTÜ Vakfı Sosyal Tesisleri Konferans Salonu‘nda (İTÜ Maçka Yerleşkesi) etkinlik düzenlendiğini.
-TOPKAPI Surları dışında Merkez Efendi’deki Yenikapı Mevlevihanesi’nde bu hafta
Mevlevihane ile ilgili
100 fotoğrafın sergilendiğini (www.tas-istanbul.com).

İtibar Yönetimi Konferansı’nda kimler, ne dedi?

Haberin Devamı

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün himayeleirnde, İtibar Yönetimi Enstitüsü tarafından Kadir Has Üniversitesi işbirliği ve ev sahipliğinde 2. Uluslararası İtibar Yönetimi Konferansı, iş dünyası ve akademik çevrelerin katılımıyla başladı.
‘Sağlık, İletişim ve Finans Sektörlerinde İtibar Yönetimi’ ana temasıyla gerçekleşen konferansın açılış konuşmasını yapan ‘İtibar Yönetimi Enstitüsü’ Başkanı Orhan Samast; “İtibar kavramını çok iyi bilen ve itibar stratejileri oluşturarak uygulanmasına öncülük eden uzman isimleri ülkemizde ağırlamaktan çok mutluyuz. Ülke olarak büyümemizi sürdürülebilir bir şekilde devam ettirmek istiyorsak her sektörde itibar kavramını ele almamız ve her sektör için ayrıntılı itibar stratejileri oluşturmamız gerekiyor” dedi.
- Samast, 2013 hedeflerine ulaşmak için etik ilkeleri yaşamın her alanında benimsemiş kişi, lider ve işletmelere ihtiyaç duyulduğunu belirttiği konuşmasına şöyle devam etti; “Tüm dünyada sorumluluk sahibi, değer üreten sistemlere ve kuruluşlara itibar edilmektedir. Her an her yerde her türlü bilgiye ulaşılabilen bir dünyada itibarını yönetmeyen kurum ve kuruluşların ayakta kalması çok zor. Bu sebeple, çok sofistike bir kavram olan itibar üzerine daha fazla çalışma yapmamız gerekiyor. İtibar üzerine tartışmalar yapmalı ve itibarlı kişi, kurum ve kuruluşlardan oluşan bir ekosistem oluşturmalıyız. Ülkemizi bu ekosistemin sonuçları itibarlı hale getirecektir.”
- 2. Uluslararası ‘İtibar Yönetimi Konferansı’ kapsamında konuşan Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın ise itibar yönetimine üniversite olarak verdikleri önemi vurguladığı konuşmasında sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye’de yeni kavramların oluşması ne kadar kolaysa devamlılıklarının sağlanması da bir o kadar zordur. Türkiye’de itibar kavramının tartışılmamış olması çok büyük bir eksiklikti. Bu alanda akademik çalışmaları desteklemek üzere uluslararası bir konferans yapma fikri ilk ortaya atıldığında, bu konunun bir üniversite olarak bizim için ne kadar önemli olduğunu düşünerek, ilerlemeye karar verdik. Geçen sene ilkini gerçekleştirdiğimiz ‘İtibar Yönetimi Konferansı’nın bu yıl daha yüksek bir katılımla ve daha detaylı ele alınarak ikincisini gerçekleştirmenin gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz.” Aydın konuşmasına şöyle devam etti:
“İtibar ve güven konusu her alanda önemli olmasına karşın üniversiteler için çok daha büyük bir önem teşkil ediyor. Üniversiteler ne kadar doğru işler yaparlarsa yapsınlar toplumda bir itibarları olmadığı anda maalesef yaptıklarının sonuçlarını alamıyorlar. Tasarlanmış kağıtlara basılan bilgilerden oluşan ‘diplomalar’, üzerlerinde üniversitelerin logoları ve rektörlerin imzalarının yer alması ile itibar kazanıyor. Aslında burada itibar edilen, diplomaların üzerindeki logo ve imzaların arkasındaki kurumların gücü ve bunun halk nezdinde kabul görmüş olmasıdır. Günümüzde teknoloji ve sosyal medyanın gelişmesi ve hepimizin hayatının bir parçası olması sonucunda ortaya çıkan hızlı itibar kazanma ve kaybetme olgusu karşısında artık bireylerin olduğu kadar, üniversitelerin de çok daha dikkatli hareket etmeleri gerekiyor.”
Uluslararası ilişkilerde devletlerin itibar kavramlarına da değinen Aydın konuşmasına şöyle devam etti:
“Bir ülkenin sahip olduğu güç tank, top ya da tüfek ile değil, dünya çapında sahip olduğu itibarı ile ölçülüyor. Türkiye’nin her zaman bir imaj problemi oldu ve maalesef hiçbir zaman hak ettiğini düşündüğümüz şekilde algılanmadık. Bunun sebeplerinden birinin de itibar yönetimine zamanında başlamamamız olduğunu düşünüyorum. Artık bu konu üzerine kurulan bir enstitünün var olması ve üniversite olarak bu konferansın bir parçası olmak bize umut ve gurur veriyor.”
Bu yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası İtibar Yönetimi Konferansı; itibar yönetimi konusunda dünyanın en önemli kuruluşu olan Reputation İnstitute Yöneticisi Nicolas Georges Trad’ı ağırladı. Trad, yaptığı konuşmada “Pekçok küresel şirkette itibar yönetimi en üst düzeyde başlar. Bugün paydaşların haklarını, elindeki araçları nasıl yönettiği, şirket içi ve dışı olmak üzere önemli bir durumu ortaya koyuyor. Güven varsa bir şirketin itibarı daha yüksek olacaktır. İtibarınız ne kadar iyiyse insanlar sizi o kadar destekleyecektir. Gerçek finansal değer ile şirket itibarı arasında önemli bir ilişki vardır. Günümüzde iyi itibar daha iyi finansal sonuç anlamına geliyor. İtibar nihai bir hedefe götüren en önemli yollardan birisidir” dedi.

Haberin Devamı

KADİR HAS, AVŞAR’IN TUZAĞINA DÜŞMEMELİYDİ

- Türk sanat hayatının marka isimlerinden Hülya Avşar’ın “Yaşamda İtibar” başlığı altında yaptığı konuşma katılımcılar tarafından ilgiyle izlendi. Hülya Avşar, konferansta yaptığı konuşmasında dedi ki:
“Türkiye’de itibar kavramı giderek artan bir öneme sahip. Günümüzde kişi ve kurumların itibarlarına daha çok önem verdiklerini gözlemliyoruz. Esasen itibarı getiren en önemli unsurların başında donanımlı olmayı görüyorum. Tabii ki televizyon dünyası bu konuda hızlı yol alıyor. Senelerdir gerek sinema hayatım, gerekse sanatçı kimliğimin bana kazandırdığı itibarın temel noktasını bu alanlarda donanımlı olmama bağlıyorum. Bizim işimizde sabır çok önemli, itibar kavramı da bu sabrın sonunda kazanılan çok önemli bir özellik. Bu çerçevede bu tarz konferansları konuya olan duyarlılığı ortaya koyduğu için çok önemsiyor, daha çok sayıda konferans düzenlenmesini diliyorum.”
(Böyle bir konferansa, ilgili firma tarafından altına verilen lüks bir otomobille gelen Avşar’ın ilginç görüşlerinden sonra dışarda bu arabayı gören konuklar tarafından biraz ‘ayıp’ olarak karşılandı. Hülya Avşar’ın böyle bir arabayla reklam yapması ‘İtibar Konferansı’na gölge düşürdüğü biçiminde yorumlar yapıldı. Kadir Has gibi bir üniversitenin bu tür bir reklam ‘oyuna’ alet olmaması gerekiyordu.)
- 2. Uluslararası ‘İtibar Yönetimi Konferansı’nın öğleden sonraki ‘İletişim ve İtibar Yönetimi’ oturumu İtibar Yönetimi Enstitüsü Başkanı Orhan Samast tarafından yönetilecek olup, İletişim Danışmanları Derneği Başkanı Ali Cem İlhan, Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Kemal İlter, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Levent Erden ve Bersay İletişim Grubu Onursal Başkanı Ali Saydam konuşmacı olarak katılacaklar.
2. Uluslararası İtibar Yönetimi Konferansı hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için http://www.reputationconference.org/tr adresi ziyaret edilebilir.

Haberin Devamı

KİMLER KATILDI

Öğle yemeğinde bir grup gazeteciyle bir araya gelen isimler şunlardı:
Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, üniversitenin İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı-Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Başkanı Prof. Dr. Banu Baybars Hawks, Reputation Institute Yönetim Kurulu Üyesi Nicolas Georges Trad, Güney Afrika Pretoria Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ronel Rensburg, Weber Shandwick Baş İtibar Stratejisti Dr. Leslie Gaines-Ross...

‘İYE’ NEDİR

İtibar Yönetimi Enstitüsü (İYE), 2011 yılında Ankara Valiliği onayı ile bağımsız bir enstitü olarak çalışmalar yapmak üzere kuruldu. Türkiye’de alanında kurulmuş ilk enstitü olan İtibar Yönetimi Enstitüsü, itibar yönetimi konusunda bilimsel, teknik, sosyal ve kültürel faaliyetler yürütmek, ulusal ve evrensel değerlere sahip, itibarlı birey, topluluk, kuruluş ve kurumlardan oluşan toplum meydana getirmek üzere kamu yararına faaliyet gösteren kuruluş olmak amacı ile kurulmuştur. Enstitü vizyonu, itibar yönetimi alanında ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyet gösteren tarafsız, güvenilir ve etkin bir kuruluş olmaktır.
www.iye.org.tr

Astsubaylardan mektup

E. Per. Kd. Bşçvş. Asb. Güçbirliği Platformu Sözcüsü Ersen Gürpınar yazıyor:
Örgütsüz toplumumuzda sesimizin duyurulmasında üstlendiğiniz misyon her türlü takdirin üzerindedir. Sağ olun, var olun.
Zat-ı alinizden şahsım ve meslektaşlarım adına bir istirhamda bulunabilir miyim? TSK, yazınız üzerine yaptığı açıklamalara devam edecekmiş eli değmişken, bir de şu sorumuzu yanıtlayabilir mi? Yardımınız yüzbinlerce astsubay ve ailesinin gönlünde değerlendirilecektir.
Talebimiz şudur:
“Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin ortak sıkıntılarını hepimiz biliyoruz, ancak bir üniforması kefen olan çok ağır görev koşulları ve sorumlulukları olan astsubaylar önyargılarla büro memuru statüsünde görülüp, aynı tahsile tabi oldukları birçok kamu görevlisinden daha alt derece ve kademeden göreve başlatılarak hak ettikleri tazminatları ödenmiyor.
TSK bu önyargılı adaletsizlik hakkında ne düşünüyor?”

Yazarın Tüm Yazıları