Paylaş
Kara yobazlara ders veren köy imamından anlamlı sözler
Bu olay üzerine bir başka köye sürülmüştü imam Soyturk... Bu olayı yazarken, bikini-haşema üzerindeki sözleri arasında bize "İçki içenlere hoşgörülü olmak gerektiğini" de söylemişti.
Vay, sen misin bunu söyleyen; ’ahlak bekçiliği’ne soyunan Vakit’in bir muhabiri kendisini telefonla arayarak sorgulamış, "yazını tekzip et" demiş. Hadi oradan git demiş, karşısındakine... Bunu dün çektiği fakstan öğreniyoruz. Hüseyin Üzmez olayı üzerine; yobazların ders alması gereken güzel bir yazı göndermiş. Özetle diyor ki:
"Bundan 1500 sene önceki koşullarda söylenmiş söylemlerin doğru yorumunu yapabilmek için o söylemlerin niçinini-nedenini irdelemek gerekir. Yani işin özüne inmek gerekir. Dinimizdeki yasak ve emirler kişilerin ve toplumun yararını gözetir. Dindeki hiçbir kural aksine yorumlanamaz. Sanayi devrimi ile birlikte baş döndürücü bir biçimde gelişerek değişmiştir. Dünya peygamberler çağının dünyası değildir artık. Peygamberimiz Hz. Muhammet de bu gelişmeyi görerek kendisinden sonra bir daha peygamber gelmeyeceğini bildirmiştir.
KURAN BİR BÜTÜNDÜR
Parça parça değerlendirmek onu yanlış anlamamıza neden olabilir. Kendi kendimize Kuran’ı bütünüyle göz önüne alarak ana fikri ne olabilir diye bir soru yönelttiğimizde; bir soru üzerine peygamberimizin verdiği "Din güzel ahlaktır" cevabının ne kadar isabetli olduğunu görürüz.
Şekilci yaklaşımlarla iyi Müslüman olunamaz. Çok kısa sürede Emeviler tarih sahnesinden silindikleri halde İslam’ın özünü kavrayan Türkler, Selçuklu ve Osmanlı’dan sonra hálá vardır. Eğer Anadolu’da İslam medeniyeti devam edecekse bu dinde şekilciliğin terk edilip dinin özüne dönülmesi ile olacaktır."
SAPIKLIK ÖRNEKLERİ
Düşüncelerinden dolayı üç kez sürülmüş olan emekli imam Ahmet Soytürk "Toplumumuzda ’Hüseyin Üzmez olayı’ndan daha vahim olaylar yaşanmaktadır" diyerek şu örnekleri veriyor:
" Ahlaksızlığı sebebiyle imamlıktan odacılığa sürgün edildikten sonra emekli olunca, iktidar partisinde ilçe yönetiminde görev aldığı için, ilçenin müftüsünden üstün hizmet ödülü alan cinsel sapığa şahidim.
Kayınpederi tarafından tacize uğramış bir gelinin köy imamı olarak bana sığınmasına tanık oldum.
Arkamda beş vakit namaz kılan bir hacının, 12-13 yaşındaki kız çocuğuna elle sarktığı şikayetini aldım.
Babasının torpili ile görevli olduğu köye hiç gitmeden üç yıl devletten maaş alan müftü evladı yüzünden bunları şikayet ettiğim için çeşitli bahanelerle soruşturuldum.
Müftüye iyi yalakalık yaptıkları için hac ve umreye gönderilen imamlar gördüm.
Dindar diye tabir edilen insanlarımız amellerinde Tanrı rızasını kazanmayı amaç edinirler.
İslam’ı şekli olarak yaşayıp da Tanrı rızasını amaç edinenler de vardır.
Bunlara bilinçsiz Müslüman denilebilir. Neyin ne olduğunu iyi bildikleri halde dinin şekilci yüzünü ön planda tutarak dindar gözükenler vardır ki işte bunlar tribünlere oynarlar.
Bunlara da ’tribün Müslümanları’ denir.
İçki içenlere de hoşgörü ile baktığını söyleyebilen bir imamı sorgulamaya kalkan ’tribüncüler’, kendi hırsız ve dinsel sapıklarını sorgulayamazlar!"
Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, geçmişte bu tür durumlara karşı açık tavır koysaydı, bugün Hüseyin Üzmez için "Utanıp gizleneceğine konuşuyor" diyerek isyan noktasına gelmezdi.
Obama, antipatiyi sempatiye dönüştürür mü
SON günlerde dünyada ve Türkiye’de olanlarla ilgili iki konuda naçizane fikirlerimi aktarmak istiyorum.
Black-white BEYAZ Saray Beşiktaşlı oldu. Işık İŞGÜDEN |
Paylaş