AHMET Eray Atay, daha önce Mahalli İdareler Kontrolörü’ydü. 2004 seçimlerinden sonra Maltepe Belediyesi Başkan Yardımcılığı’na getirildi; kısa bir süre sonra da Tekel Genel Müdür Yardımcısı oldu. 2006 yılı ağustos ayında da Tekel Sigara Sanayii Genel Müdürlüğü’ne atandı.
Atandıktan iki ay sonra kendisine bağlı fabrika müdürlerinin doğrudan alım yetkilerini 29 milyar TL’den 5 milyara indiriyor; bunun üstündeki alımları kendi yetkisine alıyor.
(Aslında belediye hudutları dahilindeki işletmelerin direkt alım yetki limitlerini artırma-azaltmaya kanun gereği Yönetim Kurulu yetkili değil mi?)
Tuhaftır.... 12.12.2006’da NGN Makina Prodüksiyon Sanayi Ticaret Ltd. Şti. (NGN) adlı bir şirket kuruluyor. Sahipleri karı-koca Sevinç-Fuat Erkut Korkut’un kurduğu şirketin adresi; Tarabya’daki Sevgi Sitesi’nde 8/1’deki daire olarak gözüküyor.
Tesadüf bu ya; Samsun Sigara Fabrikası’nın yedek parça ihtiyaçları, bu firma üzerinden alınmaya başlanıyor. Ne yazık ki, bu firmanın Türkiye’de mevcut Tekel haricindeki sigara fabrikalarına bir tek yedek parça satışı yok. Çünkü Samsun’a kestiği fatura numaraları birbirini takip ediyor.
Firmanın sadece Samsun için kurulduğu anlaşılıyor.
(Bu konuda bir başmüfettişin Atay’ın böyle yetkisi olmadığına ilişkin yazısı üzerine soruşturma yapıldı mı? Daha önceki yazılarımızda bahsetmiş olduğumuz Kaya Makina, yetki limitlerinin düşürülmesinden sonra Cevizli’deki sigara fabrikasına ne kadar yedek parça satmıştır?)
BALLI İŞLER
2007 yılında Türkiye’nin en çok satan Tekel-2001 sigarasının 500 milyon adet sert kutu ve 50 milyon adet karton kutu (10 paket sigaranın konulduğu kutu) ihalesi açılıyor. Tekel’in Cevizli’deki ambalaj fabrikasında basılan bu malzemelerin söz konusu fabrikadaki işçiliğin yüksekliği gerekçe gösterilerek 6.4 milyon dolarlık iş Manisa’da yerleşik Egem Ambalaj firmasına veriliyor. (Ancak bu sırada Tekel’in özelleştirilmesi ihalesi gündemdedir... Diğer taraftan ambalaj fabrikasından işçi çıkartma olmadan iki vardiyalı çalışmasına da devam ediliyor.)
Şubat 2008’de, sigara fabrikalarının satışından sonra (henüz devir yapılmadan) bu malzemelerin %25 daha fazla yaptırılması isteniyor.
Bu ballı alışverişler, Tekel camiasında dillendirilmesine rağmen yönetim tarafından hiçbir işlem yapılmaması dikkat çekiyor. Sadece Egem Ambalaj’a verilen işten dolayı Tekel’in zararının 1 trilyon olduğu tespit edilmesine rağmen sorumlular hakkında hiçbir işlem yapılmaması dikkat çekiyor.
Ahmet Eray Atay ismini unutmadınız değil mi?
GARİP İSTİFALAR
Bu arada Tekel Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Çalışkan, 2007 Temmuz’unda Tütün Üst Kurulu Başkanlığı’na atanıyor. (Çalışkan’ı hatırlatmak gerekiyor. Ünlü ’2. el’ sert paket makinesi alımında Tekel’in ve Hazine’nin ’zararı olmadığını’ mahkemeye yönetim kurulu başkanı olarak bildirerek sorumluların beraatini sağlayan ancak daha sonra kendi müfettişlerinin belirlemiş olduğu 59 milyar TL zararın ödenip ödenmediğini sorduğumuz kişi... Cevap mı, maalesef yok!)
Bu atamadan kısa bir süre sonra Kazım Çalışkan, Ahmet Eray Atay’ı, Tütün Üst Kurulu Başkan Yardımcılığı’na atıyor.
Ne gariptir ki Atay, altı ay kadar sonra AKP’den Maltepe Belediyesi aday adaylığı için görevinden istifa ediyor. Kazım Çalışkan ise yaklaşık 15 gün kadar önce beş yıllığına atandığı Tütün Üst Kurulu Başkanlığı’ndan (müsteşar düzeyinde) istifa ediyor ve THY Personel’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’na atanıyor. Tekel’deki dostları, atandığı yeni görevi idari yönden ’tenzili rütbe’ sayıyorlar ve "Acaba başka bir şeyler mi döndü de, istifaya mı zorlandı?" diye konuşuyorlar.
Bitmedi, bu ikilinin yolları Bitlis sigara fabrikası depolarının Deniz Feneri’ne kullandırılması olayında da çakışıyor... O tarihlerde Çalışkan’ın Tekel Yönetim Kurulu Başkanı, Atay’ın ise Tekel Sigara Sanayii Genel Müdürü olduğunu unutmayın... Şu anda her ikisinin de, depoları usulüne uygun olmayan biçimde Deniz Feneri’ne kullandırmalarından dolayı Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nca haklarında işlem yapılmakta olduğu da iddia ediliyor.
Bu kişilerin AKP’de koruyucuları ve kollayıcıları kimdir?
(Bilgi: Tekel’in içki fabrikalarının özelleştirilmesinden sonra sigara bölümünün de BAT’a devri 24.6.2008’de tamamlandı. Ancak tasfiye işlemlerinin ne zaman bitirileceği bilinmemekle birlikte, halen üç genel müdür, 14 genel müdür yardımcılığına ve diğer üst görevlere atamaların devam etmesi ilginçtir...
AKP’ye ’partizanlık suçlaması’
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Erdoğan’a soruyor: "Yerel seçimlerle ilgili seçim takviminin hız kazandığı bir dönemde, AKP örgütlerinin devlet imkanlarını ve yetkilerini kullanarak çalışma yaptıkları görülmektedir.
AKP’den aday olan başkan adayları, belediyelerin tüzel kimliğini kullanarak ilgili mülki birimlerle yazışma yapmakta ve belge toplamaktadır. Toplanan bu belgeler başkan adayı tarafından İlçe Seçim Kurulları’na sunulmaktadır.
Buna karşılık AKP’ye mensup olmayan Belediye Başkan adaylarının, İlçe Seçim Kurulu’na sunmak üzere ilgili mülki birimlerden belge toplamaya yönelik talepleri ise çoğu zaman ilgili birimler tarafından reddedilmektedir. Belge temin edilmeden İlçe Seçim Kurulları’na yapılan itirazlardan ise yine çoğu zaman sonuç alınamamaktadır. Kamu yetkisinin kötüye kullanılması, devletin AKP’nin emrine sokulması sebebiyle seçim güvenliğinin bu anlamda da ihlali durumu söz konusudur. Toplumdaki ayrışmayı artıran ve seçim güvenliğini tehlikeye sokan bu politikalardan kaçınmak gerektiği açıktır. Buna göre, yukarıda sözü edilen uygulamalara son verilmesi için genelge yayınlayacak mısınız?
Böyle bir genelgenin yayınlanmaması ya da bu konuda herhangi bir açıklama yapılmaması, bu sürecin hükümetin bilgisi dahilinde olduğu ve hükümet tarafından himaye edildiği anlamına gelmez mi?
Alınmadan önce Göksel kiminle yemek yemişti
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, VERSO Araştırma’nın sahibi Erhan Göksel’i yemeğe davet ediyor. "Konuşacağımız bazı şeyler var" diyor. "Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’yı da davet edebilir miyim? Sizinle tanışmak istiyor" diye soruyor.
"Hiçbir sakıncası yok" diye yanıt veriyor Göksel...
Bir arkadaşıyla birlikte TRT Genel Müdürlüğü’ne gidiyor; yemeğe Yönetim Kurulu üyeleri de katılıyor. Yemekli sohbet üç saat kadar sürüyor. Bunlar önceki çarşamba günü oluyor.
Göksel’i akşam saatlerinde evindeyken kendisini üç bakan ayrı ayrı arıyor; "Ne var ne yok" diye hal-hatır soruyorlar.
Ve ertesi sabah (perşembe) Erhan Göksel, kendisini koruyan daire tarafından gözaltına alınıyor.
Göksel’e bu gelişmeyi sorduk; "Evet doğru, ancak çok gücendim" dedi.