Tarikat ve
cemaat üyeliğinin neredeyse resmiyet kazandığı, bir unvan haline geldiği
Türkiye'de, eş dost ve akraba atamaları devam ediyor.
Sonra da endişesini bir şekilde açığa vuruyor:
‘‘Dokunulmazlığı kaldırırsak gece yarısı kapımıza polis dayanır, alır götürür.’’
Atamalarda parti örgütü yok;
'Tayyip Partisi'nin, yani Erdoğan'ın tanıdığı ve çalıştığı kişiler olması yeterli sayılıyor.
‘‘Hürriyet'in
'Cinnah Fısıltıları' köşesinde
'Başkan ve adamları' yazısında ‘‘Erdoğan bir ekip adamı... Her şeye ekibiyle gidiyor’’ diyor. Çok doğru bir tespit...
TOPLAMA KADROLAR
Gerçekte bugün AKP diye bir parti yok. Örgüt denilen de
'toplama kadro'lar...
İktidarı oluşturan isimler de
'Milli Görüş', 'Nakşiler' ve 'Fethullah Hocacılar' tarafından belirleniyor. Nihayet bunlar Abdullah Gül'ün bir genelgesi ile açığa çıkıyor; aman bu gruplarla yakın ilişki kurun demeye getiriliyor.
Ve neler oluyor?
Atanan bazı adamların hazırladığı yasa tasarıları, okula ihtiyacı olan
Türkiye'ye yeni camiler kazandırmayı amaçlıyor. 3194 sayılı
İmar Kanunu'nun Ek-2. maddesinde değişiklik yapacaklarmış.
Hazırladıkları yasa tasarısında ‘‘...İl, ilçe ve kasabalarda mülki idare amirinin izni alınmak, imar mevzuatına uygun olmak şartıyla ibadethane yapılabilir. İbadet yeri, imar mevzuatına aykırı olarak başka maksatlara tahsis edilemez. Kat mülkiyetine tabi ve müstakil binalarda ihtiyaç olması halinde ibadet yeri açılmasına, kat maliklerinin muvafakatlarının alınması ve plan tadilatı yapılması koşuluyla mülki idare amirince izin verilir’’ deniliyor.
OKUL MU, MESCİT Mİ
Yani, her evin altında bir
cami, bir
mescit vb. olacak... Şimdi bu tasarı kanunlaştığında,
‘Evinizin altına cami yapılacak, muvafakat verin' denilen vatandaş ne yapacak? Verse bir türlü, vermese bir türlü... Her şeyi tamam olan bir ülkemiz var ya!.. Okullar tamam, sığınaklar tamam, park yerleri tamam. Camiler ve mescitler eksikti! O da tamamlanıyor.
İbadete, ibadethaneye kimse karşı olmamalıdır. Ancak bundan birkaç yıl önce
Türkiye'ye gelen İran Cumhurbaşkanı
Rafsancani'nin kızının,
Esenboğa yolunda bu kadar çok cami gördüğünde nasıl şaşırdığını gazetelerde okuduk.
İbadetin her yerde yapılabileceğini, ama okumak için mutlaka okul gerektiğini anlamayan zihniyete dur diyecek yok mu? Yarın
Tayyip Erdoğan bile bunlardan rahatsızlık duymaya başlayacaktır.
Örümcek ağı ile sarılı bu kafalara karşı herkesin uyanık olması gerekmiyor mu?
Gerçekten
AKP iktidarı nereye gidiyor?
23 Nisan’a sabotaj!
ANKARA'da yapılan yeni kaldırım düzenlemelerine tepkiler:
ANITKABİR etrafında bilinçsizce yapılan kazı, bordür taşı, kaldırım taşı çalışmalarını kınıyorum. Tüm dünya çocuklarının geleceği 23 Nisan'a üç gün kala
Anıtkabir'in etrafının çamur deryası içinde kalmasını içime sindiremiyorum. Plansızca yapılan bu çalışma 23 Nisan törenlerine yapılan bir sabotajdır.
Tandoğan'dan gelip
Gençlik Caddesi'ne döndüğünüzde sizi koca bir levha karşılıyor;
'etrafa verdiğimiz rahatsızlıktan ötürü özür dileriz'. Önce bir önlemini al, 50 metreden itibaren ilerde trafiğin üç şeritten tek şeride düştüğünü haber veren levhaları koy. Kamyonları yolu keserek geri dönmelerini engelle de, bırak özür dileme. Zaten bu senin görevin, benim vergimi harcıyorsun.
(Umarız, bu çalışmalar Şişli'den bu sabah Anıtkabir'e gelecek 250 araca engel teşkil etmez!)
D.B.-Anıttepe-ANKARA Hayatımızda 1 ve 0’ın önemi
İSTANBUL'dan yönetici bir okurumuz, kişilik zafiyetine uğrayanlara bir gönderme yapıyor:
‘‘1982 yılı Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda 2. sınıf öğrencileri,
'Türkiye Ekonomisi' dersinin hocasını bekliyorlar. Sınıf, öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken sert görünümlü hoca kapıda beliriyor, içeriye kızgın bir bakış atıp kürsüye geçiyor.
Tebeşiriyle tahtaya kocaman
‘‘1’’ rakamı çiziyor.
‘‘Bakın’’ diyor.
‘‘Bu, kişiliktir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey.’’ Sonra 1'in yanına bir 0 koyuyor.
‘‘Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik 1'i 10 yapar.’’ Bir 0 daha:
‘‘Bu tecrübedir. 10 iken 100 olursunuz.’’
Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor:
Yetenek... Disiplin... Sevgi...
Eklenen her yeni 0'ın, kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca... Sonra eline silgiyi alıp en baştaki 1'i siliyor. Geriye bir sürü sıfır kalıyor ve hoca yorumu patlatıyor:
‘‘Kişiliğiniz yoksa, öbürleri hiçtir.’’
Sınıf, mesajı alıp sessizliğe gömülüyor.
Biliyor musunuz?
TRT Genel Müdürlüğüne aday olmak için başvuran
Haliç Üniversitesi'nden Doç.
Osman Özsoy'un, 40 yaşını doldurmadığı için -39- adaylığının geri çevrilmesi üzerine
‘‘O zaman neden milletvekilliği yaşı 25, başbakan olma yaşı da 30 olarak belirleniyor’’ diye tepki gösterdiğini...
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlıklarının birleştirilmesine karşı mücadele veren geçmiş hükümetlerin 13 Kültür Bakanı'nın Cumhurbaşkanı
Sezer tarafından yarın kabul edileceğini...
Biliyor musunuz?
MESAJ
GEÇEN hafta belediyenin yaptığı tiyatroya kavuşan
Çorlu'da Emniyet Müdürü
Ömer Ulvi Akcan'ın düzenlemesiyle, koleksiyoner
Mehmet Diktaş'ın fotoğraf kartpostallarından oluşan
'Avrupa'daki Türkiye' sergisi dün
Orion Alışveriş Merkezi'nde açıldı. 300'e yakın kartpostaldan oluşan ve bir ay açık kalacak olan ilginç sergiyi
Çorlu'da çeşitli temaslar yapan SHP Genel Başkanı
Murat Karayalçın da gezdi.