Savaştan önce Iraklıların
Amerikan tavuğu yediğini öğrendiğimizi belirterek, Bakan'a neler sorulmak istendiğini aktaralım:
‘‘Sayın Unakıtan... Milletvekili seçilinceye kadar,
Mustafa Topbaş'ın
Albaraka'sının sahibi olduğu
BEM Dış Ticaret Yönetim Kurulu üyesiydiniz. Bu firmanın tavukçuluk sektörüne ithal mısır ve bitkisel yağ gibi hammadde tedarik ettiğini biliyoruz. Tavukçuluk sektörümüz birkaç yıldır çöküntü içinde. Ünlü markalar
Mudurnu, Nar Piliç, Azim Piliç, Cem Piliç ve
Köytur'un başına neler geldiğini anlatmaya gerek yok.
Sayın
Unakıtan...
31.12.2002'de sona eren ihracatı destekleme primleri hálá neden açıklanmıyor?
Amerika ve
Kanada dünyayı beyaz etle doyuruyor; savaştan önce
Irak ile
Rusya bile
Amerikan pilici yiyor. Tonu 700 dolara, hem de kalça but... Bizim tavukçularımız ise iktidarların basiretsizliğinden ihracat yapamıyor. Güya şap hastalığı varmış tavuklarda. Bizim bildiğimiz şap hastalığı büyükbaş hayvanlarda olur. Neyse...
Kapasite yüksekliğinden dolayı yoğunlaşan rekabet nedeniyle de birbirlerini acımasızca batırıyorlar.
Sektörü yakından bilen kişi olarak, tavukçuluğun en az 1 milyar dolar ihracat yapabilecek altyapısının bulunduğunu bizim gibi siz de çok iyi biliyorsunuz.
Ne duruyorsunuz o zaman?
Ayrıca
AB ihracat yetkisi vermek için veteriner denetimini şart koşuyor. Bu nedenle
Tarım Bakanlığı'nın bu işlemin altyapısının hızlandırılması konusunda aracı olmanızı diliyoruz.’’
MISIR KARABORSAYA DÜŞTÜ
Peki mısır ithalatı ne olacak?
Tavukçu okurumuzun, bu arada mısır ithalatı konusunda da söyleyecekleri var:
‘‘Tarım Bakanı Prof.
Sami Güçlü ekonomist olduğu için tarım politikalarını doğal olarak yeterince bilemiyor. Nitekim, ithalata üç aydır izin verilmediğinden
mısır karaborsaya düştü; 140'tan 190 dolara kadar yükseldi. Fiyatların nereye gideceği belli de değil... İthalatçılar,
Irak savaşı nedeniyle
Amerika'dan
Akdeniz'e gemi göndermeye çekiniyorlar. Ayrıca her ocak ayında düşürülen fon nedense bu yıl kaldırılmadı. Ve bu nedenle mısır getirilmiyor. Karaborsacılar da göbek atıyor.
Unakıtan ayrıca
Güçlü ile görüşüp, damızlık yumurta ithalini bir ölçüde kısıtlarsa, sektör hiç olmazsa bir ölçüde nefes alır; tavuk üreten firmalar batmaz; insanlar da işsiz kalmaz.’’
Kozluklu’dan açıklama
KUZEY Irak'ta bulunan
Fuat Kozluklu, uydu telefonda konuşurken hatlar nedeniyle önceki gün anlaşılmayan bazı sözlerinin düzeltmeye muhtaç olduğunu söyledi. İsteği üzerine dün söylediklerini aktarıyoruz:
‘‘REUTERS kendi kadrolu veya geçici
(Fuat Kozluklu gibi) kadrosuz çalışanlarının dahi güvenliklerini her açıdan gözetip itina ile koruyor. Cephe bölgesinde görev yaparken yerel şoförlere dahi çelik yelek ve gaz maskesi gibi güvenlik sağlayıcı araç gereçler veriyor. Böylesine ciddi kurumsal bir anlayış söz konusu...
Bağdat'ta öldürülen kameraman
Reuters'ın 1993 yılından beri kadrolu olan en önde gelen elemanlarından biriydi. Serbest çalışan bir kameraman değildi.
Reuters tüm çalışanlarını
‘Asla yaşamınızı riske etmeyin. Önce can güvenliğiniz' diye kararlılık içeren bir ifadeyle her sabah ve akşam göreve başlarken uyarıyor. Hatta bu çerçevede emekli asker olan uzman güvenlik görevlilerini ekiplerinin yanında bulundurtuyor.’’
Bombalar fayı tetikler mi
FİZİK öğrenimi aldığını söyleyen bir okurumuz, ‘‘İsmimi yazmayın, size bir ihtimalden söz etmek istiyorum’’ diyor. Söyledikleri şu:
‘‘
Amerika,
Irak'a tonlarca bomba atıyor. İlk Körfez Savaşı'ndan sonra 1999 Gölcük depremi olmuştu. Şimdi ilkinden daha çok bomba ve tesirli bombalar atılıyor. Arap Yarımadası'nın,
Anadolu topraklarının
Kuzey Karadeniz fay hattını tetiklediğini deprem mühendisleri zaten söylüyor. Bu konuda bizim bilim adamlarımızın bir çalışması var mıdır? Bu bombaların yeni bir depreme bir etkisi olabilir mi?’’
CHP İstanbul kaynıyor
CHP İstanbul İl Örgütü’ne karşı beklenen direnişin başladığı gözleniyor. 600 delegenin yarısından bir fazla -muhtemelen 310 kadar- imza toplayan muhalifler,
Şinasi Öktem'in başkanlığındaki il yönetiminin düşürülerek yeni kongrenin yapılmasını istiyor.
Toplanan imzaların bugün veya yarın
Ankara'ya götürüleceği bildiriliyor. İmza verenler arasında
Mehmet Bölük, Cemal Canpolat, Cemal Özdemir, Ali Özcan ile
Cengiz Özyalçın; milletvekillerinden Prof.
Nurettin Sözen ve
Hasan Fehmi Güneş'in de bulunduğu söyleniyor.
İmzaların bugün genel merkeze gönderileceği bildiriliyor.
Bu gelişmeler olurken dün öğleden sonra Silivri Belediye Başkanı
Selami Değirmenci aradı ve
‘‘Beni partiden atıyorlar’’ dedi.
Neden?
‘‘
İstanbul ilinin bir toplantısında partimizin geleceği ile ilgili olarak bazı olumsuzlukları dile getirdim. Demek ki, parti içi demokrasiye inanılmıyor artık. Eleştirilere tahammül gösterilmiyor. Yapılan yanlışlar görülmek istenmiyor. Hataların devamı da partinin yıpranmasına neden oluyor. Ne yazık ki yolsuzluğu ve soysuzluğu bilmemem nedeniyle bunlar başıma geliyor. Belki böyle bir belediye başkanı olsaydım hakkımda bu işlem yapılmazdı. Bugün (dün) öğrendim, Merkez Yürütme Kurulu, kesin ihraç talebiyle beni Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk etmiş.’’
Bu arada eski il başkanlarından biri, bazı ilçelerde düşen ya da görevden alınanların yerine yapılan atamaların partiyi kucaklamadığını, dar kadroculuk yapıldığı belirterek, ‘‘Belediye başkanlığı seçimleri yaklaşırken
CHP'de daha çok kavga göreceğiz’’ dedi.
SADDAM’A
‘‘İnsanlar yüksek mevkilere ulaştıkça tanrılaştıklarını zannederler. Düştükleri zaman insanlıklarının da elden gittiğini görürler.’’
(Sokrates)