Paylaş
Geçen ş^urada alınan kararları ve gerçekleşme durumunu uzun tablolar halinde göndermiş... Not verecek olursanız ´orta´dan yukarı çıkmıyor. Bu nedenle Taşar geriye pek bakmak istemiyor; kendi çizdiği hedeflerini ortaya koymak istiyor. Sekiz ay içinde yeni sezonu büyük bir kampanya ile başlatmış; Almanya, Fransa, İtalya, Moskova, Suriye, İngiltere, Çin ve Japonya´ya özel heyetlerle gitmiş; acentecilerle birebir görüşmüş... Türkiye´ye ´demokratik, laik ve güvenilir bir turizm ülkesi´ imajını oturtmak istediğini söylüyor. Amaç 56 ülkede kesintisiz tanıtım ve 10 milyar dolar turizm geliri... Nitekim Avrupa´da 10 bin acente vitrininde bir ay süreyle Türkiye tanıtılıyor. Tanıtıma 50 milyon dolar ayrılmış... Geçen ay OECD ülkelerinden gelen turist sayısı % 26 oranında artmış... 2001´de dünya genelinde turizm hareketleri % 1.3 oranında küçülme yaşarken, Türkiye´nin %12.4 büyüme gerçekleştirilmesinin, yabancıların ´Türkiye´nin ritmini yakaladıklarını´ gösterdiğini söylüyor.
Sorumuz üzerine bakanlığın hazırladığı üç kitapta ANAP´ın iktidarda olduğu ve olmadığı dönemlerde turizm sektöründeki gelişmelerin fark edilebileceğini anlatan Taşar selefi olarak Erkan Mumcu´nun ünlü ‘Berlin Çadır´ı ve casinoların açılması konusundaki girişimlere yanıt vermek istemiyor; sadece ''Ş^ura bildirisinde casinolar konusuna yer verilmedi'' demekle yetiniyor. Çünkü rakiplerine koz verme ihtimaline karşı değerlendirme yapmaktan kaçındığı seziliyor.
Türkiyenin, Batı´nın ´aşçısı ve hancısı´ olduğu yolundaki eleştirilere karşı ise ''Zengin turist nedir ki... Gösterin de bulalım'' diyor. Taşar, 60 milyon turist, 50 milyon $ gelir hedefi için her yıl 100 milyon $ dış tanıtım, 100 milyon $ altyapı ve 250 milyon $ da, desteklemeye ayrılması gerektiğini anlatıyor.
Beni izleyin
TAŞAR, bakanlığın en yüksek danışma organı olan turizm ş^uralarının sektördeki yeni konseptlerin doğurduğu kaçınılmaz bir ihtiyaç olduğunu belirterek, ''Ş^ura, bakanın daveti üzerine üç yılda bir toplanır. Bakan gerektiğinde Ş^ura´yı olağanüstü toplantıya çağırabilir. Yani 2. Ş^ura´yı kişisel tercihimizin sonucu değil, tabi olduğumuz kanun ve yönetmelikler gereği topladık'' dedi. 450 ş^ura üyesinin 9 komisyon halinde üç gün süren çalışmaları sonunda son derece olumlu, somut ve uygulanabilirliği olan kararlar aldıklarını bildirerek şunları söyledi:
''Siyasal-sosyal-ekonomik ve kültürel alanlardaki bütün konseptlerde köklü değişimler ve yeni açılımlar gündeme getirilmiştir. Sektörde yeni vizyonlar, kalıcı ve sürdürülebilir yeni politikalar belirlemiştir.”
Taşar, ş^ura kararlarının k^ağıt üzerinde kalmaması için başta medya olmak üzere toplumun her kesiminin takipçi olmasını diledi.
Tayyip için halkı gaza getirmek
RECEP Tayyip Erdoğan´la ilgili olarak kim söze başlarsa birtakım kamuoyu anketlerinden bahsediyor.
Erdoğan´ın partisi % 29 oy ile birinci parti olacakmış. Erdoğan büyük olasılıkla başbakanmış filan gibi...
Kaynak, hiçbir zaman tutmamış, parayı verenin keyfine göre hazırlatılmış düzmece kamuoyu anketleri...
Erdoğan´ı iktidara halk değil, gerçeği yansıtmayan ısmarlama anketleri yazılarında ballandıra ballandıra sunan köşe yazarları getirecek.
Haksız mıyız? Bizim kararsız seçmenimiz, gazetelerde hangi partinin iktidara daha yakın olduğuna bakarak oy kullanmazlar mı?
ANAP döneminde bunun sayısız örneklerini yaşamadık mı?
Özal´ın seçeneksiz olduğuna kamuoyunu inandıranlar, ´ANAP yine kazanır´ havasını yayanlar bugün de aynı havayı Erdoğan için yaydıklarının farkında değiller mi?
´Tayyip nasıl olsa kazanır´ sinsi propagandasına bilerek ya da bilmeyerek piyon olanlara sesleniyorum:
´Tayyip, bu ülkede değil başbakan olmak, TBMM üyesi dahi olamayacaktır.´
Nasıl bu kadar emin olunabildiğini anlamak isteyenlerin yakın tarihimize bir daha göz atmaları gerekiyor.
Türk milleti neyi kazanıyor
40 yıldır MP bileti alırım. Sayısal loto ve şans topu çekilişlerinde sunucuların çok komik bir şekilde bir laf ettiklerine şahit oluyoruz. ''Türk milleti kazandı'' diyorlar.
Ben h^al^a hangi Türk milletinin kazandığını anlamış değilim. Toplanan hasılatın yarısından fazlası idare tarafından kesilip, ilgili kurumlara veriliyor.
Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir sistem olduğunu zannetmiyorum. Birkaç aydır hatta son MP çekilişinde büyük ikramiyeler hemen hemen hiç çıkmamakta ve satılamadığı beyan edilmektedir. Bu paraların ne olduğunu bilmiyoruz.
Sayısal ve şans topunda ikramiyeler diğer haftalara devredilirken, MP´de neden böyle bir uygulama yapılmıyor?
Namık SARI-Mezitli-MERSİN
Diyanet Vakfı bina mı arıyor
VAKIFLARLA ilgili yazılarınız ilginçti; Diyanet Vakfı ciddi şekilde denetlenmiyor, denetlense bile kendilerine yakın kişiler tarafından korunuyor.
Vakfın bol parası vardır.
Ankara´ya 20-25 km uzaklıkta bulunan Sincan, Pursaklar, Etimesgut gibi bölgelerin birinde 4-5 trilyona yakın bir bedelle bina almaya çalışmaktadır. Bu büyük bir israf değil midir?
Diyanet İşleri Başkanlığı´nın yeni yaptırdığı muhteşem bina ortada iken; bu konuda Vakıflar Genel Müdürlüğü ve bağlı bakanlık tarafından gerekli soruşturmanın yapılmasını arz ederim.
Ayşe-Mustafa Ö.-Yenimahalle-ANKARA
Hangi sandık
İSMET İnönü hükümetinin Maliye Bakanı ve ODTÜ´nün 1961-96 dönemi rektörü Kemal Kurdaş´ın geçen yıl yaptığı konuşmayı Türkiye Bilimler Akademisi bir kitapçık halinde yayınladı.
Kurdaş, ''Türkiye ekonomisindeki çöküş son 20 yılda Özal´ın vahim hataları ile başlamış ve onu takip hükümetlerce aynen izlenmiş ve bugünkü ürküntü verici durum ortaya çıkmıştır'' diyor.
Önceki akşam Necdet Menzir´in başkanlığını yaptığı Rumeli Yönetici ve İşadamları Derneği´nin yemeğine konuşmacı olarak katılan Süleyman Demirel´e, ''Bu iddiaya katılıyor musunuz?'' diye soruldu.
Demirel ''Katılmıyorum. Kurdaş değerli bir ekonomist ve maliyecidir, bu fikrine katılmıyorum'' demekle yetindi. Ayrıca ''Bugünkü sıkıntıları aramaya kalkarsak da Abdülhamit´e kadar ineriz'' deyince herkesi güldürdü.
İsmet Sezgin, Sakıp Sabancı, Cavit Çağlar, Şükrü Şenkaya, Mehmet Ağar, Mehmet Yıldırım, Atalay Şahinoğlu, Ali Şen, Orhan Keçeli´nin de katıldığı yemekte Demirel´in sorulara verdiği yanıtlar özetle şöyle oldu:
(Hükümet için) ''Seçim sandığı boya sandığı değildir. İşte bu çözümdür'', ''Şapka eskidiyse başı değiştireceğim, diyemezsiniz. Başı değiştiremezsiniz, şapkayı değiştirin'' (Hükümete yardım eder misiniz?) ''Taşıma suyla değirmen dönmez'', (Parlamentonun kalitesi) ''Halkın seviyesi parlamentonun seviyesi ile aynı seviyededir'', Türkiye´de siyasetçiye olan güven düzelmezse hiçbir şey iyi olmaz'', ''Türkiye %3 nüfus artışıyla devam ederse ne iş, ne okul bulabilirsiniz; işte o zaman sosyal denge bozulur.''
Demirel´den bir mesaj:
''Yarın dünyaya daha iyi bakın''
Bakkallara son çağrı
BİR grup bakkal esnafı, ziyaretimizde şunları anlattılar:
Pazar günü İstanbul Bakkallar Odası´nın seçimleri var. Köşenizde yolsuzluklarını sergilediğiniz eski başkan Boran Elmas için, kayyuma düşürdüğü Oda´mızın avukatı tarafından hakkında ´resmi evrakta sahtekarlık ve seçimlere hile karıştırmak´tan Fatih Savcılığı´nda suç duyurusunda bulunulduğunu biliyor musunuz? Yargıda hesap vermeden aday olmaya kalkışıyor. Söylendiği gibi yargıdaki ilişkilerine inanmak istemiyoruz.Kongre için gene para saçmaya başladı. Seçim harcamalarını nereden karşılıyor acaba? Bizim adayımız İsmail Keskin´dir. Üç yıldan beri görev yapan Elmas´ın hiçbir başarısı olmadığı gibi üç yılda Oda´mıza bağlı şirketleri 5 trilyon üzerinde borca sürüklemiştir. Bilgisayarlar, demirbaşlar ve şirketlerimizin tüm demirbaşlarına icra yoluyla elkonulmuş, şirketler tamamiyle kapatılmıştır. Bakkal kardeşimiz uyanalım; Boran´ın yalanlarına kanmayalım. Geleceğimiz; ‘Ver oyunu Boran´a vur kafanı duvara´ olmasın.
PANO
- ADD, Türk Hukuk Kurumu, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı´nın ´Köy Enstitüleri´ paneli 20.4.2002´de Yenişehir´de Türk Hukuk Kurumu Prof. Muammer Aksoy Salonu´nda. Sunuş; Metin Bostancıoğlu. Yöneten: Yekta Güngör Özden. Konuşmacılar; Canan Yücel Eronat, Osman Bolulu ve Dr. Niyazi Altunya.
- İSTANBUL Kantinciler Esnaf Odası, Çapa Öğretmen Okulu´nda kantin işletmecileri için ´ustalık kursları´ düzenliyor. (0212-631 32 96)
Paylaş