Paylaş
Bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olmanın şartları yurttaşlık bilgisi kitaplarımızda açıkça yazmaktadır. Demiyoruz “Almayalım” diye.
Bir on sene baraj koyalım, bağlılığını ispat edeni memnuniyetle alalım.
ANAP’ın eski milletvekili, Özal’ın ve Kahveci’nin danışmanlığını yapan Adapazarlı Yalçın Koçak, “Unutmayalım” dedikten sonra ekliyor:
“1989 Bulgaristan göçü sonrası demokratikleşme gerçekleşti, kimse seçimlere gitmedi. Zararı ‘Balkan Türklüğü’ çekti. Yarın Suriye’de seçmen lazım olacak, bugünden hesap ederek yanlış yapmayalım. Hükümet bana sormadan benim haklarımı kimseye vermesin. Referanduma götürülmemiş böylesine önemli bir konunun faturası çok ağır olur. Adapazarı ahalisi de böyle diyor, Tekirdağ ahalisi de... Din kardeşliği evet de vatandaşlık öyle ucuz değil. Tekkeye bile intisabın 12 şartı var, biline.”
Bu konuda çok eleştiri aldık... Birinde de şöyle deniliyor:
“CHP ve MHP, vatandaşlık verilecek Suriyeliler için neden konuşmuyor?”
“En az 100 bin mektup, binlerce faks ve yüzbinlerce e-mail Beştepe Külliyesi’ne ulaştırılmalıdır” önerisinde bulunanlar da var.
YUNANİSTAN’DAN TÜRKİYE’YE GENÇLER GÖÇ EDİYOR
YUNANİSTAN’dan İstanbul’a göç edenlerin sayısı günden güne artıyor. Halen İstanbul’da 800 civarında Yunanistan göçmeninin yaşadığı tahmin ediliyor.
İstanbul’daki Yunanistan göçmenlerinin kurduğu ‘Hava Baba’ adlı bir platform da var. RUMVADER’den Marina Drymalitou ve Yunanistan göçmenleriyle yaşadıkları sorunları ve beklentilerini AGOS’tan Aleksi Kotam yazmış...
800 KİŞİ GELDİ
Kotam diyor ki:
“Türkiye uzun yıllar özellikle Avrupa’ya göç veren ülke konumundaydı. Bu durum 2000’lerde değişti ve Türkiye aynı zamanda göç alan hedef ülke konumuna geldi. Vaziyet komşu ülke Yunanistan’da biraz farklıydı. Yunanistan, 2008 ekonomik krizinden çok zarar görmüş ve tüm ekonomik dengeleri değişmişti. Ekonomik büyümenin yıllardır durduğu ülkede işsizlik 2014’te yüzde 26.3’e yükseldi. Özellikle gençler için iş fırsatlarının sıfıra yakın olduğu Yunanistan’dan yoğun göç başladı. Aralarından bazıları göç etmek için Türkiye’yi ve özellikle İstanbul’u seçti. Bu gelişimi kendisi de Atina’dan 2007’de göç eden ve şu an RUMVADER’de proje koordinatörü olarak çalışan Marina Drymalitou ile konuştuk” diyor Kotam...
Drymalitou “Elindeki bilgilere göre, resmi olmamakla birlikte göç edenlerin sayısının 800’e yakın olduğunu” belirterek “Bu sayı az görünse de 2500 kişiye kadar gerileyen Rum cemaati için şüphesiz büyük önem taşıyor” diyor.
En az 100 bin mektup, binlerce faks ve yüzbinlerce e-mail Beştepe Külliyesi’ne ulaştırılmalıdır.
GAZZE’DE NE DEĞİŞTİ?
İSRAİL’in bir önceki İstanbul Başkonsolosu Moşe Kamhi (İstanbul kökenlidir) Mayıs 2010’da TV’ye verdiği Türkçe demeçte “Gazze’ye yapılacak insani yardımların Aşdod Limanı yoluyla gönderilebileceğini, ancak doğrudan Gazze’ye gitmesine izin vermeyeceklerini” söylemişti. Daha sonra ‘Mavi Marmara’ faciası yaşandı.
İsrail ile varılan ve iki ülkenin de çıkarına olan son mutabakatta da yardımların Aşdod Limanı’na yapılması öngörüldüğüne göre, akla şu sorular geliyor; altı yılda ne değişti? Onca insan niye öldü? İsrail’in altı yıl önce yaptığı öneriyi kabul etmekle biz Gazze ablukasını kaldırtmış mı olduk?
Çınar ALDEMİR- Emekli Büyükelçi
UKRAYNALI GENCE BAYRAM HARÇLIĞI VERDİM
BERGAMA’nın eski Belediye Başkanı Bekir Ödemiş, tatil için Kemer’de bir otele gitmiş... Otelde müşteri bakımından ‘beklenen’ heyecan henüz yokmuş... 20 kadar Ukraynalı’nın dışında başka yabancı da yokmuş... Yerli müşterilerle vaziyet idare ediliyormuş. Ödemiş, “Durum iç açıcı değildi” diyor. O sırada otelin girişinde Ukraynalı bir genç yanına yaklaşıp elini öpmek istemiş... Ödemiş de ‘kültürel’ elini verip öptürmüş; ancak “Bayram harçlığımı isterim” deyince bir 10 dolar vermiş... Ancak bunu haber alan diğer Ukraynalı gençler de elini öpmek istemişler.
Ödemiş diyor ki: “Bir şey söylemek istemiyorum ama dışarıdan gelen veya çalışanların hali bu... 10 dolara muhtaçlar...”
MARMARİS’TEN RODOS’A YUNANİSTAN POLİSİ İZİN VERİNCE GEÇİLEBİLDİ
KIZIMIN Fransa’da oturma izni var. Tatil için geldiği Marmaris’ten feribotla Rodos’a geçecek, oradan da uçakla Paris’e uçacaktı. Günler önce hem feribot hem de Rodos’tan Paris’e uçak biletini aldı. 2 Temmuz sabahı Tugay Turizm Yeşil Marmaris şirketinin feribotuna binmek için gittiğinde görevlilerin akıl almaz davranışıyla karşılaştı. Bir görevli oturma izni olmasına rağmen, “Sen Rodos’a gidemezsin, Fransa’ya gidebilirsin” diye tutturmuş. İtirazları karşılıksız kalmış. Yaşanan büyük tartışmaların sonunda Türk görevli, Yunanistan’a telefon edip polise durumu anlatarak, “Ben bu Türk vatandaşını feribota alabilir miyim” diye sormuş. Yunan polisi izin verince kızım binebildi ve feribot hareket etti. Tabii bu arada 45 dakika gecikme yaşandı. Firma çalışanının kural bilmemesi nedeniyle sabah sabah sinir bozucu bir durumla karşı karşıya kaldık. Bu durumu hem firma yetkililerinin hem de kamuoyunun bilmesini istedim.
Ayşe DOĞAN
MESAJ PANOSU
- “ERDOĞAN’ın AB konusundaki görüşü şöyle özetlenebilir: “AB nüfusunun çoğunluğu Müslüman olduğu için Türkiye’yi istemiyor. Aslında, nüfusunun çoğunluğu Hıristiyan olduğu için o AB’yi istemiyor ama bunu söyleyemiyor. (...) Türkiye’nin AB’ye olan ihtiyacı AB’nin Türkiye’ye olan ihtiyacından büyüktür.” Metin MÜNİR
- CUMHURBAŞKANININ diploması var mı, yok mu hâla tartışılıyor. Çeşitli iddialar ortaya atılıyor. Ben de diyorum ki: Askerlik şubesine ne belgesi vermiş ve askerliğini yedek subay olarak mı yapmış? Uzatmaya gerek yok, asker ne diyor ona bakın. R. ÖZDEM
- HİÇBİR, bölücü, yıkıcı akım Türk milletinin aydınlanmasını durduramayacak, birlik ve beraberliğimizi bozamayacaktır. Nurullah AYDIN
Paylaş