’SARI Fareler’ (19.12.2006) başlıklı okurunuzun görüşleri, oda yöneticileri olarak bizleri ve esnafımızı üzdü, incitti.
Bununla ilgili çok sayıda telefon, e-mail ve diğer iletişim araçları yolu ile protestolar aldık.
Eleştiriyi yazan ’Doç. Dr.’ unvanlı zat, ne söylediğini bilmiyor olmalı ki, alın teri ile ekmeğini kazanan, kazandığının vergisini ödeyen, halkına ve ülkesine hizmet eden taksici esnafından sarı fareler diye hitap etme cüretini gösterebilmektedir.
Ayrıca, kendi şivesini de bir tarafa bırakıp, (ne demekse?) "çoğu doğu şivesiyle konuşan" diyerek esnafımızı küçümsemektedir.
O bilmiyor olabilir, ben hatırlatayım. Türkiye’mde çok şiveler vardır ve onlardan birisi de doğu şivesidir. Bu şiveyle konuşmak da kabahat değildir.
Bu zat, daha da ileri giderek tüm taksicilerin kurallara uymadığını, ormanda dolaşan farelerden beter olduklarını, insanların onurunu zedelediklerini söylemektedir. Bu sözleri söyleme hakkını nereden almaktadır? Sözlerinin suç olduğunu bilmiyor mu?
Bu memlekette kanunsuz iş yapan her vatandaşa dur diyecek bir makam vardır.
Taksici esnafı ekmeğini kimsenin izni ve lütfü ile değil, helal alın teri ile kazanmaktadır.
Ankara’lı taksici esnafı sarı fare değil, beyefendi, münevver, nezih, her kesin özgürlüğüne duyduğu saygının, kendisine de duyulmasını isteyen, şerefli Türk esnafıdır. Kimseye nezaketsizlik ve saygıda kusur etmez. En önemlisi de trafik kurallarına uyar.
Taksici esnafımız aracının rengi ile Ankara’mızın güzelliğine güzellik katar. Halkımıza hizmet etmek için canla-başla çalışır.
Bu ülkede taksicilik yapmanın kurallarını Sn. Neimetzade belirlemedi. Bu satırları yazarken normal bir ruh halinde olduğunu da zannetmiyorum.
Trafik kurallarına, yasalara ve yaşam kurallarına uymak taksici için çok önemlidir. Ve olmazsa olmazıdır.
Menderes KOYUNCU- Ankara Umum Otomobilciler ve
Şoförler Esnaf Odası
Yönetim Kurulu Başkan Vekili
Evet o kadın haklı
’KADIN her zaman haksız mı’ (22.12.2006) başlıklı yazı gerçekten beni çok üzdü ve canımı sıktı. Ben de o bölgede yaşayan ve sık sık ’Basın Taksi Durağından’ taksiye binen bir kadınım. Taksi durağındaki çalışanların, hanımın "polisi arar mısınız?" ricasına verdikleri "Arayamayız" yanıtını kınıyorum. İnsanlık bu kadar mı öldü! Şahsım adına, bundan sonra o duraktan taksiye binmeyeceğimi belirtiyor ve o tüm hanımları, bu durağı ve yardımsever zihniyetlerini(!) protesto etmeye çağırıyorum.
(Adımı yayınlamayın lütfen)
Örnek belediyecilik
GAZETE köşelerinde çok sık olarak belediyelerde yaşanan olumsuzluklar, yolsuzluklar, hırsızlıklar ve çirkinlikleri okumaya alışkınız.
Ben bu kez farklı bir Belediyecilikten söz etmek istiyorum. Yermek ne kadar hakkımız ise övgünün de esirgenmemesi gerektiği kanısındayım.
İstanbul Bahçeşehir’de kardeşime ait evde annemiz Behice Çötelioğlu’nu kaybettik. Ölüm anından ertesi günkü defin sonrasına kadar yakın ilgilerini esirgemeyen, bizleri yalnız bırakmayan Bahçeşehir Belediye Başkanı Kemal Aydın, Halkla İlişkiler sorumlusu Ö.Lütfü Tema ve belediye personeline teşekkürü bir borç bilirim.
Ülkemizde hiç alışık olmadığımız bir Belediyecilik hizmeti ve insanlık örneği sergilediler.
Bu örnek ve zarif davranışların diğer Belediyelere örnek olmasını dilerim. İnsan yerine konulmak, çok güzel bir duygu, Bu duyguyu ve davranışı sizinle paylaşmak istedik, lütfeder köşenizde yer verirseniz seviniriz.
Yıldız SANCAK
(Çötelioğlu)-DİKMEN
Bu sözü unutmayalım
"TÜRKİYE’yi yok etmeye girişenler, Türkiye’yi ıslah etmek, uygarlaştırmak gibi bahanelerle Türkiye’nin iç hayatına sızmışlardır. Bunun etkisi altında kalarak milletin en çok da yöneticilerin zihinleri bozulmuştur. Durumu düzeltmek, insan olmak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine uygun yürütmek gibi düşünceler ortaya çıkmıştır. Oysa. Hangi istikbal vardır ki yabancıların nasihatıyla, yabancıların nasihatıyla yükselebilsin?"
(TBMM, 1922 Gazi Mustafa Kemal Atatürk)
Atalarımızın bize miras bıraktığı güzel Türkiye’mizde daha nice bağımsız, özgür bayramlar, yeni yıl ve yıllar için Atatürk’ün bu veciz sözünü unutmamak dileğiyle.
Hulusi GÜRPINAR- Gölbaşı Esnaf ve Sanatkarlar Oda Başkanı
hgurpinar@hotmail.com
GÜNÜN SÖZÜ
"TÜRSAB’ın Ankara’daki kongresinden utanıyorum. Alanya’daki acente sahipleri silahlarla geldi. Bu nasıl bir şey anlamadım. TÜRSAB’a yakışmayan bir kongre oldu. Bu benim son dönem başkanlığım, ben gidince sevinecekler" dediğini...