Siyasi bunalım yangını artırır

ORMAN yangınları alarm veriyor. Günümüze kadar çıkan orman yangını ve yanan alan geçen yıla göre iki katını geçti.

Haberin Devamı

Gülnar yangını bir rekor oldu, yanan yerler geçen yıla göre iki katını geçti 

Gülnar’da çıkan orman yangınında iki vatandaşımız hayatını kaybetti. Bir vatandaşımız ağır yaralı olmak üzere 40 vatandaşımız da hastaneye kaldırıldı. Yanan saha 4000 hektarı geçti. Bu bir rekordur. Tehdit halindeki 6 köy yok oldu. Gözle görülmeyen binlerce yaban hayvanı ile evcil hayvan kül oldu.

Her seçim döneminde, ülkenin belirsizlik ve siyasi bunalım yaşadığı dönemlerde, af yapıldığı ve af söylentilerinin yayıldığı dönemlerde ve kuraklığın yaşandığı dönemlerde orman yangınları artmıştır.

Nitekim ortalama her yıl 5-6 bin hektar orman yanarken, geçen yıl seçim dönemi olduğu için bu rakam 12 bin hektara ulaşmıştır.

Bu yıl ülkemiz tam bir siyasi bunalım ve belirsizlik yaşamaktadır. Kuraklık had safhadadır. Ayrıca seçimlerden sonra hazırlanan Anayasa taslağında; 2B olarak adlandırılan orman sınırlarını daraltan milat, 31.12.1981 tarihinden, 23.07.2007 tarihine çekilerek orman yağmasının önünü açan orman affı gündemdedir.

Bu talihsiz ortam ortadayken Çevre ve Orman Bakanlığı’nın, bu ciddi ortamı dikkate almayarak yeterli tedbir almadığı anlaşılmaktadır. Böylece orman yangınlarının çoğalmasına ve yanan alanların artmasına, iki vatandaşımızın hayatını kaybetmesine sebep olmuştur.

Eğer bir yangına 20 dakika içinde müdahale edilmezse her geçen saniye, yanan orman alanını geometrik olarak artırmaktadır.

Yangın büyüdükten sonra helikopterlerin ve uçakların faydası neredeyse yok denecek kadar azdır.

Gülnar yangınına zamanında müdahale edilmediğini çevredeki vatandaşlar söylüyor.

Siyasi bunalımı yaratan ve Anayasa taslağı ile orman yağmasına af getirmek isteyen hükümet her yanan ormandan sorumludur.

Yangınla mücadele tam bir moral ve motivasyon işidir. Bakanlık orman teşkilatında moral ve motivasyon eksikliğine sebep olmuştur.

Çevre ve Orman Bakanlığı, orman yangınları ile mücadele için derhal ’kırmızı’ alarma geçmelidir.

Yangına hassas bölgelerde ormanlara giriş ve piknik yasaklanmalıdır. Orman teşkilatına moral, motivasyon ve teknolojik destek sağlanmalıdır. Yangına geç müdahalenin önüne geçilmelidir. Geç müdahalede bulunan sorumlulardan hesap sorulmalıdır.
Nevzat CEYLANDoğa Koruma Vakfı Başkanı

Kuşadası Milli Parkı’na dikkat

KUŞADASI maalesef ranta kurban gitmiş. Türkiye’nin belki de en çirkin gelişen yeri. Buranın incisi, tabiat harikası Milli Park üzerinde bazı hesaplar olduğu inancındayız. Her yıl gayet düzgün işletilen kafeterya, şemsiye, şezlong kiralayan yerler bu sene yok; ihale açılmamış. Cam ağaçları kurumaya başlamış, yerler kuru cam iğnesi ve kuru ot dolu, minibüsler akın akın insan taşıyor, kendin pişir kendin ye usulü. Sahipsiz kalan bu güzelim sahil bir kibrit ateşine bakar.

Amaç da o galiba, parselleyip satacaklar.
Serap KAYHAN

Biliyor musunuz
CİDE Belediyesi, Cide Kaymakamlığı, Kastamonu Üniversitesi, Çınar Yayınları, Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi’nin katkılarıyla yapılacak ’13. Cide Rıfat Ilgaz Sarıyazma Kültür ve Sanat Festivali’nin bugün başlayacağını... İSTANBUL’dan sonra Ankara’daki taksicilerin de 10 Temmuz’u ’Taksiciler Günü’ olarak ilan ettiklerini...

Haberin Devamı

MESAJ PANOSU
İSTANBUL’un taşıyamadığı 15 milyonun susuzluktan kurtulması için bana göre tek çare kaldı. O da, muhtemelen pek çok firmanın teklif verdiği, her iki yakaya yapılacak tesisler ile deniz suyundan tatlı su elde edilmesidir.
A. Asaf EREM-Mimar

Terkos’a deniz suyu verildi mi

HER tarafı denizlerle çevrili İstanbul için bir ’deniz suyu arıtma projesi’ yapalım. Melen çayı çözüm olmadı. Türkiye’nin bütün nehirlerini İstanbul’a akıtsak yine olmayacak bence. Ama ne hakkımız var, her bölgenin su kendine. Melen’in suyu Bolu, Düzce ve Sakarya’ya; Trakya’nın suyu Trakya’ya kalsın. İstanbul kendi suyunu üretsin ama maliyet büyük olur mu? Çarşıda markette duyuyoruz, su bitince hiçbir arıtma olmadan direkt olarak Terkos’a deniz suyu karıştırılıyormuş.
Doğru mudur?
Olçay ZAGAİA

Bush’a dikkat gerek

NE demişti ABD Başkanı Bush: "Ya Taliban ve El Kaide ile mücadele için daha fazla asker göndeririz ya da Batı’da 11 Eylül benzeri yeni saldırılar olur. Bedelini masum siviller öder. "(3.4..2008)

Bizimkiler ne demişlerdi?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: "Afganistan’a muharip bir güç gönderme niyetimiz yok"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt: "PKK ile mücadele sürerken Afganistan’a muharip asker gönderilmesi doğru olmaz."

Ne oldu?

İstanbul’daki ABD Başkonsolosluğun önünde nöbet tutan 3 polis memurumuz şehit oldu!..

Cumali KARATAŞ

GÜNÜN SÖZÜ
"Geçen sene bu günlerde İstanbul’da su sarfiyatı günde 2 milyon metreküp iken, 2.6 milyona kadar çıktığını görüyoruz. Yani vatandaş tasarrufa riayet etmiyor. Çok su kullanıyor. (...) Hiç kimse merak etmesin, İstanbul’u susuz bırakmayız."
(Çevre ve Orman Bakanı Prof. Veysel Eroğlu)

Yazarın Tüm Yazıları