Siyaset yok ticaret var

EKONOMİ konularında uzman bir dostumuz, Irak'ın geleceği konusunda şunları anlatıyor:

‘‘Artık iyice açığa çıkıyor... Önümüzdeki kasım ayındaki seçimlerden önce ABD, Irak'tan çekilecekmış. Bu haziran ayı olarak da telaffuz edildi. Nitekim Irak'ta durumun düzeltilmesi için somut adımlar atıldığı dikkat çekiyor.’’

Muhatabımız, burada model ülkenin Türkiye olduğunu, ancak bugünkü Irak'ın bu profile uygun olmadığını belirterek şunları anlatıyor:

‘‘Bu değerlendirmeyi İsrailli bir grubun kurduğu JINSA başta olmak üzere bazı think-tank kuruluşları ortaya atıyor. Buna göre en yatkın çözüm; Irak'ın Bağdat'a kadar olan kuzey bölümünü İsrail ve Türkiye'nin de içinde bulunacağı yeni bir konseptle yan yana getirmek... Bunun gerçekleşmesinde en önemli adımlardan biri Talabani'nin Türkiye'ye gönderilmesi ile atıldı. Talabani'nin ‘‘Artık ticaret yapalım’’ açıklaması da bu projenin açığa çıkan bir yüzüdür.’’

Evet, Talabani'nin ticaret dışında başka şeyden söz etmemesi ilginçti.

- Bu teze göre artık Türkiye, Irak üzerinde daha egemen olacak. Dolayısıyla İran, Suriye hatta Rusya, daha da genişletirsek ABD'nin bölgeye girmesinden önce bölgede söz sahibi olan Almanya, Fransa'nın orta vadede bundan zarar görmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu durumdan kazançlı çıkacaklar bellidir: ABD, İngiltere, Türkiye, İtalya ve İspanya.

Gül’e zor sorular


IRAK'ın Tikrit kentinde bir Iraklı'ya hakaret eden, fiili saldırıda bulunan ABD'li bir yarbay yargılanıyormuş. Darısı, çuvalcı Albay Mayville'nin başına!..

ABD, nihayet hukuku Irak'ta hatırladı. Ama vurduğu bizim 'Muavenet' zırhlısında şehit olanların ailelerine tazminatı neden hálá ödemiyor; davayı yokuşa sürüyor?

Irak Geçici Yönetim Konseyi Başkanlığı'nı dönemsel olarak yürüten Talabani yine Türkiye'ye geldi. İki kez, bayrağımızı yakanlara ne işlem uygulandığı soruldu mu? Yanıtı, doyurucu ve dolgun oldu mu?

N.K.-ANKARA

Göztepe'deki kamyon ne oldu?


HİZBULLAH'ın eylemleri konusunda yazdığı kitaplarla tanınan Mehmet Faraç'ın, dün köşenizdeki polis telsizlerinde 24 Ekim günü geçen Göztepe'deki 06 plakalı kamyonetin, Neva Şalom'da patlayan aynı araç olduğu konusundaki iddiası üzerine birçok okurumuz aradı:

‘‘Polis bu aracı neden izlemedi? Bu durum göz ardı edilecek bir ihmal değil mi?’’ diye benzer sorular yönelttiler Emniyet yetkililerine.

Ancak polis suskun, neden!

İstanbul'dan Ayhan Bülbül ise şunları yazıyor:

‘‘Sinagog saldırılarından sonra teröristleri ve araçları sağlayan kişilerin kimliklerini tespit eden istihbarat birimlerini kutlamak gerekir. Ne var ki, önemli olan, olayların meydana gelmeden çözümlenmesidir. Ne var ki, yaşadığımız son olaylar ürkütücüdür. İran, Afganistan, Bosna ve Gürcistan'a girip çıkan faillerin izlenmemesi olumsuz bir örnektir. AB'nin 'uyum'ları gereği insan haklarına sığınılması, bu nedenle izlenememe mantığı geçerli değildir.

Tiyatronun ilk şehidi


NTV'de seslendirmeye giderken HSBC binası önündeki patlamada ölen tiyatro sanatçısı Kerem Yılmazer için TV programcısı Oğuz Haksever ‘‘Bizim ilk tiyatro şehidimizdir’’ dedi. Arkadaşları onun sanatçılığı yanında beyefendiliğini de ortaya koydular söyleşilerde. Programlar, belgeseller artık ‘‘beyefendisiz kaldı’’ dediler.

Bir başka tiyatro sanatçısı Nedim Saban da, terör kurbanı Yılmazer'in adının Şehir Tiyatroları'na ait Gaziosmanpaşa, Ümraniye ya da Harbiye Cep Tiyatrosu'na verilmesi konusunda yönetmen Can Doğan'ın önerisiyle bir kampanya başlattıklarını bildirdi.

Saban şöyle diyor:

‘‘Bu kampanya sayesinde, terörü unutmayıp, talihsiz olayları sanatın ışığıyla yeni kuşaklara olumlu bir mesaj haline dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu yolla toplumumuzu kurban psikolojisinden kurtararak, teröre karşı da yapılabilecek bir şeyler olduğunu hatırlatabileceğimizi ve genç kuşaklara umut aşılayabileceğimizi düşünüyoruz.’’ (0212-230 16 18)

Yılmazer
'in cenazesi bugün Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra toprağa verilecek.

Partizanlık terörü engellemez


TÜRKİYEMİZDE iktidarı eline geçiren AKP'nin ülkenin yetişmiş kadrolarını nasıl partizanca bir tutumla yerle bir ettikleri ortadadır. Terörle mücadele, yetişmiş kadro ve ekiple yürütülür; AKP bunu bilmiyor mu? Ancak güvenlik birimlerini de kendi adamları ile doldurmuşlardır.

AKP iktidarına partizanca tutumdan dolayı dur demenin zamanı gelmiştir. Ya bu işleri adam gibi yapacaksınız ya da şapkanızı alıp gideceksiniz.

Bu ülkede yapılan yanlışların karşısında sadece Cumhurbaşkanı mı tek başına duracaktır? %34 oy almak ülkeyi yönetmeye yetmeyebilir. İktidar olmak 360 milletvekiline sahip olmak da değildir.

Türk ulusu bu terörün de üstesinden gelmesini bilecektir; yeter ki etkin ve bilgili kadrolarla oynanmasın.

Seçkin YALNIZKURT Hamburg-ALMANYA

İran ve Araplar Türkiye’ye hem özenir hem kıskanır


YOBAZLIĞA ve bölücülüğe çanak tutanlar iktidarda kaldıkları sürece bu tür insanlık dışı faaliyetlerin arkası kesilmez.

İmam hatip okulları bizim ‘‘arka bahçemiz’’ diyen anlayış ürünlerini toplamaya başlamış; baksanıza vekil imamlık sınavında üniversiteli İlahiyatçılara göre lise seviyesindeki İmam Hatipliler tercih edilmiş.

Toplum olarak yapacağımız ilk iş önce tarikatın kucağına düşmüş kızlarımızı ve kadınlarımızı İran modası tesettürden kurtarıp uygar cumhuriyet kadını kıyafetine kavuşturmaktır...

Buna da ilk önce Başbakanımızın, Meclis Başbakanımızın ve Dışişleri Bakanızızın eşleri öncülük etmelidir.

İslamiyet'te bir devrim olacağından Türkiye'yi kimse tutamaz.

İran ve Mısır'da da neler olabileceğini görürüz.

SPD'den Avrupa Parlamentosu'na üye seçilmesi beklenen turizmci Vural Öger'in aşağıdaki sözleri ne kadar çarpıcıydı: ‘‘Arap ülkeleri Türkiye'yi laik cumhuriyet rejiminden ötürü kıskanırlar ve içten içe hep bize özenirler.’’

Doğru söze ne denir?

İnci KOÇ-VİYANA

Biliyor musunuz?


TARIM ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü'nün, 2003 yılına ilişkin doğrudan gelir desteğinin ilk taksidinin aralık ayında ödeneceğini bildirdiğini...

ŞANLIURFA'nın 10 yıllık belediye başkanı Ahmet Bahcıvan'ın ‘‘Benim AKP'ye geçmem veya yakınlaşmam söz konusu değildir; çünkü Saadet Partisi 2004'te ayağa kalkacaktır’’ dediğini...

Biliyor musunuz?

MESAJ


TERÖRÜ gerçekleştirenlerin içeriden-dışarıdan olsun 'İslami şeriat' ve şiddet ideolojisini savunan kimseler olduğu göz ardı edilmemeli, çağdışı bu anlayışlara karşı kesin ve net tavır alınmalıdır.

Ercan KARAKAŞ-SODEV Başkanı

TOPLUMSAL meselelere karşı örgütlü duyarlılığımızı artırmalı; yöneticilerimizin de küresel gelişmeleri daha dikkatli izleyip analiz etmeleri gerekmektedir.

Tuna BEKLEVİÇ
Yazarın Tüm Yazıları