Sıradan bir karar, her şey lafügüzaf

‘GEZİ Parkı bizi bekliyor’ (1) yazısı 9 Temmuz Salı günü yayınlanmıştı.

Haberin Devamı

İkincisini de bugün yazıyorum.
İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin Taksim Gezi Parkı’na için vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararının, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi kararı ile kaldırılmasından sonra kamuoyunda ‘Şimdi ne olacak’ soruları gündeme geliyor.
Gezi Parkı’nda inşaata devam edilecek mi? Topçu Kışlası, AVM yapılacak mı?
Onca direnişten sonra
ağaçların kesilmesine engel
olamadık mı gibi endişelerin yanı sıra Bölge İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararının kaldırılması kararıyla hükümet ve Büyükşehir Belediyesi kararı bahane ederek kamuoyuna, hukuki haklılığımızı ortaya koydu. Bakın biz yine iyi niyetle yapmak istediklerimizi anlatmaya çalışacağız.
Bizi kimse yanlış yapıyor diye eleştirmesin gibi ifadeyle mal bulmuş Mağribi edasıyla Bölge İdare Mahkemesi kararına sığınarak efelenecek mi?
Bölge İdare Mahkemesi hangi gerekçeyle yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı bunu bilemeyiz ama esas mahkemesinin Yüksek Kurul kararına ilişkin vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararına dayanak oluşturulan bilirkişi raporu ortadayken, yapılacak olan şey hukukun kendi kuralları içerisinde mahkemenin esas kararını vermesini beklemek olacaktır.
1/5000 ve 1/1000 Ölçekli imar planları iptali edilmişti!
Bölgenin tamamına ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nce ortaya konan iptal kararı ile en azından yakın gelecekte bu bölgeye ilişkin herhangi bir inşai faaliyetin yapılamayacağı açıktır. 1/1000 ölçekli planlara dayalı olarak yapılan ihale ve inşaatların hukuki sakatlığı ortadayken, Bölge İdare Mahkemesi’nin Yüksek Kurul kararına ilişkin verilmiş olan yürütmeyi durdurma kararını ortadan kaldırması inşai faaliyetler açısından herhangi bir şey ifade etmez. Çünkü Yüksek Kurul inşai faaliyetlerle ilgili ruhsat verme yetkisine sahip olmayıp bölgeye ilişkin görüş bildirmekle yükümlüdür. Yüksek Kurul’un bölgeye ilişkin olarak verdiği görüşün içinde yer aldığı planların iptalleri ile bu aşamada söylenecek her söz lafügüzaf* olacaktır...
O halde bu daha başlangıç, mücadeleye devam!

Haberin Devamı

(*) Boş laf
Şakir Sinan GÜNGÖR
İnşaat Mühendisi

Haberin Devamı

Burslar kısıtlanırsa Türkçe konuşacak adam kalmaz

Türkiye sayesinde varlığımız sürüyor

KOSOVA Prizren’de yaşayan Türk toplumu adına yazıyorum. Prizren Belediye Başkan Yardımcısı olarak yapılan son ‘Türkiye Bursları’ başvuru sonuçlarından memnun değiliz!
Bilindiği üzere Kosova’da Türk nüfusunun en yoğun olarak yaşadığı bölge olan Prizren, 4 lisede sınıflarımız mevcutur. Bu sınıfların toplamında 120 çocuğumuz okumaktadır. Bu yıl maalesef bu 120 öğrenciden sadece 20’si mülakata alınmıştır.
Bu sonuç bizim toplumda huzursuzluk yaratmış ve bizleri kaygılandırmıştır. Türk toplumunun ayakta kalması için en önemli nedenlerden biri Türk eğitimidir. Bizler bu Türk eğitimi sayesinde buralarda varlığımızı sürdürebiliyoruz. Anadilimizde çeşitli bölümlerde okuma şansızım olmadığı için 1994 yılında açılan ‘Türkiye Bursları’ sayesinde anadilimizde okuma şansı elde etik. Bu yıl ise Prizren’de bu sayının 20’ye kadar düşmesi bizleri toplum olarak endişelendirmektedir. Bu konuya bir çözüm bulunmasını ve Türk öğrencileri için bir ek kontenjan açılmasını talep ediyoruz.
Orhan LOPAR - Prizren Belediye Başkan Yardımcısı

Haberin Devamı

TÜBİTAK ‘Çöp Anıtı’ ile niye ilgilenmez

Zehir toprağın altında

SEYRANTEPE ‘Çöp Anıtı’ adını taktığımız hafriyat alanındaki tehlikeli atıklar nasıl kaldırılacak? 40 yıllık bir geçmişi var bölgenin...
Birileri uğraşmış ama yine de hiç ilgilenilmemiş...
Erdoğan Bayraktar’a bağlı Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ahmet Ayyıldız, Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Ahmet Erhan Gökal, Büyükşehir Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Cevat Yaman ve Şişli Belediyesi Zabıta Müdürü Adem Molla arasında top gitmiş gelmiş; göstermelik kontroller yapılmış ama kökten bir çözüm bulunmamış.
Evet bu kurumlar niye bir araya gelip de ‘tehlikeyi’ önlemiyor.
Bölgede OYAK’a ait 5 bin konut bulunuyor, arsanın bir bölümünün sahibi olan OYAK da görmezlikten gelmiş.
Başka gayrimenkullere zarar verilmiş, onlar için de şikâyetler yapılmış, yine hiç ilgilenilmemiş.Ne umursamaz toplummuşuz, canının malının değerini bilmeyen...
Orada kaçak döküm yaptıran Mete Ayangil, atıkların üzerine bir de metan gazı çıksın diye ‘baca’ koymuş, olayı gözlerden kaçırmak için de üstünü helikopter pistine dönüştürmüş!

Haberin Devamı

Sirkeci-Harem’de ‘yoğun saat’ zammı

18 Temmuz Perşembe 19.00 civarında Sirkeci’de kuyrukta bekledikten sonra gişeye 10 TL uzattık, “11.50 TL vereceksiniz!” deyince şaşırdık. Biz her gün 10 TL ödüyoruz. Zam mı geldi? Adam, açıklayamadı da. Ama kuyruğu engellememek için ödedik. Harem’e geçince, neden bu artış var diye soruşturduk. Meğerse Harem’den 07.00-10.00 arasında, akşam saatlerine de Sirkeci’de benzer şekilde yoğun saatler uygulaması yapılmaktaymış. Peki İBB toplu taşımada, metroda, otobüslerde, vapurlarda (bunlar da İDO’ya bağlı) yoğun saatlerde fiyat farkı uygulasa ne olur? Peki, araba vapurları toplu taşıma aracı sayılmıyor mu? İDO, İstanbul’da canının istediği gibi fiyat uygulaması yapıyor. Nereden geliyor bu keyfilik? Fırsatçılık ve soygun denir buna.

Haberin Devamı

PTT, TTD mi oldu

İSTANBUL’un göbeğinde Teşvikiye’de oturuyoruz ve aylardır semtimizde posta dağıtımı yapılmıyor. Gerekçe dağıtıcı bulamamak diye açıklanıyor. Bu nasıl bir anlayıştır. Üstüne vazife olmayan her işe soyunan bir kurum (PTT) nasıl olur da en temel işlevini bu kadar basit bir gerekçe ile aylardır savsaklar!.. Yoksa PTT artık TTD (toplar toplar dağıtmam) oldu da biz mi haberdar değiliz!
Enver ERDEMLİ

Yazarın Tüm Yazıları