Silivri’de bir gün

HASAT yapılmış buğday tarlaların arasından çeşitli 8 cezaevinin bulunduğu Silivri’de Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ne vardığımızda ortalık yanıyordu.

Haberin Devamı

Balbay: Sanki 14 yıldır yargılanıyoruz

Kapı girişinde Tuncay Özkan’ın Yeni Parti’sinin bir çadırı var; önünde çizgili mahkum pijaması giymiş gençler, Tuncay Özkan için slogan atıyorlar.

“Peygamber sabrı değil /Cumhuriyet adaleti istiyoruz” ve “Ayarınla oynadığın kantar /Bir gün gelir seni de tartar” afişleri dikkat çekiyor.

Eskiden İP’liler daha ağırlıklıydı, bu kez YP’liler öne geçmiş. Ne kadar çok kadın üyesi varmış. Bazı gençlerin üzerinde çizgili Amerikanvari cezaevi giysisi vardı.
Başka bir grubu, Mustafa Balbay’ın 50. yaş günü için gelenler oluşturuyordu. Yani, CUMOK’çular.

Balbay’ın eşi Gülşah ve kızı Deniz’e bir sarılışı vardı ki, yürekler dayanmaz.

İki yaşındaki Yağmur, hâlâ babasını görmemiş.

Balbay hep ağırbaşlı fakat o ölçüde de hem iğneli hem esprili konuşmalarla insanı derin derin düşündürüyor. Her duruşmaya gelen kızı Nazlıcan’la donup kalan Tuncay Özkan’ın ise sinirlerinin iyice bozulduğu fark ediliyor. Son tepkisi de bunu gösteriyor zaten. Bülent Arınç bile gazetecilerin isyanını ‘haklı’ olarak değerlendirmek zorunda kaldı. Duruşmayı izleyenler Özkan’ı, açlık grevi için ‘şekerli su’ içmemesi nedeniyle uyardılar.

Öğle arasında hasret gideriyoruz 2 gazeteci ile, Melih Aşık’la bir ara... (Gelenlerden Şükran Soner, Mine Kırıkkanat, Cengiz Yıldırım, Bedri Baykam, Halil Nebiler’i ve Levent Kırca’yı unutmayalım. Başka gazeteci mi? Ne yazık ki yok.)

Özkan 724, Balbay da 527 gündür tutuklular; adında ‘infaz kurumu’ yazan yerde... Her tutuklunun mutlaka bir yakını var. (3 yıldır tutuklu Ergun Poyraz’ın sahipsizliği dikkat çekiyormuş.) Cezaevi personeli gayet saygılı ve yardımsever.

14 YILLIK YARGILAMA


Mustafa Balbay, yanından ayrılırken “Şu kadar gündür tutuluyoruz” diyerek şöyle bir hesap yapıyor.

“Bir ağır ceza mahkemesi ortalama yılda 5 duruşma yapılıyor. Biz bugüne kadar 72 duruşma geçirdik. Bu hesaba göre 72 duruşma, 14 yıla tekabül ediyor! Yani 14 yıla sığdırılan bir yargılama süreci...”

Esprili sayılsa bile bir gerçeği aktarıyor:

“Boğaz Köprüsü’ne yaklaşırken şöyle bir tabela vardır: ‘Köprüden önceki son çıkış’. O çıkışı kaçırdınız mı geri dönüş yok. Ülkeyi ayrıştıran, karıştıran hükümet politikalarına karşı son çıkış ‘hayır’dır!”

Haberin Devamı

Ersöz’ün hastaneden savunması paralı

Haberin Devamı

SİLİVRİ’deki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yürüttüğü II. Ergenekon davasının duruşmasında, üye hâkimlerden Hasan Hüseyin Özese’nin video konferans yöntemiyle bağlandığı İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki tutuklu sanık Levent Ersöz’ün sorgusunun ikinci günüydü.

Avukatı Ali Dizdar, “Bizi video konferans yapmaya mecbur bıraktılar. Biz de bir an evvel savunmasının yapılmasını istedik. Çünkü Ersöz yarın ölürse şaşmam.

Şu ana kadar 4 oturumda yaklaşık 15 bin TL’ye yakın para ödedik. Bu paraları da emekli arkadaşları, avukatlar ve ailesi para toplayarak karşıladık” dedi.

Gerçekten hasta olan Ersöz’e bağlı cihazlar olumsuz sinyal verdiğinde sorgu kesiliyordu.

E.Tuğgeneral Levent Ersöz çarpaz sorulara karşı sakin sakindi; heyete de saygılıydı. Kurmay olduğundan yanıtları kendince mantıklı sayılabilir. İzleyicilerden alkış alan sözü “Türkiye’de tek komutan vardır; o da Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türkiye Cumhuriyeti sonuna kadar yaşatılacaktır.”

Haberin Devamı

Hangi sorular yöneltiliyor

DURUŞMA sırasında Balbay ve Özkan gazetecilere birer not gönderdiler.

Kendilerine yöneltilen sorulardan bir özeti içeriyordu bunlar.

-  ÖZKAN’a...

-  20 yıldır aynı takım elbiseyi giydiğiniz doğru mu?

-  Yamalı pantolon giyer misiniz?

-  Taze fasulye sever misiniz?

-  Domatesi ekmek arası yer misiniz?

-  Neden Ergenekon örgütünü araştırmadınız?

-  Susurluk’la ilgili o kadar araştırmanız ver, Ergenekon ile ilgili bize yardımcı olun, bildiklerinizi anlatın.
(Özkan’ın hâkime “Suçumu söyleyin” demesi üzerine savcı aynen şöyle diyor:
“Suçunu kendisi daha iyi bilmektedir...”)

-  BALBAY’a...

-  Kimi komutanların size anlattığı şeyler suç unsuru içermektedir. Bunlar niçin size anlatıldı?

-  Atatürkçü Düşünce Derneği’nin size gönderdiği bazı iletiler var. Bu iletiler başka kimlere gönderilmiş olabilir?

-  (Balbay TV görüşmesinde ‘bütün renkler aynı anda kirlendi’ kısmını söylemeden ‘birinciliği beyaza verdiler’ demiş. Bu görüşme ile ilgili savcılık yazılı sorgusunda şu soru yer almış:) “Beyaz kim?”

-  Neden çok belgeniz var?

-  (Balbay, bu belgeleri kitaplarında ya da haberlerinde kullandığını anlattıktan sonra yeni soru ile karşılaşıyor:) “Kitaplarınızı anladım ama neden çok belgeniz var?”

-  Haberinize neden böyle bir başlık attınız?

-  İlhan Selçuk size “Ankara’ya geliyorum, herkesi topla” demiş. (Telefonda) Herkes kimdir, kimlerdir, niçin siz topluyorsunuz?

Haberin Devamı

Yalçın Küçük: Dolmabahçe’yi açıklayacağım

- ERGENEKON sanıklarından Prof. Yalçın Küçük, Silivri’de gazetecilerle konuşurken, Ulusal Kanal’da yarın 11.30’da Tayyip Erdoğan ile Yaşar Büyükanıt arasında Dolmabahçe’de yapılan görüşmeyi her iki tarafın açısından açıklayacağını söyledi ve “Ben ne söylersem doğrudur” dedi.

- CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, TBMM İnsan Haklarının CHP’li üyeleri olarak cezaevi koşullarının iyileştirilmesi için Adalet Bakanlığı’na yaptıkları başvurun 20 gündür yanıtlanmamasına tepki gösterdi ve “Öcalan’a daktilo var; gazetecilere yok” diye konuştu.

Kimin haberi var

“BEN ‘ıslak imza’ davası olarak bilinen davada tutuklu olarak yargılanan gazeteci Ufuk Akkaya’nın eşiyim. Adım Meral, ben de gazeteciyim.
Mahkemenin en kıdemli iki üyesi Köksal Şengün ile Kemal Can’ın tahliye yönünde kullandığı oy mu, yoksa en kıdemsiz üyeler Hüsnü Çalmuk ile Sedat Sami Haşıloğlu’nun oylarıyla verilen kararlar mı?

Böyle bir garabet olabilir mi?

Üzülerek söylemeliyim ki, iki gazetecinin Başbakan’ın talimatı üzerine tutuklandığı gerçeği bile gazete ve TV’lerin ilgisini çekmemiştir.Kendimizi ifade edebileceğimiz bir yer yok.”

Yazarın Tüm Yazıları