Ancak senin ideallerine ulaştığımızı ne yazık ki söyleyemiyoruz. Her birimiz, yaptığımız seçimlerin ve aldığımız kararların etkisini ve sonuçlarını deneyimleyeceğiz. Umuyoruz ki bu deneyimler, hepimiz için acılı değil, aydınlatıcı olsun.
Çıkarları, din istismarı ya da ülkemizi bölme emelleri üzerine olanlar, bulunduğumuz karmaşa ve karanlıktan çeşitli biçimlerde yararlanmayı düşünebilirler. Bizleri sürekli olarak, geriye çekmek isteyen kancaların farkında olarak, ne olup bittiğini gözlemleyerek geleceğin, ondan istediklerimizden ve ideallerimizden oluşacağını biliyoruz.
Gerçekleri görmek bize moral bozukluğu değil, harekete geçme yeteneği ve gücü veriyor. Yılmadan, azimle gösterdiğin yolda yürüyeceğiz.
Gülseven G. YAŞER-Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) Başkanı Kuzu: Kendisine güvenen karşıma çıksın
İSTANBUL Üniversitesi Rektörü Prof.
Kemal Alemdaroğlu, AKP Milletvekili seçilen Hukuk Fakültesi eski öğretim üyesi Prof.
Burhan Kuzu ile ilgili olarak ortaya haksız iddialar atıldığını söyledi.
Kuzu'ya, kendilerine çıkan profesörlerin doçentlik kadrosu verdiğini açıklayan
Alemdaroğlu, ‘‘Hocaların daha sonraki tavırlarını anlamıyorum; bir vesile ile araları açılıyor, sonra da meslektaşlarına 'ölüm' diyorlar’’ dedi. Prof.
Kuzu'ya verilen
'uyarma' ve
'kınama'yı kapsayan iki cezanın daha sonra rektörlükçe kaldırıldığını bildiren Prof.
Alemdaroğlu, ‘‘Üniversitede huzursuzluk yaratanlar hocaların hepsi şimdi özel üniversitelere gittiler. Bu kişiler, Anayasa Hukuku'nu sanki biz temsil ederiz iddiasındalar. Bu tavır bilim adamlarına yakışmıyor’’ dedi.
Hakkındaki iddialar üzerine bavul kitabı ve belge ile gelen Prof.
Burhan Kuzu, ‘‘Birinci jüri hakkımı yedi; 4.5 ay beklediğim halde profesörlüğüm konusunda bir karar vermedi. Ben de istediğimi geri çektim. Daha sonra rektörlük yeni bir jüri tespit etti.
Erdoğan Teziç (İ.Ü.)
, Cemal Bali Akal (İ.Ü.)
, Yaşar Gürbüz (Yeditepe Ü.)
, Yıldızhan Yayla (GS) ve
Mustafa Erdoğan'dan (Hacettepe Ü.) oluşan jüri 1 olumsuza karşı 4 oyla profesörlüğümu onayladı’’ dedi.
Kuzu şunları söyledi:
‘‘Bugün fakülteden ayrılan bu ekip, beni 1990'dan 98'e kadar derse sokmadı. Anamı ağlattı. Ancak yılda bir hafta derse girebildim. Anadolu çocuğu iseniz sizi aralarına almıyorlar, zulüm ediyorlar. Yanlarında 'peki efendimci'
istiyorlar. Ben öyle birisi değilim. Aramızda bu nedenle farklılık doğdu, ne zaman bir kitap yazsam kıskanıldım, hep siyasi kimliğim ortaya konulmak istendi. Doç. Mehmet Semih Gemalmaz alıntı iddiasıyla hakkımda Ticaret Mahkemesi'ne tazminat davası açtı. Ancak eski Adalet Bakanı Prof. Selçuk Öztek'in verdiği bilirkişi raporu sonucu reddedildi. Hakkımda bir şey söylemek isteyenler TV'de karşıma çıksınlar.’’ Jet Fadıl'ın heykelini dikmek lazım
ESKİ Senatör
Mehmet Feyyat anlatıyor: ‘‘Eski parlamenterler, bakanlar, hákim-savcılar, emekli valiler bir araya geldi,
Beylikdüzü'nde
Parlamenterler Konut Yapı Kooperatifi kurdu. Bunlar aydın bir zümreydi.
600 konutu Siirtli müteahhit
Fatih Recep Saraçoğlu yapmaya başladı.
Daha sonra bu konutların yanıbaşında yine Siirtli işadamı
Fadıl Akgündüz'ün
Jetpa konutlarının temeli atıldı. Ve daha erken bitirildi.
Sorunlu Parlamenter Konutları'nı yapan
Saraçoğlu, Tayyip Erdoğan tarafından milletvekili adayı gösterildi. Ancak 17. sırada olduğu için kazanamadı.
Jet-Fadıl'ın konutları azami 30-40 bin dolara mal olurken; aynı tip Parlamenter Konutları ise 100 bin doları buldu.
Perişan olan emekli aydınlar, okumuşlar, parlamenterler; bu kadar yüksek bedel nedeniyle bir şekilde
AKP adayı olan müteahhitlerini desteklemiş olmadılar mı? Dolayısıyla da
AKP'yi...
Lütfen gidin bir
Parlamenterlerin Konutları'na, bir de
Jet Fadıl'ın konutlarına bakınız. Kimlerin mağdur olduğunu ve yüce
Parlamento'nun kutsal ismini kimlerin rant amacıyla
'kiraya' verdiklerini görünüz. (Sadece ben oğlumun dairesinin hesabını sormak için üç dava açtım.)
Akgündüz, hemşerilerine telefonla yalvararak beni kurtarın dedi; onlar da kurtardılar.
Peki burada kim ahlaklı ticaret yaptı;
Tayyip Erdoğan'ın karısının memleketisi olan Siirtli müteahhit
Saraçoğlu mu, kırmızı bültenle aranan
Fadıl Akgündüz mü?
Akgündüz, Türkiye'ye dönmüş; ben olsam gelmez telefonla yemin yapardım!
Ben
Jetpa Kooperatifi'nin üyesi olsaydım
Fadıl Bey'in heykelini sitenin önüne diktirirdim. Bir dönem ülke yönetiminde etkili olan aydınlar, okumuşlar, ülke yönetiminde söz sahibi olanlar utansınlar.
Alaturka Shekespeare
TİYATRO sevdalısı eski bir dostumuz bize
‘‘Shakespeare nasıl alaturka oldu?’’ diye sorarak etkilendiği bir oyundan bahsediyor.
'Shakespeare'in
'Onikinci Gece''si
Işıl Kasapoğlu rejisi ile
Çevre Tiyatrosu'nda
(Kocamustafapaşa) perdelerini halkın içinde açtı. Oyun interaktif anlayışta sahneye konmuş büyük bir enerji ve coşkunun seyirciyi sardığı sıcaklığı yakalamış. Oyuncuların üzerlerinde ağırlıklarla kendilerini rolleriyle bütünleştirmeleri işlerinin zor olduğunu gösteriyor ve oyuncular bunu başarı ile kotarıyorlar.
'Semaver Kumpanya'nun oyununda en çok dikkat çeken şey güncel şarkıların olması
Shakespeare'in bir nevi alaturkalaştırılması;
'Makber', 'Dönülmez Akşamın Ufkundayım', 'Barabar' (Bir anonim Sivas türküsü),
'Ölürsem Kabrime Gelme İstemem' gibi parçaların söylenmesi...
Güncelliği ve yerel motifleri anlatıcı ve müzisyenler yoluyla aktarmış
Kasapoğlu. Özellikle anlatıcıyı,
Shakespeare'in metninde olmayıp sonradan eklenmesi çok önemli bir güç katmış oyuna... Böylelikle de seyirciyle kurulan diyalog daha da başarılı olmuş. Oyunun temel direklerinden olan
Tobi Dayı ve
'anlatıcı'nın yorumu profesyonelce.. Üç saatlik oyunda sürekli espri bombardımanı nedeniyle dinlenmek için ara olmaması ve
Shakespeare'in güzel şiirli dili yok ediliyor... gibi eleştirilere karşın herkes keyifli.
Bu tiyatronun sıfır bütçe ile oluşturulduğu ve gençlerin maddi beklentilerini bir kenara bırakıp büyük bir enerji ile orada bir dünya yarattığı da bir gerçek. Başta
Ece Bar olmak üzere iyiliğini nasıl ödeyeceğiz diyor
'Semaverliler'...
BİLİYOR MUSUNUZ?
- İSTANBUL Valisi Erol Çakır'ın,
Berna Yılmaz'ın halasının oğlu ve kendisinden önceki İstanbul Valisi
Kutlu Aktaş'ın ölen eşinden dolayı da bacanağı olduğunu...
- GEÇEN dönem
TBMM futbol takımının sponsorluğunu yapan
M-Moil akaryakıt şirketinin sahibi
Süleyman Bölünmez'in, 100 trilyonluk
'Fırtına Operasyonu' davasının 1. numaralı sanığı olarak
Antalya'da 7 ay hapis yattığını, 3 Kasım'daki seçimlerde
Mardin'den bağımsız milletvekili seçildiğini ve ilk demecinde
‘‘Maaş almayacağım ve lojmanda oturmayacağım’’ diye demeç verdiğini...
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Kişiye özel yasa çıkartılırsa, sistemi zorlamak olur; Tayyip Bey için sistem bozulmadan çözüm bulunması gerekir.’’
(Galatasaray Üniversitesi'nden Prof. Necmi Yüzbaşıoğlu)