‘Seçme, seçilme ve seçim’

1. kitapta bir seçim kampanyasının nasıl yürütüleceği ve hangi konulara ağırlık verileceği açıklanarak tartışılıyor. 2. kitapta ise Osmanlı İmparatorluğu döneminde uygulanan ‘millet sistemi’ndeki seçim yöntemlerinden başlayarak, imparatorluğun 1876 yılında toplanan ilk Meclis-i Mebusan’ı, 1908 tarihinde 2. Meşrutiyet’in ilanı, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin tek parti dönemi ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Milli Mücadele ve 1. Türkiye Büyük Millet Meclisi dönemi ile 1946 yılında uygulanmaya başlanan tek dereceli seçim ve 1950 yılında 27 yıl süren CHP iktidarının değişmesi ele alınarak, izleyen yıllardaki demokrasi deneyimleri, askeri darbe dönemleri kitabın önemli bir bölümünü kaplamaktadır. Son olarak kitap, günümüze kadar yaşanan seçim sistemi değişikliklerini de içermektedir.

Kadınların dünyada ve ülkemizde seçim haklarına kavuşmaları ve kadın devlet başkanları ile yurdumuzdaki azınlıkların temsili konularına da ayrı bölümler ayrılmıştır.

BEŞİKTAŞ’TA OLANLARA ‘ŞERO’ GÖZYAŞI DÖKÜYOR

YİNE adayları sorgulayacağız... Evet, İstanbul’daki bu adaylar hangi kriterlere ve vizyona sahiptirler? Belediyeciliğe ne kadar hâkimler ve o ilçeleri ne kadar tanıyorlar? ‘Şak’ diye aday yapılıyorlar. Öncelikle bu Beşiktaş halkının çektiği nedir? Buna Genel Merkez’deki ‘Şero’ bile gözyaşı döküyor.

Beşiktaş için Erdoğan Toprak’ın eliyle getirilip aday gösterilen Rıza Akpolat’ın bağlantıları kimdir? Kimin koruması ve kollaması altındadır?

Konuyu biraz açalım:

CHP Genel Başkanı’ndan, belediye başkan ve genel başkan yardımcılarından, meclis üyelerinden ‘seçim’ heyecanı yeterince duyuluyor mu? Yandaş aday göstermek dışında ‘Biz bu seçimi nasıl alırız?’ diye çaba gösteren var mı? Emin olun ciddi bir çaba gösterilse ilçe adaylarından büyükşehire oy taşıyacak isimler hakkaniyetle korunup ‘Anadolu dengesi’ de korunamaz mıydı?

16 Nisan’daki referandumda yüzde 52 hayır çıkmasını sağlayan örgütün bir mensubunun (Cemal Canpolat) ne milletvekilliğine ne de belediye başkanlığına aday gösterilmemesi CHP için üzülünecek bir olaydır.

CHP içinde muhaliflere karşı, hem de il başkanlığı seçimini 7 oyla kaybetmiş bir ekibe karşı bu kadar acımasız davranılmaz ve kıyım yapılmazdı!

Bu yazıyı hazırlarken, önümüze dört sayfa Beşiktaş Abbasağa Mahallesi’nde (Beşiktaş Çarşı’da) 45 pafta 1535 ada, 16 parsel yere inşaat ruhsat talebini içeren (Merih İskent vekili Mert Deveci imzalı) bazı belgeler geldi.

BEŞİKTAŞ’A MÜTEAHHİT BAŞKAN

Yapının müteahhidi Rıza Akpolat (EMZA Akaryakıt Yapı İnşaat) olarak gözüküyor. Yani Beşiktaş’a Bahçelievler’den ‘paraşütle’ getirilip aday yapılan 37 yaşındaki genç... Yani Beşiktaş sınırları içinde ticari faaliyette bulunuyor.

İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin raporuna göre, bu yerin inşaat ruhsatı ve iskân raporunun görevden alınan eski belediye başkanı Murat Hazinedar ve onun vekili Hüseyin Avni Sipahi tarafından alındığı biliniyor. Vekâlette görülen Mert Deveci’nin belediyede memurlara ‘emir ve talimat’ veren kişi olduğu belirtiliyor. Bu kişinin bu yetkisini ve gücünü Eray Arda’nın yanında çalışmasından aldığını bütün belediye çalışmalarından biliniyor. Eray Arda ise Hüseyin Avni Sipahi’nin yeğeni, bazen de manevi oğlu olduğu konuşuluyor.

Çok değerli bir arsa, 3 bin metrekare.

Görünen odur ki bu adayın Beşiktaş’ta gösterilmesiyle Beşiktaş’ta eski düzenin sürdürüleceği anlamına geliyor.

Beşiktaş kaynıyor, bunların sorumlusu da Ankara’daki ‘dörtlü’dür...

Beşiktaş’a yazıktır.

HOZAT’TAN KONAK SÖZÜ YERİNE GETİRİLMEDİ

TUNCELİ’nin Hozat ilçesine İzmir’de öğretmen iken Kılıçdaroğlu tarafından gönderilen Celaleddin Polat, “Bana Hozat’tan sonra Konak’a adaylık için söz verilmişti ancak yerine getirilmedi. Alnım ak, başım dik bir şekilde İzmir’den memleketime gittim, siyasetten temiz bir şekilde ayrılıyorum. Bundan sonraki yaşamımda ülkemin bütünlüğü ve milletimin huzuru için çalışacağıma söz veriyorum. MYK kendine göre bir anlayışı egemen kıldı... Başka bir şey söyleyemem” diyor.

ÇAT’TAN ŞİŞLİ’YE VİZE YOK

ŞİŞLİ’den memleketi olan Erzurum Çat’ta belediye başkanı olarak görev yapan Şişlili işadamı Arif Kılıç da Şişli adaylığı için söz verilen ve yerine getirilmeyen isimlerden... Pek konuşmak istemiyor ama onun da anlatacağı çok şey var. Halbuki Sarıgül ile adaylık için mücadele edebilecek isimlerden olduğu söyleniyordu.