Paylaş
Bilimsel gelenek, değişim için, öncelikle alınan sonucun, muhtemel nedenleriyle birlikte ve olabildiğince somut-objektif veriler ve pratik-kuramsal eleştiriler ışığında ’ortak akıl’ arayışını gerektirir. Bilimsel diyalog ekseninde, bir dizi ’atölye çalışması’na ihtiyaç vardır. Bu bağlamda, AKP’nin ve CHP’nin seçim stratejilerinin ayrıntılı olarak değerlendirilmesi, güçlü ve zayıf yönlerin tespiti, başlangıç için önemli ipuçları verecektir.
Her ciddi dönüşüm, bu tür sabırlı ve sistemli çalışmaların ürünüdür. Bilim dünyasında kestirme çözüm arayışı, çölde ’serap’ görmek kadar yanıltıcıdır. Anadolu’ya cumhuriyeti, demokrasiyi ve çağdaş hukuku getiren kadroların kurduğu bir parti olarak, CHP mensuplarına yakışan, problem çözmenin bilimsel süreçlerini, bizzat kendi sorunlarını çözmede de harekete geçirmektir. Toplumsal uzlaşıya dayalı olarak bu tespit ve değerlendirmeler yapılmadan, karşılıklı ’kırıp dökmeler’ ya da ’sen değil, ben’ kısırdöngüsü içinde sorun çözmek, olanaksızlığa yakın bir güçlüktedir. Bilindiği üzere, bilim, gücünü ve saygınlığını izlenen süreçten alır; süreçler üzerinde uzlaşma sağlandığında, sonuçların benimsenme şansı yüksektir.
Bu amaçla, yönetim mevkiinde olanların, muhaliflerin, partinin bilim platformu üyelerinin, ilgili araştırmacı ve yazarların, iletişim uzmanlarının, kısaca bu konuda söyleyecek sözü olan hemen herkesin, şu ya da bu şekilde bilimsel diyalog sürecinde yer alması sağlanmalıdır. Süreç, bilimsel değerlendirmelerde yetkin, aktif siyaset içinde taraf olmamış, yansız, ’kolaylaştırıcı’ (facilitator) bir ekip kılavuzluğunda tasarlanıp işletilmeli; genel merkezin ya da muhalif hareketlerin, doğrudan ya da dolaylı güdümünde olmamalı.
Bu çalışmalar, bir an önce ve bizzat Sayın Genel Başkan’ın talimatıyla başlatılmalıdır. Amaç, CHP açısından, 22 Temmuz seçim süreci ve sonucunun, bilimsel bir değerlendirmesini yaparak toplumsal uzlaşıya dayalı bir strateji oluşturmaya katkıda bulunmak olmalıdır.
Bir yandan bu çalışmalar yapılırken, bir yandan da yeni dönemin öngördüğü muhalefet işlevinin önemine uygun çalışmalar sürdürülmelidir.
MAZİ VE ATİ...
Bilindiği üzere, devletin bunca yıllık çabasına rağmen, Türk milleti, rahmetli Prof. İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu’nun da dile getirdiği ’mazi ile ati çatışması’nı hálá sonlandıramamıştır. Bunda, muhtemelen, bilimsel yaklaşımları toplumsallaştıramamanın da önemli bir rolü olmuştur. Atılan hemen her adımda, bu çatışmanın ’kuşkulu’ gölgesi bir şekilde hissedilmekte; gereksiz yere, ülkemizin enerji kaybetmesine neden olunmaktadır.
Güçlü AKP iktidarı, bu çatışmayı, mevcut muhalefetin de yakın takip, uyarı ve katkılarıyla, çağdaş hukuk normları içinde sonlandırmada, daha avantajlı bir konum ve potansiyele sahip görünüyor. Bu fırsat iyi kullanılmalıdır. Bu bağlamda, bu dönemin muhalefet işlevinin iktidar kadar önemli olduğu da söylenebilir. Bu nedenle, CHP de, özeleştiri sürecini hızla tamamlayıp, kuruluş misyonuna da uygun olan bu tür katkılara odaklanmalıdır. Kuşkusuz, önemli olan sorunun çözülmesidir; kim tarafından çözüldüğü değil.
Prof. Dr. Niyazi KARASAR
AKP ılımlılaştı
SİYASET sosyoloğu Prof. Dr. Nur Vergin, Habertürk’te ’Weekend’ programında Hakan Çelik’in AKP ile ilgili sorularına ilginç değerlendirmeler yaptı. Çelik soruyor:
- AKP nasıl bir partidir?
- Türkiye’nin en modern partisidir. Yaşananlar (seçim) itibarıyla bir devrimdir.
- Türkiye’de Cumhuriyet ile ilgili kaygılar aşıldı mı?
- Ben AKP’nin giderek ılımlılaştığını düşünüyorum. Dünyadaki en ılımlı İslam, Türkiye’de yaşanmaktadır. Vehhabilikle hiç ilgisi yoktur. Ilımlı İslam, Osmanlı’dan beri bir tarzdır. Hanefi mezhebi çok akılcı ve ılımlı bir İslam yaklaşımıdır.
- AKP’nin seçim kazanması, Büyük Ortadoğu Projesi’ni nasıl şekillendirebilir?
- BOP ne olacak, Amerika Irak’taki başarısızlıktan geri adım atar mı bilmiyorum; ama görüntü itibarıyla Türkiye bir Ortadoğu resmine sokuluyor, bunu görüyorum... Sosyolojik anlamda, gittiğim bazı yerlerde Kahire gibi görüntüler dikkat çekiyor; türban bunun bir uzantısı olabilir. Bir Ortadoğulaşma yani... Fatih’ten beri bir Avrupa hırsı olabilen Türkiye için üzücü bir durum... Uluslararası ilişkiler bakımından handikap teşkil edecektir.
- Bu bağlamda eşi türbanlı bir siyasetçinin cumhurbaşkanı olmasına nasıl bakıyorsunuz?
- Türban, Çankaya’da beni kişisel olarak rahatsız edebilir.
Kendinize gelin
SEÇİMLERDE yenilgiye uğradıkları ve duvara tosladıkları için halkımıza kızanlara, hakaret edenlere diyoruz ki: "Lütfen kendinize gelin. Halkın kararına saygılı olun. Durumunuzu ve tutumunuzu gözden geçirin. Yanlış yolda olduğunuz, halka tepeden baktığınız ve halktan kopuk yaşadığınız için, halkımıza kızacağınıza, kendinize kızın..."
Binlerce teşekkürler size halkım!.. Sizinle gurur duyuyorum.
Dr. Hüseyin BULUT ANKARA
Biliyor musunuz
II. Erdoğan hükümetinde, İstanbul Milletvekili Egemen Bağış’ın, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Balıkesir Milletvekili Ahmet Edip Uğur’un da Sanayi ve Ticaret Bakanlığı için isimlerinin geçtiğini... 22. dönem Mersin Milletvekili Ersoy Bulut, AKP Mersin Milletvekili Zafer Üskül’ün ’sivil ve renksiz Anayasa’ önerisini sert dille eleştirerek "Yılların SHP ve CHP’lisi iken bugünün AKP’lisi olan Sayın Prof. Zafer Üskül’ün, ’yıllardır yakılmaya çalışılan toplumsal çatışma ateşini körüklemekten başka bir işe yaramayacağını’ söylediğini...
"BİZLER, üniversiteden çeşitli sebeplerden dolayı ayrılmak zorunda kaldık ve yeni eğitim döneminde okullarımıza dönmek istiyoruz. Seçimlerden önce bu konuda birçok çalışma yaptık ve AF2007 (www.af2007.com) adlı bir site kurduk. Seçimden hemen önce yeni hükümette milletvekili olarak görev alacak birçok kişiden söz aldık. Okumak istiyoruz."
Paylaş