SBS sınav sistemi değişti. SBS sınav sisteminin değişmesi demek 4.5 milyon öğrenci için basılmış ders kitabından, yardımcı kitabına, test kitabından, dergilere kadar her şeyin yok edilmesi, yeni müfretedata göre yeniden basılması demektir. Bu işin kağıt maliyeti 15 milyon TL geçer. Bu işten zarar gören esnafın sıkıntısı ise işin çabası.
Her yıl Milli Eğitim Bakanlığı tüm okullara ücretsiz ders kitabı vermekle başladı bu durum. Ücretsiz ders kitabının devlete 2003’den bu yana maliyeti 1,5 milyar TL dir. Ülkemizde yaygın olan bedavacılık anlayışı kitap dağıtım alanında da tam bir israfa dönüşmüştür. Devlet bütçesinden çıkan bu paralar ders kitabı yayıncılarına ihale bedeli olarak ödenmektedir. Kağıdın tamamı yurt dışından ithal edilmektedir. Her yıl öğrencilere 150 milyon adet ders kitabı, okullar açıldığında dağıtılmakta, ders yılı bitiminde yeni ders yılında yenisi verileceği için çöpe yada SEKA’ya hurdaya gitmektedir. Buna karşılık okulların zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için; katkı parası, yakıt parası adı altında kitap bedelinin birkaç katı para toplanmaktadır. Özellikle doğu illerinde yakıt parası tezek getirilerek karşılamaktadırlar.. Bir tarafta boşa harcanan paralar, diğer taraftan bağış yapmaya zorlanan veliler. Parasız eğitim bu mu? MEB’in AB uyum yasalarına uyma uğruna yarım yamalak uyguladığı ücretsiz ders kitabı projesi artık iflas etmiştir. Mevcut iktidar, halka kendi projesi gibi unduğu aslında AB’nin olan bu projeden vaz geçmek zorundadır. Yerine, tüm sektörü kucaklayan, devleti zarara uğratmayan, her yıl yenisi verilen kitap yerine tıpkı Avrupa ülkelerinde de uygulanan kalıcı kitapları kitapçılar eliyle öğrenciye yine ücretsin vermesidir. Diğer yandan, devletin ücretsiz ders kitabı vermesi, AB fonlarından gelen eğitim yardımlarının belediyelerce çanta, kırtasiye yardımına dönüştürmesi, devletin veremediklerini de gazetelerin promosyon olarak vermesi eğitim sektöründe ‘bedavacı eğitim’in bu sayede iyi öğretildiğini gösteriyor. Nihat EMEKSİZ
Devlet Bahçeli’ye çağrı
SAYIN Devlet Bahçeli 2009’dan beri Çayyolu manzarasına hakim bir villada ikamet ediyor. Bu villa sırtını büyükçe bir tepeye vermiş durumda. Ancak bu tepede bir tane bile dikili ağaç yok. Son günlerde hızla betonlaşan Çayyolu’nda bu tepenin de betonlaşmasını önlemek ve bölgeye bir güzellik katmak amacıyla ağaçlandırılmasını istiyoruz. Sayın Bahçeli’ye bir çağrıda bulunuyoruz. Lütfen bu tepenin ağaçlandırılması için bir girişimde bulununuz. Bir ağaçlandırma seferberliği başlatırsanız bizler de Çayyolu halkı olarak fidan dikimine katkıda bulunuruz. Dr. Osman DROP
TRT, Lacoste’u çok sevdi
TRT’nin Güney Afrika’dan yaptığı maç yayınlarında Lacoste’tan geçilmiyor. Ankara merkez stüdyodaki sunucudar Lacoste; Güney Afrika’daki anlatımcıda Lacoste, hatta konuk olarak alınanlarda da Lacoste marka giysiler var. Yani, Lacoste’suz bir TRT elemanı görmedim. Anlamak istediğim; RTÜK böyle bir ‘reklam’a nasıl izin verdiği... Bir anlaşma var mı? Varsa nasıl bir sponsorluk anlaşmasıdır bu? Özel televizyonlar böyle bir şey yapabilir mi? Sırf öğrenmek adına TRT’den yanıt bekliyoruz. Aydın BAYLAN
Yap-boz yolu
BİR yıldır kullandığım ve tabiri caiz ise kaymak gibi olan Konya yolu bir haftadır belediye ekiplerince kesilip yeniden yapılıyor. Zerre kada sorun olmayan yol kesiliyor, yeniden asfaltlanıyor. 20 yıl öncede her 2-3 senede bir aynı yola asfalt atılır kaldırımlar değişirdi. Şimdi bakıyorum da hirbirşey değişmemiş. Sabah Ankara istikametine bakınca en son kesilen asfalta baktım ve yazık ya bu ülkede hiç hesap soran yetkili çıkmayacak mı diye sordum kendi kendime... Herkes susmuş bakalım ne olacak. Mehmet DEĞİRMENCİ
Ankara tavşanı
PAZAR günkü yazınıza istinaden, Ankara tavşanı niye olmasın diye düşünüyorum. Ayrıca yazdıklarınıza da katıldığım gibi, neden onca yıllık Hitit ambleminin değiştirildiğini de zaten anlamamıştım. Çağla SAMANCI