Paylaş
Taşçı’nın ilginç görüşlerini okuyoruz: “Vergi kutsaldır, aklı başında, vatanını, devletini sevenin bu kavrama karşı çıkması düşünülemez. Ancak, birilerinin sayın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e, bazı işletmelerin devletin istediği, ödemekle mükellef olduğu vergiyi değil, canının istediği vergiyi verdiğini hatırlatmalarında büyük yarar vardır.
Gayrimenkul alan veya satan da, tapu harçlandırmalarında kişi beyanının kaldırılması yıllar olmuştur. Eskiden bir şahıs almış olduğu daireyi 500 bin liraya alır, tapu aşamasında, 50 bine aldım(!) der, tapu harçlandırması da bu beyana göre işleme tabi tutulurdu. Şimdi ise tapu işlemine başlamadan önce bağlı bulunulan ilgili belediyeden ‘rayiç bedel’ alınmakta, alınan bedel üzerinden de tapu harçlanması yapılmaktadır.
Eğer alım-satımlardaki rayiç bedelleri gazete ilanlarındaki, bedel üzerinden tespit edecekseniz, o zaman belediyelerden alınan rayiç bedellerinin hiçbir hükmü kalmamaktadır. Daha kestirme bir deyimle, belediyelerin rayiç bildirmeleri geçersizdir.
İşe nereden başlamalı
Gayrimenkuldeki vergi gelirleri aynen ‘bordro mahkûmları’ gibidir. Kaçmasına imkân yoktur. Belediye rayici neyse odur. Değerin altında bildirim mümkün değildir. Zaten belediye rayiç bildiriminin altında beyan geçerli değildir, tapu da böyle bir işlem yapmaz. Kişi gayrimenkulünü banka kredisi ile almışsa, zaten aldığı kredi miktarının altında bildirme imkânı yoktur.
Sayın Şimşek öncelikle işe Meclis’ten ve üst düzey bürokratların alıp-sattıkları mülklerden başlarsanız, hukuk ve kanunlar karşısında herkesin eşit olduğunun vurgusunu da yapmış olursunuz. Sürprizler karşısında da şok yaşamamanız için sabırlı davranınız. Orda milyonluk mülklerin, hangi bedellerle tapu harçlandırması yapıldıklarını görüp şaşıracaksınız.
Örnek olması bakımından öncelik meclis ve bürokratlardır. Türkiye’de % 90 oranında alım-satım arasında farklar olduğunu bilmeyen yoktur.
Çözümün yolu
Her 4 yılda bir değerlemeye tabi tutulan gayrimenkullerin, ehil ellerce gerçek bedellerin tespitiyle mümkündür. O zaman tapu harçlandırmalarında belediye rayiç bedelleri değil 4 yılda bir değerleme yapılan bedeller, her yıl için % 5 artırım yapılarak esas alınır. Bu durumda vatandaşlar da Maliye’de hiçbir sıkıntı yaşamaz aksi halde kaos kaçınılmazdır. Son 5-6 yıldır ivme kazanan inşaat sektörü darbe alır. Satıcı firma vergi bedelini alıcı kişilere yükleme yoluna gider. 200 binlik daireyi 210 bin liraya satar, olan vatandaşa olur. Vergide hafiyecilik değil, kanunlar geçerlidir. Kanunun uygulayıcısı da devlettir.”
Doğru yol budur.
Durakta gördü ve sordu: ‘Namaz kılıyor musun?’
“BEN Ö.K. Ankara’da bulunan bir üniversitede araştırma görevlisiyim. Dün akşamüstü Ankaray-Beşevler durağında başıma bana göre ilginç ve vahim bir olay geldi. Kızılay yönüne giden Ankaray’ı beklerken tam kulaklığımı takıp müzik dinlemek üzereydim ki yanıma ‘Selamünaleyküm’ diyerek genç bir arkadaş geldi ve yanıma oturdu. “Öğrenci misiniz?” sorusuna verdiğim “Hukuk Fakültesi mezunu, yüksek lisans öğrencisi ve araştırma görevlisiyim” cevabı üzerine kendisinin de “Hukuk Fakültesi öğrencisi olduğunu ve İslam Hukuku üzerine yüksek lisans yapmak istediğini” belirtti. Daha sonrasında benim nerede oturduğumu sordu, kendisi de nerede oturduğunu söyledi.
Bu konuşmanın akabinde “Namazla aramız nasıl abi, kılabiliyor muyuz?” diye bir soru sorması üzerine şaşırdım ve ister istemez gerildim. Bu sorusu üzerine “Ben otururken yanıma geldiğini, kendisini tanımadığım ve o da beni tanımadığı halde benimle konuştuğunu, yüksek lisans vs. üzerine konuşurken konunun namaza neden geldiğini anlamadığımı, dini vecibelerimi yerine getirip getirmemenin sadece beni ilgilendirdiğini ve bunu kendisinin sorgulamaya hakkı olmadığını” söyledim. Bunun üzerine “Kendisini yanlış anladığımı, beni rahatsız etmek amacı olmadığını belirterek hakkımı helal etmemi” istedi. Ben de “bunun hakkı helal edip etmeme meselesi olmadığını” belirterek Ankaray’ın gelmesi üzerine “Şimdi yanımdan efendice gitmesini” istedim ve elini iki kez uzatmasına rağmen sıkmadım. Yanımdan ayrılarak bizim 10 metre kadar yakınımızda bulunan arkadaşlarıyla birlikte diğer kapıdan Ankaray’a bindi. Kendisinin ve arkadaşlarının görünüşlerine baktığımda, hepsinin cemaat üyesi olduğu giyimlerinden ve yüz ifadelerinden belliydi. Hepsinde ince badem bıyık ve gömlek-kumaş pantolon vardı. Geçmiş yıllarda duyduğuma göre, dini cemaatlerin bazılarında, kot pantolon gibi vücudu dar gösterebilen giysilerin üyeleri tarafından giyilmesi hoş görülmüyor ve yasaklanıyormuş. Yaşadığım bu olay basit ve masum görülebilir ancak Türkiyemizin gittiği yöne ve geldiği duruma bakarsak son derece vahim bir olaydır. Benim yaşadığım bu olay, Türkiye’de yaşananlardan sadece biri, bu ve benzeri hatta daha kötüsü bir sürü olay yaşanmaktadır. Bu tür olayların kamuoyunda dile getirilmesi, hele sizin gibi dürüst, çalışkan ve vatansever gazeteciler tarafından dile getirilmesi bence önemlidir. O yüzden siz ve birkaç gazeteciye bu olayı iletiyorum. Eğer uygun görüp bu olayı köşenize taşırsanız ismime ve unvanıma yer vermemenizi rica edeceğim. Şayet zaman bulup iletimi okuduysanız sizin değerli zamanınızı çaldığım için kusura bakmayın.”
Ö.K.
‘Biz Türk’üz’ diyen başkana saldırıldı
MAKEDONYA’nın başkenti Üsküp merkezli Türkiye yanlısı Ufuk Derneği’nin başkanı Enes İbrahim’e, bir Türk ve bir Arnavut Makedonya Cumhuriyeti vatandaşı tarafından fiziksel saldırıda bulunuldu ve kendisine çıkardıkları Ufuk Dergisi’nin yayınlarına son verilmesi istendi. Ufuk Derneği’nin yankı yapan açıklamasına göre, derneğin ve derginin varlığı bazı çevrelerde rahatsızlık yaratıyor. Saldırganların, olayı Makedonya’da faaliyetlerde bulunan İstanbul merkezli bir vakfın (Rumeli Türkleri Vakfı-RUTEV) eski yöneticisi Melek Aras ile Üsküp Murat Paşa Camisi imamı Süleyman Baki teşvik ettikleri öne sürüldü. Saldırı Makedonya makamları tarafından sürdürülürken, olayla ilgili gelişmeler Türkiye’ye de iletildi. Saldırıya uğrayan Enes İbrahim’in daha önceki konuşmalarında “Biz Türküz, Atatürk milliyetçisiyiz” dediği biliniyor.
Biliyor musunuz
HAREM Otobüs Garı’nın işletilmesi konusunda ortada dolaşan olumsuzluklara dikkat çekerek çeken CHP Büyükşehir Meclis üyesi Doğan Tekel’in “İhale ile ilgili Cumhuriyet Savcılığı’nın iddianamesini üzülerek okudum. Adı geçen Belediye Başkan Yardımcısı Hilmi Türkmen görevinden istifa etmeyi düşünüyor mu?” dediğini... ? BODRUM Kaymakamlığı ve Belediyesinin, TÜBİTAK, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ve bazı üniversitelerin desteği ile Türk Fizik Derneği, 29. Uluslararası Fizik Kongresi’ne 1969 Nobel Fizik Ödülü sahibi Prof. Dr. Murray Gell-Mann’ın da katıldığını...
Paylaş