‘Sayın Başkan’ filmi

ADI bizde saklı eski bir milletvekili anlatıyor: ‘Yalçın Doğan, Divan Başkanı olan İstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem hakkında birçok iddiayı gündeme getirmiş.

Yanıt olarak da ‘bunlar geçmiş 20 yıllık iddialar’ diyor Öktem... Niye herşeyi açık söylemiyor? Öktem, SHP’den Ümraniye Belediye Başkanı iken, Ercan Karakaş’ın önüne ilçe örgütünden belediyedeki yolsuzluk dosyaları konmuştu. Karakaş daha sonra milletvekili seçilince yerine Yüksel Çengel geldi. Ümraniye örgütünün ihraç istemi talebi il örgütüne gelince Genel Merkez, olayı soruşturmakla PM üyeleri Ahmet İsvan ile Ayşe Akman’ı görevlendirdi.

Sonunda Öktem, imar yolsuzlukları ve usulsüzlükleri nedeniyle il disiplin kurulu kararıyla partiden ihraç edildi. Anımsadığım kadarıyla o dönem SHP’den Kartal, Eminönü, GOP, Beyoğlu, Eyüp, Sarıyer, Beykoz ve Üsküdar belediye başkanları hakkında da partiiçi soruşturma başlatılmıştı. Ancak haklarında bir karar alınmadan o sırada yeniden açılan CHP’ye geçtiler. Mustafa Sarıgül ise o dönemde yolsuzluktan değil bir delegeyi dövmekten dolayı ihraç edilmişti. Yani gidenler namuslu, SHP’de kalanlar şaibeli oldu sonuçta.

TARIK AKAN OYNADI

Geçen temmuz ayındaki Kurultay’da Divan Başkanlığını ‘sağlığını’ gerekçe göstererek kabul etmeyen ancak son kurultayda il başkanlarının önerisiyle divan başkanlığını üstlenen Öktem, senaryosunu Alev Alatlı’nın yazdığı Ünal Küpeli’nin yönettiği, Kadir İnanır, Alev Baymur ve Haluk Kurdoğlu’nun oynadığı ‘Sayın Başkan’ (1990) filmini hatırlıyor mu? Filmde ‘İdealist bir politikacının belediye başkanı olduktan sonra iktidar koltuğunda ideallerinden nasıl uzaklaştığı ve giderek düzenin adamı olduğu’ anlatılır. Bu film, kurultayda barkovizyondan gösterilseydi keşke...

İSKİ olayının çerçevesinde yaşananlardan bir kez daha ders alınsaydı.’

SPD’li Akgün utandı

‘SİZE başka gerçekleri de anlatmak istiyorum. Sayın Baykal Kurultayda tam dört saat konuştu, AKP’yi ağzına almadığı gibi AB ve küreselleşme şartları karşısında bir sosyal demokrat parti nasıl olmalı, hangi projeleri toplumun önüne koymalı, yeni örgütlenmesini nasıl oluşturmalı, partiiçi demokrasi nasıl sağlanmalı gibi temel sorunlar hiç gündeme getirilmedi. Bunları kamuoyunun gündemine taşımalıydı Baykal... Hangi düşünce ortaya konuldu? Kurultay’a ‘sandalye kavgası’ damgasını vurdu maalesef. Sarıgül’ü yetersiz bulanlar da kerhen kendisine oy vermek zorunda kaldılar; yoksa Baykal o oyu bile alamazdı.

- Bir başka skandalı daha anlatmak isterim. CHP’nin konuğu olarak Kurultay’a davet edilen SPD Köln Milletvekili Dr. Lale Akgün’e ilk başta bir yer bulunamamış. Yaşadıkları karşısında Akgün’ün şaşırdığını ve utandığını sanıyorum. Keşke CHP yönetimine, ‘Beni gerçekten davet ettiniz mi? Böyle bir sosyal demokrat parti olamaz. Bizde kongreler en az 3 bin kişilik salonda yapılır, internet sayfasında herşey ilan edilir; hatta partinin gelirleri ve giderleri de ilan edilir. Sabaha karşı kongre salonu işgal edilmez; tabancalı salona girilmez, kimse kabadayılık yapmaz, partinin muhalefet önderlerine söz verilir’ diye sormasını bekleriz.

Berlin’de, partisine vereceği raporda ‘CHP kongresinde maç izledim’ diye yazmış olmasına hiç şaşırmam.

SOSYAL DEMOKRAT HOCALAR

PM’
ye alınan Prof. Esfender Korkmaz’ı sağ görüşlü bir iktisatçı olarak bilinir. Prof. Burhan Şenatalar ve Prof. Aysel Çeliker gibi isimler YÖK’e atandığında ‘Cumhurbaşkanı YÖK’e solcuları atıyor’; İktisatçılar Derneği’ndeki bir seçimle ilgili olarak ‘Burasını komünistler bastı’ diye yazılar yazmıştır. Prof. Taner Berksoy, Prof. Burhan Şenatalar, Prof. Erol Katırcıoğlu, Prof. Seyfettin Gürsel, Prof. Hurşit Güneş, Prof. Türker Minibaş ve Prof. Toktamış Ateş, Prof. Korkut Borotav gibi sosyal demokrat düşüncedeki iktisatçılar varken, Prof. Korkmaz gibi anti-sol bir öğretim üyesi nasıl yönetime alınabilir?’

Kat mülkiyetini kimse takar mı

BAĞDAT Caddesi Feneryolu’nda Çim Apartmanı sakinlerinden: Giriş katındaki iki daire sahibi, kat maliklerinin rızası olmadan evlerini poliklinik olarak kullanılmak üzere kiraya verdi. Tapuda mesken olarak gözüküyor. İki daire birleştirildi; aradaki duvar yıkıldı. Evin dış cephesi, yan cephesi her şeyi değişti. Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre, bütün kat maliklerinin rızası var mı yok mu sormadılar bile. Kadıköy Belediyesi’ne sayısız şikayette bulunduk. Yapı Kontrol’den incelemeye geldiler ama sonuç sıfır...

O muhteşem bir bürokrattı

TİCARET Bakanlığı eski Dış Ticaret Müdürü Dinçer Asena’yı (78) Kanlıca’daki evinin önünde bir askeri cipin çarpması sonucu kaybettik; dün Ankara’da toprağa verdik. Öz babamı kaybetmiş kadar kahroldum. 1988’de emekli olduktan sonra danışman olarak görev yaptığı Ram Dış Ticaret’te yanında 4.5 yıl çalışma onuruna sahip oldum. SBF mezunu olup ‘ticaret ataşeliği’ yapmış, Türkiye’nin dış ticaret rejimi ile ilgili yasanın çıkarılmasında bizzat emeği geçmiş, özellikli bir bürokrattı.. Yanında çalışırken gerek disiplini, gerekse titizliği yüzünden çok sıkıntı çektim ama sonunda iş disiplini, ahlakı ve yüksek sorumluluğu ondan öğrendim. Tüm sevdiklerinin acısına katılırım.

Alp ESEN-İSTANBUL

Kardelen çiçeği gibi temiz insanlara

İZMİR
9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde son zamanlarda gördüğüm teşhis ve tedavi sırasında yaşadığım sağlıkla ilgili olumlu gelişmeleri halkımızla paylaşmak istedim. Sarkoidoz denilen sebebi bilinmeyen gizemli hastalığımın tedavisi sırasında tüm karşılaştığım doktor ve sağlık personeli, hastane personeli bir kardelen çiçeği gibi pırıl-pırıl ve mesleklerini tam yapmanın doruğundaydılar; kendilerini kutluyorum. Temennim bu güzelliklerin tüm hipokrat yemini etmiş doktor ve sağlık görevlilerine, tüm hastanelere örnek olması ve Türkiye’nin kazanmasıdır.

Şemsettin KARABAY İZMİR

Kürtleri ABD’nin kucağına biz attık

1 ŞUBAT
tarihli Hürriyet Gazetesi’ndeki ‘Kürt grupları ABD şımarttı’ haberinde Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın ‘Kürt gruplarını ABD şımarttı. Açıklamaları maksatlı, ancak muvaffak olamazlar. Türkiye gereğini yaparsözlerini yanlış buluyorum. ABD Başkanı’na kuzeyden cepheyi açacağız diye Sayın Başbakan söz vermedi mi? Tezkere sırasında Meclis’ten hayır oyu çıkartıldı. Biz değil miyiz Kürtleri ABD’nin kucağına atan.

Fikret ÖZARAS-İZMİR

GÜNÜN SÖZÜ

‘Akıllı bir adam gözleriyle güler, akıllı ve iyi niyetli bir adam gözleri ve yüzüyle güler, aptal bir adamsa dişleriyle güler.’

(Anonim)

Mesaj panosu

‘CAN verdi’
deyimi TV’lerde çok kullanılıyor. Lütfen bunun yerine ‘Hayatını kaybetti’ sözünü kullanalım, daha iyi olur diye düşünüyorum.

Mehmet KENANOĞLU

BOĞAZ köprüsünde Anadolu’dan karşıya geçişte trafiğin yoğunlaştığı 17.00-20.00 arasında, köprü ayağından 500-600 metre önce seyyar satıcılar satış yapıyor. Bunların arasında lösemili olduğu görüntüsünü veren küçük bir kız çocuğu ve annesi de dileniyor. İnsanlık dışı bu görüntüyü Valilik ve Emniyet’e web üzerinden defalarca aktardım, sonuç yok.

A. Sudi KARTAL
Yazarın Tüm Yazıları