Sandık kurtuluştur

ÜLKEMİZİN ve kendimizin kaderini, geleceğini belirleyecek bir seçim bu.

Sahip olduğumuz Atatürk’ün Cumhuriyet değerleri korumak, birlikteliğimizi savunmak için.

Bölücülükten uzak duran,

’Dokunulmaksızın’ yargı önüne çıkabilen,

Beyinleri yıkanmamış, çağdaşlığı ve gelişimi isteyen,

Liderleri bir araya gelip diyalog halinde olabilen,

Ahlaklı ve saygın siyaset yapan,

İyiyi kötüyü ayıran, ayrımcılık yapmayan, fitne fesadı düşünmeyen,

Tek adamlıktan uzak; evrensel değerleri benimseyen,

Teröre karşı barış ve huzuru savunan; kardeşliği ön plana çıkaran,

Kamunun haklarına sahip çıkan,

Laikliği ve bölünmezliği kırmızı çizgiler sayan,

Türkiye’nin çıkarlarını en önde tutan,

Çetelerden ve ’şeytanlıklardan’ uzak; ’maskesiz’ duran,

Siyaset ve ekonomide kırılganlıklardan uzak, borçsuz,

Halkı uyutmayan, kandırmayan, gerçekleri gizlemeyen,

Gerçek demokrasi için; temelinde laiklik bulunan çağdaş hukuk düzenine saygılı; kadın ve gençleri her zaman öne çıkartan,

Karanlığa değil aydınlığa çıkış arayan sağduyulu insanlar; buyurun o zaman..

Bugün sandık günüdür...

BARIŞ İÇİNDE...

Güle oynaya oyumuzu kullanalım; ’seçim sahtekárlıklarından’ uzak; birbirimizi severek, kardeşçe barış içinde...

Kumar oynamadan,

’Kriz’ ve ’yoksulluk’tan uzak gelişmiş, çağdaş Türkiye için...

Saadet zincirsiz, pederşahisiz, ’biat’sız; güvenilir ve dürüst liderler için;

Sandıkta doğru karar ver; Türkiye sevdalıları!..

"Türk milleti uyanıktır."

Anlayışlı ve zekidir.

Yani ’feraset’ sahibidir.

Jean Jules Jusserand, "Gelecek, kaderin değil bizim ellerimizdedir" diyor.

Onun için sandık sürprizdir; aynı zamanda ’kurtuluş’tur!

Susuzluğun miladı pazartesi başlıyor

KURUYOR, kavruluyoruz; her şeyimizle...

İktidar ve belediyeler susuzluğu bilerek gizlediler. Kısıntı veya kesintiden ’seçim’ nedeniyle korktular.

Sularımızı hiç ’kuraklık’ yokmuş gibi hoyratça tükettik; bir hovarda gibi ’har vurup harman savurduk’.

Tasarruf nedir bilmedik.

Perde şimdi kalkıyor.

Sadece seçimi düşününce bir kriz yönetimi bile oluşturamadık.

Ne banyo yapmaya, ne abdest almaya su bulacağız.

Hiçbir dağımızda eskisi gibi kar yok; dereler ’mahzun’ akıyor.

İstanbul ve çevresinde dereler ’leş’ gibi kokuyor.

Kuraklık için Özgen Acar, 1950’lerdeki iktidarında Adnan Menderes’in korkunç kuraklık nedeniyle güç durumda kaldığını, kuraklığın getirdiği enflasyon karşısında 1958’de 2.80 olan doları, üç katı aşan bir devalüasyonla 9 TL’ye çıkarmak zorunda kalınca ipin koptuğunu ve ardından acı sonu yaşadığını anlatıyor. Demirel’in de ’Kuraklık-hasat-seçimler’ konusunda "Eğer iktidar olarak köylüye para ödeyecek gücün varsa seçimi kasımda yap. Eğer paran yoksa haziranda yap ki, iktidarını koruyabilesin" sözlerini anımsatıyor.

BALIKLAR ÖLÜYOR

İktidar da kasımda yapılacak seçimi temmuz sıcağına aldı. 12 Eylül’de başlayacak Ramazan’dan önce vaziyeti kurtarmaya çalıştı.

Ama 23 Temmuz’dan sonra manzara vahim... Tüm göl ve akarsularımız kirli.

Göl, baraj ve derelerdeki balıklar can veriyor; yaban ördekleri çırpınıyor; yılan ve kurbağalar bir damla su için karalara vuruyor kendilerini...

Tarım ürünlerinde büyük bir rekolte düşüşü bekleniyor. Üreticinin gelirleri azalıyor.

Stoklar eriyor.

KITLIK TEHLİKESİ

Buna karşılık dünyadaki tarım ürünlerinin fiyatları da giderek artıyor.

Gıda uzmanları ’kıtlıktan’ söz ediyor.

Böyle bir yaşam tehlikesi karşısında ne genel, ne cumhurbaşkanı seçimleri, ne de referandumu kim takar!

Küresel ısınma sadece bizim başımıza mı patlıyor? Bırakın Londra’yı, Münih’i, Moskova’yı, Atina ve Sofya’da niye su sıkıntısı yok.

’Şişe ağzı’ konumundaki İstanbul’a milyonlar yerleştirdik. Bu rantın bedelini hep birlikte ödeyeceğiz.

Coğrafyamızı hiç de iyi günler beklemiyor.

Çare, deniz suyu mu? Onun da bedeli ağır; hálá tartışmaya açılmadı; bir çözüm üretilmedi.

GÜNÜN SÖZÜ

"Baylar, siyasa alanında birçok oyunlar görülür. Ama, kutsal bir ülkünün simgesi olan çağdaşlığa ve Cumhuriyet yönetimine karşı bilgisizlik, bağnazlık ve her türlü düşmanlık ayağa kalktığı zaman, özellikle ilerici ve cumhuriyetçi olanların yeri, gerçek ilerici ve cumhuriyetçi olanların yanıdır. Yoksa, gericilerin umut ve çalışma kaynağı olan yer değil!"

(Gazi Mustafa Kemal (Atatürk); 20 Ekim 1927, CHP 2. Büyük Kurultayı Konuşması: ’Büyük Nutuk’)

Biliyor musunuz

UĞUR Mumcu’nun anısına, Dr. Gürbüz Çapan döneminde Esenyurt (Büyükçekmece) Merkez Mahallesi’nde yaptırılan Uğur Mumcu Parkı’nın adının, AKP’li Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu tarafından ’Osmanlı Parkı’ olarak değiştirildiğini... HARP Akademileri Komutanlığı’nın önceki günkü mezuniyet töreninde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın büyük alkış aldıklarını, buna karşılık önemli bir siyasinin hiç alkışlanmadığını...
Yazarın Tüm Yazıları